Part 2- Bölüm 4

172 14 6
                                    


Keiji ertesi sabah kahvaltıya indiklerinde Kei'ye mesaj yazdı ama mesajını görmemişti. İletilmemişti hatta mesaj. Ona ormandaki yeri göstermek istiyordu.

Bokuto ile yemeklerini yerken Hiro ve Kentaro kahkahalar atarak aşağı indiler.

"Banyoya mı kilitledi kendini geri zekalı?"

"Evet dostum, omzuna dokundum sadece."

"Geri zekalı" dedi gülerek "Tam bir geri zekalı. Neden böyle anormal tipleri alırlar ki bu okula" dedi Kentaro, hiç sesini kısma ihtiyacı duymamıştı. " Eee sonra?"

"Sonra gece gelip yatmış sanırım bilmiyorum. Sabah yoktu odada." 

Keiji aniden alarma geçti. Bokuto'nun da onları dinlediğinin farkındaydı. "Hadi" dedi sevgilisine.

"Mhm" Bokuto hemen tabakları toplayıp bıraktı. "Dün gördüğümüz yere bakalım önce"

"Tamam."

Hızlıca geniş bahçeden geçtiler. Kei orada değildi. Belli ki yeterince gizli olmadığını düşünmüştü.

"Zarar mı verdi acaba ona? Sadece dokundu diye kilitlemez ki kendini insan. Canını mı acııtı, korkuttu mu acaba?"

"Bokuto gerçekten rahatsız olmuş olabilir." Dokunulmaktan da rahatsız olması ona bir şey hatırlatmıştı. Yetimhanede kaldığı zamanlarda bir çocuk vardı, kimse ile konuşmayan, iletişim kurmayan, göz teması bile kuramayan bir çocuktu. Sadece birkaç kelime ile konuşurdu. Biri ona dokunduğu zaman bir tür kriz geçirirdi. Keiji öğretmenlerin konuşmalarında onda otizm olduğunu duymuştu. Kei'nin bazı hallerini ona benzetiyordu. Sadece utangaç ve çekingen biri olduğu da düşünülebilirdi ama bu konuda bir şeyler okumuştu ve otizmin geniş bir spektrum olduğunu, farklı türleri olduğunu da biliyordu.

"Yani tabii o aptal bana da dokunsa iğrenç hissederdim de banyoya kilitlemek de biraz fazla değil mi?"

"Hayır tatlım zihinsel bir farklılığı olabilir. Yani bazı şeyler dikkatimi çekti. Bir sorunu olabilir diye düşünüyorum. Tabii olmayabilir de sen bir şey sorma, tamam mı?"

"Mhm tamam. Anlamadım ama bir sorunu varsa yardım ederiz ona değil mi?"

"Tabii ki bebeğim, bulalım da onu."

Tüm bahçeyi gezdiler, revire bile baktılar. Dışarıda değildi belli ki. "Kütüphaneye de bakalım." dedi Bokuto

"Mhm tamam."

İçeri girdiler kimse yoktu. Görevli bile gelmemişti daha. Kütüphanenin lavabosunda birinin kesik kesik nefes aldığını duydular.

"Kei?" Keiji seslendi. Yerde oturuyordu. Dizlerini karnına çekmişti. Yüzü bembeyazdı, gözleri kızarmıştı.

"Kei" yanına çöktü.

"D-dokunma." sertçe fısıldadı.

Keiji hemen ellerini kaldırdı "Tamam, dokunmayacağım." Sonra sevgilisine döndü "Bokuto su getir."

Bokuto hemen koştu. Otomattan bir şişe su aldı. Keiji kapağını açıp yerde perişan halde oturan arkadaşına verdi.

"Kei güvendesin, biz yanındayız." dedi sakince. Onu sakinleştirmek pek kolay olmayacaktı belli ki. "Seni revire götürelim mi?"

"Hayır"

"Hiro yemekhanede konuşuyordu geri zekalı pislik" dedi Bokuto, çok öfkeliydi.

"Dokunulmasından nefret ederim." dedi, nefesi hala düzelmemişti.

"Ne oldu Tsukki? Zarar mı verdi sana? Yemin ederim o ikisini öldüreceğim."

Heaven in Your ArmsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin