Birlikte çıktıkları her randevu eşit seviyede şüphe ve sevgiyle karşılansa da, bu işin bir de küçümseme tarafı vardı. Küçümseme, özellikle de işi kendisiyle ilgili her şeyin bilinmesine dayanan insanlar için önüne geçilemezdi. Genç bir soyut ressamın sanat galasının yapılacağı yere ulaştıklarında kalabalığa satabilecek herhangi bir şey arayan paparazzi ve gazetecilerle karşılaştılar. Jeongguk şoför koltuğuna doğru ilerlerken arabanın arkasından değil de önünden dolaşmıştı. Bu bir fark yaratır mıydı? Jeongguk için hayır ancak bunda aslında orada olmayan bir anlam yaratacak biri muhakkak olacaktı. Seokjin kapısını açmak için beklerken, Jeongguk yanındaki koltuğundan kalkmakta olan Seokjin'e elini uzatırken çekilen fotoğraflar günlerce internette dedektif olmayan insanlar tarafından analiz edilecekti.
Seokjin'in Jeongguk'u beklemesinin garip bir biçimde kontrolcü ve her zaman ipi elinde tutan taraf olması anlamına geldiğine karar vereceklerdi. Ya da Seokjin'in beklemesinin onun mızmız ve kendini beğenmiş olduğu, sanki kraliyet ailesinden geldiğini düşündüğü anlamına geldiğine karar vereceklerdi. İçeri doğru yürürken Jeongguk'un bir elini Seokjin'in beline yerleştirmesini sahip çıkma olarak yorumlayacaklardı belki de. İhtimaller sonsuzdu.
O yüzden en iyisi bunlar için üzülmemekti.
Randevularının büyük bir kısmını minimal tutmuşlardı şu ana kadar. Büyük bir kırmızı halı, kameranın her hareketi kaydettiği görkemli bir ödül töreni yoktu. Yemeğe çıkmış, maçlara, filmlere, kafelere gitmişler ve ardından eve dönmüşlerdi. Bu haberler çıkmaya başladığından beri birçok röportaj veren Seokjin her ne kadar meraklı gazeteciler kaç kez sorsa da ilişkileriyle ilgili hiçbir detay vermemişti. Gizlilikleri, sürekli birbiriyle ilgili konuşma ihtiyacı duymamaları, ilişkilerinin sahte olduğunun düşünülmemesini sağlayan ana nedendi. İkisinin de enfes birer oyuncu olması ise cabasıydı.
Jeongguk iki elini de Seokjin'in beline yerleştirip hafifçe sıktı. Bu davranışı Seokjin'in kasılmasına neden olmuştu. İkisi de bunu hissetti ve neredeyse bu yaşanır yaşanmaz Seokjin bedenini gevşemesi, yumuşaması, daha az katı olması için zorladı.
Jeongguk elini hemen geri çekmemişti. O, ikisi de üzerinde ne kadar göz olduğunun farkındaydı. Eğildi ve dudaklarını Seokjin'in kulağına yaklaştırdı. "Bu uygun mu?"
"Mm."
"Emin misin?"
"Evet, sorun değil," diye mırıldandı ve dönüp Jeongguk'a bakarken yüzünde hayranlık dolu bir gülümseme vardı. İyi bir oyuncuydu. Diğer herkes için bu, tatlı bir an gibi görünüyordu. Ancak Jeongguk da oldukça iyi bir oyuncuydu. Ve huzursuzluğu görebiliyordu. Ama geri gülümsedi ve ellerini Seokjin'in belinden çekip onun yerine elini tuttu. Daha da iç kısımlara ilerlerken fısıldadı: "Bu Song Kigeum. Galanın sahibi."
Seokjin tam bunun ne anlama geleceğini soracaktı ki Jeongguk'un bahsettiği kadını gördü. Tamamı bordo renkteki saçları dizinden aşağı kadar uzanıyordu. Odanın içerisinde ağır ağır dolaşıyor, sanki dünyanın en rahat şeyiymiş gibi insanları karşılıyor ve onlarla sohbet ediyordu. Seokjin biraz onu izledi ve ardından odaya bakındı. Herkes çok resmi, çok pahalı görünüyordu kesinlikle. Kendisinin bu insanlar arasında ne kadar soluk durduğunu merak etti. Jeongguk'la birlikte birkaç tabloyu ve heykeli inceledikten, hiçbir şey anlamadıktan ancak yine de takdir ettikten sonra bu soruyu dile getirdi.
"Jeongguk."
"Hm?"
Seokjin tereddüt etti. Sesine gizlice karışan savunmasızlıktan nefret ediyordu. Hiç hoş değildi. Ancak çaresizdi, merakı onun güçlü olma isteğinin önüne geçiyor ve onu alt ediyordu. "Ben buraya uygun muyum? Doğruyu söyle, yalancılardan nefret ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taaffeite Moths | JINKOOK (Çeviri)
Fiksi Penggemarorijinal hikaye ao3'te nonheather tarafından yazılmıştır Yükselen yıldız Kim Seokjin ve rehabilitasyondan yeni çıkan eski çocuk oyuncu Jeon Jeongguk, halkın gözünde daha olumlu bir izlenim inşa etmek için ajansları tarafından sahte bir ilişkinin alt...