Bölüm 4

258 23 6
                                    

Sabah olduğunda saat on bir gibi uyandık ama süper uyumuşuz.
"Ya Eda napalım evde mi oturucaz tüm gün?"
"Ya Eylül ben birşey diyicem sana."
Edanın anlatıcağı şeyi dünkü heyecan verici olayla tamamen unutmuştum.
"Evet ya sen bir şey anlatıcaktın, söyle hadi."
"Ya bizim Fransaya yeticek kadar durumumuz yok."
Edanın gelmesini çok istiyordum ama ona borç beş bin lira veremezdim ki.
"Olsun canım ya, başka bir zaman ikimiz yaparız ayrı, üzülmeme gerek yok zaten bende gezmekten çok Selimle vakit geçirmek için gidiyorum:D"
"Ama Fransa gezisi için sana birşeyler bakalım, yani..."
"Alışverişşş" dedik aynanda.
Hemen gidip gardrobumdan altıma siyah dar kot, üstüne siyah yarasa kol bir bluz giyindim. Eda da hazırlandıktan sonra bir alışveriş merkezine gitmek için taksiye bindik. Geldiğimizde alışveriş merkezinin önünde bir Ferrari duruyordu.
"Edaa..., hemen swarmını aç hadi hadi aşkım."
"Tamam, bekle soyismi neydi?"
"Sarsın."
"Eylül."
"Yok dimi ya?"-_-
"Burda." Oleyy iyiki burda.
"Eda saçım nasıl iyi görünüyor muyum, aşırı çirkinim ya of..."
"Saçmalama çok güzelsin."
Hemen içeri girip onunla karşılaşma umuduyla yarım saat bir mağazaya girmedik. Onu aradık, aradık, aradık. Yok, bulamadık. Ve iyice karnımız acıkmışken en üst kata için asansöre bindik, asansör sonunda en üst kata vardığında kapı yavaş yavaş açılırken altında kot pantolon ve üzerinde beyaz tişört üstüne lacivert bir ceket bulunan uzun boylu biri karşıladı bizi. O kimse güzel giyiniyordu. Yüzünü görmek için kafamı kaldırdığımda dağınık kahverengi ama havalı olan saçları ve gülümseyen güzel dudaklarıyla Selim karşımdaydı. Aman Allahım.
"A merhaba Eylül ve Eda." dedi Selim. Ben yeniden girdiğim şokun etkisiyle konuşamadan Eda "Merhaba Selim, ne işin var buralarda?" dedi, bende ona çocuğa niye geldin imasıyla sorulan soru suçuyla onu gizlice poposundan dürttüm.
"Yani ben alışveriş için geldim, bir sorun mu var?"
"Hayır hiç yok, Eda biraz şaşırdı seni görünce." dedim.
"Peki o zaman size yemek ısmarlasam kabul eder misiniz?"
Edayla aynanda olarak ben "Hayır" Eda "Bilmiyorum ki" dedi.Onun karşısında asla yemek yiyemezdim çünkü yemek yerken kendimi kaybettiğimi söyleyenler oldu ve daha buna hazır değildim.
"Niye aç değil misiniz?" diye sorunca hemen Edaya susmasını bildiren bir gönderme yaptım ve "Aç değiliz."
"O zaman dondurma ısmarlayım, dünkü olaydan hala kendimi borçlu hissediyorum." Onunla vakit geçirmek için dondurmayı kabul edebilirdim sanırım "Tamam o zaman" dedim ve bir kafeye oturduk, siparişlerimizi verdik ve sohbete başladık.
"Ee sizin ne işiniz var burda" deyip güldü. Biz karşılık vermeyince "Sadece biraz gülmek için yapmıştım, ama tamam."
"Önemi yok bizde Fransa için alışverişe geldik." dedim ve Fransa hakkında konuşmaya başladık, dondurmalarımız bitti ve vedalaştık. Sonra da alış veriş için aşağıya indik. Öncelikle bir valiz bakmalıydım ve girdiğim ilk mağazada gördüğüm mor üzerimde beyaz şekilleri olan bir valiz vardı ve hayran kalarak aldım onu sonrada toplam üç kombin aldım.
Edayla alşverişten aşırı yorulmuştuk. Yine benim eve geçtik. Bu sefer yatılı kalmayacaktı ama yorgunluktan biraz kestirelim dedik ve kanepelere uzandık.

hzulal2
Çok sevdiğim okurlarım kitabımı okuduğunuz için çok mutluyum rica etsem kitabım hakkında olumlu veya olumsuz ya da önerileriniz varsa ve atarsanız çok mutlu olurum sizi seviyorum:)

Neşeli AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin