43-the 'pit confirm' button is the 'ok' button, Brad!

531 42 8
                                    


önceki bölümdeki oy sınırı geçilmedi ama yine de araya fazla zaman girdiği için bölüm atmak istedim. finale yaklaşıyoruz bu yüzden malesef bölüm aralıkları daha uzun olabilir

🏎

Heyecanla bacaklarımı sallarken elimi çeneme dayamış yarış ekranına bakıyordum. Şimdilik 15. turdaydık ve yarış gayet normal gidiyordu.

Monza pistine 'hız tapınağı' lakabını kim verdiyse tamamen haklıydı. En yavaş araç bile bize göre öyle hızlı gidiyordu ki gözümle takip edemez hale gelmiştim.

Deniz ise benim dediğim gibi 2. sıraya kadar yükselmişti. Tabi bunda 2 şampiyonluk adayının yarış dışı kalmış olmasının da yardımı dokunmuştu. 2 iyi pilot yarış dışı olunca Deniz de direkt ikinciliğe yükselmişti ve arkasındaki Ferrari'lere karşı yerini korumaya çalışıyordu. Ayrıca Deniz'in takım arkadaşı da 1. sıradaydı. Yani sıralama böyle devam ederse onlar yarışı 1. ve 2. olarak bitirebilirlerdi.

Toplam 53 tur vardı, yarışın ortalarına doğru artık herkesin lastikleri aşınmaya başladığı için herkes lastiklerini değiştirmeye başladı. Deniz, Ferrari pilotundan önce davranıp bu turda pite girip lastiklerini değişmişti. 2.3 saniyede yaptıkları lastik değişimini bizde çok yakından izlemiştik.

Ama malesef pit yolunda güvenlik sebebiyle hızlarını düşürmeleri gerektiği için Deniz 2 sıra kaybetmiş ve 5

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ama malesef pit yolunda güvenlik sebebiyle hızlarını düşürmeleri gerektiği için Deniz 2 sıra kaybetmiş ve 5. liğe düşmüştü. İçimden bu durumu toparlamasını diledim.

Ama yarışta son 5 tur kalmasına rağmen Deniz sadece üçüncülüğe kadar tırmanabilmişti. Tamam, üçüncülük de harika puanlar getirebilirdi ve hâla takım arkadaşı 1. sıradaydı, yine aynı podyumu paylaşacaklardı ama 2. olursa bu sezon aynı anda 1. ve 2. olan ilk takım olacaklardı.

Stresten tırnak etlerimi yediğimi ağzıma gelen kan tadıyla anladım. Elimi çektim ve oturduğum masadan peçete alarak parmağıma bastırdım. O an garson kızlardan birisi gülümseyerek önüme yara bandı koydu.

Vip cidden ayrı bir şeymiş!

Küçük bir yara da olsa kanıyordu, elime yara bandını takarken birden herkes bağırmaya başladı. Kafamı kaldırdığımda 2 tur kalmışken Deniz önündeki Ferrari aracını geçip 2. olmuştu. Sevinçle bağırmaya başlamıştım, zaten benim bağırışım bütün elitliklerine rağmen çığıran McLaren hayranlarının yanında hiçbir şeydi.

Ayakta Miray'a sarılmış bir şekilde son turun da atılmasını izlerken dışarıdaki herkes piste yakın olan demir tellere çıkıp Deniz ve takım arkadaşı Daniel'a el sallıyordu.

İkisi de bitiş çizgisini arka arkaya geçince artık ikisininde podyumu kesinleşmişti. Tüm McLaren çalışanları aşağıda zıplayarak sevinirken ekrandan Deniz ve Daniel'ın da arabalarında sevinçle ellerini salladıklarını görebiliyordum.

 Tüm McLaren çalışanları aşağıda zıplayarak sevinirken ekrandan Deniz ve Daniel'ın da arabalarında sevinçle ellerini salladıklarını görebiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkes podyumu görebilmek için aşağı inerken bizde onlarla aşağı indik. Sevinç çığlıklarının yükseldiği garajın önünden geçerken Eliza bizi gördü ve koşarak yanımıza gelip ikimize de sarıldı. Sonunda ayrıldığımızda "Parc ferme'ye gidiyoruz! Siz de gelin hadi " diyip bizi çekiştirdi. Parc ferme yarıştan sonra tüm herkesin sırayla arabalarını park ettikleri yerdi. İlk 3 tabiki en öne park ediyordu ve sonra pilotlar takımıyla kutlama yapıyordu. ayrıca parc ferme'de arabalarda hile olup olmadığını kontrol eden görevliler de olurdu.

Yarıştan sonra atılan tek tur bitmiş olmalı ki ilk önce Daniel, daha sonra Deniz arabalarını 1 ve 2 yazan yerlere park ettiker. İlk inen Daniel olurken arabadan inip koşarak kısa bariyerlerin arkasında duran takımın üstüne atladı. Bizde yan taraflarında durduğumuz için sevinçleri bize kadar taşıyordu. Onlar ayrıldıktan sonra Daniel tartılmak için içeriye geçti. Bu sırada Deniz de takımıyla sarılmaya başlamıştı. Sırayla herkesle sarılırmasını izliyordum ve o an Miray'ın 2 yan tarafında Deniz'in abisi Kemal abiyi gördüm. Deniz ona da sarılırken ikisi uzun süre sarılı kaldılar. Sonunda 2 kişiye daha sarılıp Miraya sıra gelince kısa şekilde sarıldılar.

Allah'ım 3 günde 3. sarılışımızı yaşayacaktık ve burada saymaya bile gözümün korktuğu kadar kamera vardı. Hatta bazıları naklen tüm dünyaya canlı yayındaydı!

Miray'dan ayrılıp bana sarıldığında tamamiyle ona yapışmış hissediyordum. Kaskı hâla kafasındaydı ve biraz rahatsız olmuştum. Sonunda benden ayrıldı ve kaskının önündeki visor'ı kaldırıp sesini duyurabilmek için bağırarak "Bana şans getirdin, bundan sonra her yarışta benimlesin" diyip tekrar sarıldı.

Acaba kameralarda dışarı taşan kalbim de gözüküyor muydu?

Heyecandan gülümsedim, yüzüm kıpkırmızı olmuşken benden ayrıldı ve takımdan birkaç kişiye daha sarılıp o da içeriye doğru ilerledi. Kaskıyla birlikte tartıldıktan sonra tekrar dışarıya çıktı ve ilk 3 için hazırlanan havlu ve suyun olduğu küçük masaların oraya gelip kaskını çıkardı.

Kızarmış yüzü tamamen ortaya çıkarken kendimi ona hülyalı bir şekilde bakmaktan geri alamadım. Havluyla yüzünü kuruladı ve suyu açıp kafasına dikti. Yarış sonrası hemen röportaj aldıkları için röportaj alanından ayrılan Daniel'la tekrar sarıldılar ve röportaj vermeye başladı.

Sonunda tüm röportaj işleri bitti ve kupalarını alacakları podyuma gitmek için içeri geçtiler. Geri kalan herkes de bu seremoniyi izlemek için yüksek balkon şeklindeki podyumun altına toplandı. 3.den başlayarak sırayla 3 pilotta çağırıldı. İlk önce Daniel Avustralya 'lı olduğu için Avusturalya marşı çaldı, daha sonra da Deniz için İngiliz marşı çaldı. Teker teker üçünün de kupaları verildikten sonra kutlama amacıyla şampanya patlattılar. Herkes gülerek bu anları izlerken ben hülyalı hülyalı bakmamaya çalışıyordum çünkü göz kırpsam kırpma anını hd olarak kameraya alacak kameramanlar vardı!

Yine de kendimi kaptırmış olmalıyım ki Miray hafif kolumu dürttü ve eğildi "Televizyon kamerası seni çekiyor aşık aşık bakma" tuhaf görünmemek için ağzında mırıldanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yine de kendimi kaptırmış olmalıyım ki Miray hafif kolumu dürttü ve eğildi "Televizyon kamerası seni çekiyor aşık aşık bakma" tuhaf görünmemek için ağzında mırıldanmıştı. Bende normal bir şekilde gülümseyerek alkışlamaya devam ettim. Yan taraftaki dev ekrandan sonunda kameranın benim yüzümden çekildiğini görünce rahat bir nefes aldım. Deniz'in yüzündeki mutluluk her yerden okunabilirdi, ve bende onun için gerçekten mutlu olmuştum. bunca yaşadığı şeyin üstüne kendini geliştirerek aldığı başarılar gerçekten gurur vericiydi.

🌈

deniz / yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin