Diğer bölümü okumamış olabilirsiniz bir check edelim.
Minho'nun günlüğü
7 Ağustos 2008
Uykularım kaçıyor. Ama saçmalık, beni bağlamaz bile bunlar. Peh melisa kaynatmaya gidiyorum bugünlük benden bu kadar.
Minho oflayarak elindeki namıdiğer cafcaflı kitabı yatağına bıraktı. Seungmin yokken sırf merak ettiği için ödünç almıştı kütüphaneden. Kitapta geçen genel romatizmden uzak satırları okurken aşk romanlarına karşı bakış açısı değişmişti şu aralar. Son birkaç gündür kendisinden beklenmeyecek şekilde çok düşünüyordu ve bu sırf kitabın etkisi değildi. Çift -çift mi demeliydi bilmiyordu ama- arasındaki iletişim merak uyandırıcı, daha önce hiç karşılaşmadığı ve keşfetmesi gerekiyormuş gibi hissettiren uçsuz bucaksız derin sulara daldırıyordu onu. Geceler aşırı sıcaktan dolayı uyutmuyordu o da uykusu kaçtıkça düşüncelere dalıyor ve beynini kemiren sorgulamaları yapmadan uyuyamıyordu. Belli etmese bile sahip olduğu takıntılı ve evhamlı kişiliği garip bir şekilde acaba boğulur muyum düşüncesine hiç düşmemişti. Fakat okudukça sanki daha açık ve dürüst oluyordu kendine verdiği cevaplarda.
Tekrar ofladı, ikindi vakti uyuyakalmıştı, kitap okumaya çalıştıysa bile üzerindeki iğrenç histen kurtulamadı. Seungmin ile eskisi kadar sık görüşemiyorlardı, meşguldü dediğine göre. Eski rahatlıklarındaydılar görünürde ikisi ama sanki değilmiş gibi geliyordu Minho'ya. Çarçabuk kaynaşmamışlardı sonuçta bir Hyunjin değildi onun için bu yüzden sesini çıkarmıyordu. Hyunjin gelince aklına sabah gözüne ilişen ama bakmadığı mesajı hatırladı. Firar edeli baya olmuştu ama şimdi yazası gelmişti beyefendinin. Kalkıp bilgisayarının başına geçti.
To: Hyundaijin< @hotmail.com>
Hyundaijin says:
napıyon la abin geri döndüLast message received at 10.23am 07/08/08
MinHobbit says:
nerdeydin lan sen amk çocuğuHyundaijin online
Hyundaijin says:
kum deniz ve bikinili meleklerin olduğu bir diyardaydım CENNETTEYDİM.MinHobbit says:
tatildeydin yaniHyundaijin says:
he ya annemler apar topar yangından mal kaçırır gibi yaptılar her şeyi haber veremedimHyundaijin says:
eee sen naptın ben yokken dövcen mi beni bulduğun yerde 😝😝MinHobbit says:
dövmicem zevk vermiyo artıkHyundaijin says:
hayda noldu be
geri al geri al kim buMinHobbit says:
n'olabilir amk yok bi şeyHyundaijin says:
baban mıMinHobbit says:
he ya babam ama karışık birazHyundaijin says:
harbi dövmicen miMinHobbit says:
dövmicem HyunjinHyundaijin says:
söz verMinHobbit says:
vermiyimHyundaijin says:
kalk sahile in bekliyom konuşalım biraz döversen bozuşuruzMinHobbit says:
hele bi geleyim düşünürüzHyundaijin says:
gelme lan vazcaydımMinHobbit says:
15 dk ya bizim yerdeyim bekletirsen döverimMinHobbit offline
Minho sahile indiğinde Hyunjin her zaman takıldıkları yerde çömelmiş bir şeyle uğraşıyordu, az ileride o gün neredeyse Chan ile dövüşeceği ve Seungmin'in her şeyi ortaya döktüğü ağaçların altındaki banklı mekan vardı. Biraz oraya bakındıktan sonra Hyunjin'e sessiz bir şekilde arkasından yaklaşıp ne halt ettiğine bakmaya çalıştı. Kulağına eğilip ürkütücü bir şekilde fısıldadı, Hyunjin zaten korkudan altına sıçmaya yer arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kapı açmayan anahtarlar
AcakOkulun son gününde Hyunjin dondurmasını aşırıp kaçırmasa, belki de ara sokağın birinde dayak yemiş Seungmin ile o akşam denk gelemezdi Minho. Fakat annesi kitaplarının hamallığını oğluna yaptırdığı için kütüphanede bir yerde illa görürdü yine oğlanı...