12. Bölüm

448 77 27
                                    


Ses sahnesinin dışında beklerken, -çekimler hala devam ediyorken- gözünü ikili kapının üzerindeki ışıktan tam ayırmadan, Seokjin gelen iki mesaja baktı. Vogue Korea fotoğraf çekiminde numarasını verdiğinden beri Jimin sık sık ona mesaj atıyordu. Ancak mesajların aralıkları, onları beklerken Seokjin'in tedirgin ya da umutsuz hissetmesine yetecek kadar açıktı. Entrika yaratacak kadar sık ve bu entrikanın günlük hayatın durağanlığı altında ezilmeyecek kadar kısa ve özdü.

Bir önceki gece Leesong-Heeil'in filmografisine duydukları sevgi üzerine paylaştıkları mesajların ve sonrasında Jimin'in Seokjin'e Fox Girl'ü beğenip beğenmediğini sormasının ardından Seokjin ilişkilerinin, Jimin için, bir iş için yapılan harcama olduğuna emindi. Aslında, Jimin'in kendisini tanımak istemesinin muhtemel nedeninin onunla çalışmak istemesi, hatta belki filmini çekecek olan prodüktöre Seokjin'i başrol olarak önerecekti. Bu hatırlatma, Seokjin'in son derece değişken bir doğaya sahip olan kendi hisleri için gerekliydi. Çekimi ve çekimin her türünün, tüm sınırlarının farkında olacak kadar yaşlı olduğu için, nasıl flört edeceğini de biliyordu.

Eski erkek arkadaşı bunu utanılacak, kontrol altında tutulması gereken bir şey gibi görüyordu. Ancak Seokjin farklı bir açıdan bakıyordu bu konuya. Flört etmek çekim ya da sonu gelmez bir arzuya açılan bir kapı anlamına gelmiyordu. Yatmaya niyetinin olmadığı, hatta çekici bile bulmadığı insanlarla flörtleşebilirdi. Ona göre bu, yeni başlayan bir arkadaşlıkta buzları eritmenin ya da eski bir arkadaşlığa heyecan getirmenin bir yoluydu. Yine de, Seokjin'e göre, Jimin'le içinde bulunduğu duruma bakacak olursa flört, buzları eritmekten fazlasıydı. En azından kendi açısından, aralarında bir çekim vardı ancak sınırlarının ne kadar geniş olduğunu bilmiyordu ta ki Jimin öğle yemeği teklifiyle gelene kadar.

Mesaja tekrar baktı. Neyse, sadece bir öğle yemeği. Ve öğle yemekleri profesyonel olabilirdi, iş için olabilirdi, sözleşmeler imzalanabilir, anlaşmalar yapılabilirdi. Ancak teklifin ardından eklenen "Eğer sen de istersen tabii," çok da iş teklifi gibi durmuyordu. Olamazdı. Eğer öyle olsaydı, soru Seokjin'in birlikte yemek yemeyi isteyip istememesi değil, yalnızca orada istenip istenmemesi, ya da önüne ne türden bir teklif sunulacağı olurdu. Sektörde her ne kadar yeni de olsa, en azından bu kadarını çabuk kavramıştı.

Davetkar bir teklifti ve aklının gerisinde bunu düşünüp duruyordu. Jimin'le birlikte öğle yemeği yiyebilirdi. Doyasıya yemek yiyebilir, kendilerini leylak şarap ve biftekle şımartabilir ve ardından özel bir yere gidebilirlerdi. Herhangi biriyle -fiziksel olarak- en son ne zaman yakınlaştığının takibini kaçırmıştı. Lotus Grove'un seçmelerinden sonra mıydı? Bir hafta sonrası? İki? Seçim yapan ekibin ona dönüş yapması iki buçuk hafta sürmüştü. Sonrasında ise, günleri imzalanan sözleşmeler, teklif edilen çeşitli roller, haberler, provalar, markalar, makyaj ve market serisine dönüşmüştü. Yaptığı yanlış başlangıçlar nedeniyle -şurada bir seçme, buradan olumlu bir geri dönüş- her seferinde 9-5 arası işini bırakabileceğini sanmıştı. Ne amatörce bir düşünce.

Bazen yorgun olduğunda -ve bunu hiç kimseye itiraf etmiyordu, kendine bile itiraf ettiği zamanlar oldukça sınırlıydı- eğer durumları farklı olsaydı, eğer birinden biri gerçek bir ilişkide olmasaydı, Jeongguk'la çoktan yatıp yatmayacağını merak ediyordu. Çok saçma bir düşünceydi ve gelip geçiciydi, aklına geldiği an geri gidiyordu ve Seokjin'in aklında neredeyse hiç iz bırakmıyordu. Ancak son zamanlarda sık sık sormaya değer bir soru olarak buluyordu bunu.

Sorun şu ki, Jimin'le bu amaçla öğle yemeğine gidemez ya da başka herhangi bir şey yapamazdı. Eğer söz konusu, birinin ilişkisiyle ilgili gerçeği öğrenmesi anlamına geliyorsa. Hafifçe iç geçirdi, bir cevap yazmaya başladığında omuzları çökmüştü.

Taaffeite Moths | JINKOOK (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin