Durdu, ılık nefesi tenimde iz bırakan toz taneleri gibi dağılıyordu. Sustum, yaklaştı. Eli sırtımdan belime doğru kaydığında ansızın ürktüm, tüylerim diken diken olmuştu.
"Neden bu durumda olduğunu merak ediyor musun?" Sesi tehditkardı.
Bilmeme ra...
Pencerenin camına başını yaslayan geçmiş, kanlı dişlerini usulca gösterdiğinde yük dolu siyah bulutların arasından bir şimşek çaktı denizin ince çizgisine. Gökyüzünün siyah kavisinden akan yağmur damlaları, hırçın denizin üstüne hare hare yayılırken gökyüzü, şehri kendi rengine gebe olan olan silik karanlığına boyamıştı. Caddedeki sokak lambaları solgun ve cılız ışığını yaymakta kararsız gibiydi. Cama vuran yağmur taneleri daha önce duymadığım sessiz bir melodi fısıldıyordu.
Yağmurun pencereden sızan hain ıssızlığı enseme dokunduğu anda irkildim. Cama vuran yağmurun gürültülü melodisini dinledim bir süre. Zihnimin kıyısına saplanmışçasına o kelimeyi fısıldıyordu. Gözlerimi kapattım. Gözyaşlarıyla gönlüme taht kuran acı, içimdeki yakıcı ızdırabın emanetiydi gözüme; gözümdeki yaş hür bir şekilde kendini bıraktığında emanetine sahip çıkamamıştım yakıcı ve titretici acımın. Nefesimi verdim sıkıntıyla, verir vermez yansımam buhar oldu. Tıpkı geleceğin geçmişin idam sehpasında asılıp ruhundan kopan bir haykırış gibi...
Telefonuma gelen mesaj sesinin eli, içine daldığım dünyadan beni hızla çekip asıl zamana getirdiğinde telefonun yanıp sönen ekranına baktım, Tanem mesaj atmıştı. Geçen gece partiden geldikten sonra beni aramıştı ama telefona cevap vermemiştim, kızgınlığımın geçmesi gerekiyordu.
Pencereye yasladığım kafamı kaldırıp yerimden kalktım ve WhatsApp uygulamasına girdim. Tanem ve Bora'nın mesajlarını es geçip başka bir sohbete girdim. En son 'yakında öğreneceksin' diyerek son kez mesaj atmıştı. O günden sonra iki gün geçmişti, gizemli numaradan ses yoktu. Attığım mesajlara da geri dönmemişti, tekrar aramıştım ama hat sürekli meşgule düşmüştü. Attığım mesajlar hala iletilmemişti, sanırım beni engellemişti.
Uygulamadan çıktığımda telefon bir kez daha titredi, bu sefer telefonuma önceden eklediğim gmailden bildirim gelmişti.
Gönderen: erinylr28@gmail.com
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kaşlarımı çattım, vücuduma soğuk ve keskin bir şeyin yayıldığını hissettim. İçgüdüsel olarak hemen geri ok simgesine bastım.
Sen de kimsin?
Mesajı gönderdiğimde ellerim titremeye başlamıştı. Derin ve titrek bir nefes alıp tavana baktım. Bir yastıkla üzerine bastırarak boğduğum vicdanım aniden yüzeye çıkan bir balık gibi ellerimden kurtulmuş ve karşıma dikilmişti. Gözlerimi kapadım, bu zamana kadar susturduğum suçluluk hissi bir sis misali etrafımı sarmıştı. Biliyordu, biri öğrenmişti.
Ellerimin arasında titremeye başlayan uğursuz melodiyi kim olduğuna bakmadan hızla açtım. Ellerimdeki titreme vücuduma yavaş ve sinsice yayılan tümör gibi yayılmıştı. Korkunun zehirli sisi boğazımı eliyle sıvazlıyordu.
