42- Jamie is looking so good today

553 33 4
                                    

İyi okumalar 🏁


^^

"Şimdi, sıralama turlarında Q1, Q2 ve Q3 olmak üzere 3 bölüm var. Q1, yani Qualifying 1'de tüm pilotlar tur atıyor ve en hızlı 15 pilot ikinci tura, yani Q2 çıkıyor. Q2 de ise en hızlı 10 pilot 3. tura çıkıyor ve en sonda da herkes en hızlı turu atmaya çalışarak bitiriyor. En hızlı turu atan da 1. sırayı, yani Pole Pozisyonunu alıyor" dedim. Miray bana boş boş bakarken "Anlamadın mı? Çok basit aslında!" dedim sitemle. Miray kafasını salladı "Anlaöaya çalışıyorum bi' dur ya.." kafasında bir şeyleri tarttıktan sonra devam etti "Peki bu Q1 Q2 Q3 arasında ne kadar oluyor?" "En fazla 15 dakika falan" dedim

"O zaman Pole Pozisyonunu alan en avantajlı olan, sonuçta yarışa ilk başlıyor" dedi. Omzuna vurdum "Aferin Sherlock, aynen keep going" güldük. "Peki genellikle Ali q3'e kalıyor mu?" dedi. "Genellikşe kalıyor ama 5. veya 4. oluyor. Daha ilk sırayı göremedi" dedim ve ekledim. "Onun arabasının motoru düzlüklerde daha hızlı ve bu pistte de baya uzun düzlükler var. Yani hızını korursa ilk sıraları zorlar" dedim. Bir şeyler düşünürcesine kafasını salladı.

Sonunda ilk sıralama turları başladı ve araçlar yavaş yavaş ilk turlarını atmak için piste çıkmaya başladı. Tam Mclaren garajının üstündeki balkonda olduğumuz için aşağı bakarak Deniz'in garajdan çıkmasını izledik.

Miray yüksek motor sesinden rahatsız olmuş gibiydi ama onun aksine bu yüksek sesler bana çok güzel geliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Miray yüksek motor sesinden rahatsız olmuş gibiydi ama onun aksine bu yüksek sesler bana çok güzel geliyordu.

Deniz Q1 ve Q2 de yakaladığı yüksek başarıyla Q3'e de kaşmıştı. Arabasını tekrar garajdan çıkardı ve turlara başladı, 3. turunda attığı turla 1. sıraya yerleşti. Sevinçle yerimde zıpladım ve diğer herkes gibi alkışlamaya başladım. Ekranda hala 3 dakika kaldığını gösteriyordu ve herhangi bir sorun olmazsa Deniz Pole ödülüne çok yakındı.

Ama malesef ki son dakikalarda atılan diğer turlarla Deniz 4. lüğe düşmüştü. yine de güzel bir yerdi diye düşündüm.

Tüm sıralama boyunca Miray'a bilmediği şeyleri özet geçmiştim. Sonunda etraf durulunca bizim de gitme vaktimiz gelmişti, Deniz'i görmeden gitmek tabiki istemiyordum ama o bir şey demeden ben de ona yazamazdım lanet gururum yüzünden.

Toparlanıp aşağı indik, tam otoparka doğru yürüyecekken köşeyi dönünce karşımıza Deniz çıktı. "Gidiyor musunuz?" etrafta birkaç kamera olduşunu görünce kendimi kasmamaya çalıştım.

En fazla 1-2 resim çekerlerdi.

"Evet, senin kadar olmasa da yorulduk biraz" dedi Miray gülerek. "Bu arada gayet güzel iş çıkardın" diyip güldüm. O da gülümsedi. Arkadan ona seslendiklerinde "Sizi memnun edebildiysem ne güzel, ama şimdi gitmem gerek. Akşam sizinle yemek yemek isterdim ama biraz meşgulüm" dedi sıkıntılı bir sesle "Sorun değil, zaten yeterince işin var bizi düşünmene gerek yok" dedim gülerek

Aklının bizde kalmasını istemiyordum. Güzelce dinlenmeliydi, bugün ben bile yorulmuşken onu hayal edemiyordum. Vedalaşmak için ikimizle de sarıldı ve bizden ayrıldı.

Birden temas bağımlısı çıkmıştı başımıza!

Miray'a yaklaşıp "Yarın Instagram'da boy boy fotoğraflarımızı görmesek bari" dedim. Miray elini salladı "Aman ne olacak. Zaten hep birlikte tatile çıktığımızda da fotoğraflar çıkıyor. Arkadaş olduğunuzu anlarlar yani" kafamı salladım.

"İtalya'da harika bir pizza yemeden döndüm diyemem kimseye, bıçaklarlar kızım beni. Çabuk internetten 5 yıldızlı bir yer bul. Acıktım ya, bir de Vip olacak! Kuş kadar cheescake neyimize yeter acaba?!"

Gülümsedim "Hemen bakıyorum" dedim ve telefonuma bakmaya başladım. Miray'ın kolunda olduğum için düşme ihtimalim azdı ama yinede arada yolu kontrol ediyordum

🏎

"Hazır değil misin miray!" dedim. Sonunda banyodan çıktı "Nasılım" dedi ve hızlıca etrafında döndü. Elbisesi güzel olmuştu "Harikasın ama çubuk gibi dönüyorsun" dedim gülerek "Ne çubuğu ya?" dedi "Biraz sertsin yani, üstündeki elbise tatlı minnoş sen nargileci kız gibisin" güldüm, kendimi tutamıyordum.

Miray göz devirdi "Lütfen bir daha Türkiye'ye dönme. 1 ayda pehlivana dönmüşsün" dedi ve ekledi "Ayrıca sen kendine bak. Cidden milyonların izlediği organizasyona kot pantolon ve bluzla mı katılacaksın?" dedi. Üstümü süzdüm, gayet şıktım bence "Bana diyorsun ama sen her an okula gidecek gibisin" diye de ekledi. Omuz silktim "Renkler ve zevkler canım, ayrıca sen saçına ne yaptın? çok tatlı olmuş" gülümsedi "Önlerine maşa yaptım nasıl?" dedi

"Çok tatlı" dedim. "Sevgilisi olmayan birkaç pilot kaldı. Bi' tanesini düşürmem lazım"

"Hayırdır? Sen bu sevgili işlerine soğuktun en son?" dedim. Aynada saçlarını düzeltti "Eskidendi o, burası fokurduyor kızım, Senin flörtün var diye görmüyorsun"

"Flörtüm falan yok" dedim çantamı alarak. Kafasını salladı inanmamış gibi "Yakında olur merak etme"  Ofladım, "Hadi çıkalım artık yarışa 1 saat kaldı. Denizi bile göremeyeceğiz!" dedim. İmayla güldü.

"Tamam tamam hadi gidelim"


🌈


deniz / yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin