Saat sabahın 6'sı. Zümrüt sadece yetindiği 4 saatlik uykuyla diğer günlerden farksız bir şekilde uyandı bu sabahta. Şikayet kelimesi daha lügatına uğramamış gibi yaşadığı her şeyden, bardağın dolu tarafı denilen noktayı bulmayı başarıyordu. İyimser olmak onların ailesinde vardı. Hayatları boyunca cüzdanları 5-10 liradan yüksek paralarla gezmemiş, başlarını sokacak, çatısı akmayan, zeminde böcek gezmeyen bir eve dahi sahip olamamışlardı belki ama, onlar birbirlerinin eksiklerini sevgiyle giderebiliyorlardı. 3 kişilik normal bir aile. Gecekondu, yıkık, dökük harabe olmaya yüz tutmuş bir evde tam 50 yıldır hayatlarını sürdürüyorlar. 50 yıldır kimsenin ağzından tek bir şikayet duyulmamıştır.
-Günaydın her gece uyumamı engelleyip belimi ağrıtan çekyat, günaydın asla doğru düzgün yanmayıp gece kör olmamı sağlayan lamba, evet sanırım odada pencereden başka günaydın diyebileceğim bir şey kalmadığına göre kalkma zamanım gelmiş.
Zümrüt kendi kendine gülerken annesi Zeynep hanım odadan içeri kızını uyandırmak için girmişti bile.
-Kızım. Ah, uyandın mı?
Dedi Zeynep hanım kapıda bekleyerek.
-Uyandım uyandım. Şurdan kazağımı tükürsene anne.
Zümrüt pantolonunu giyerken annesinin uzattığı kazağı tek eliyle kapıp üzerine geçirdi.
-Nasıl konuşma o öyle tükür falan?
-Ay anne sende abartma aaa. Hadi ben çıktım. Pedere selamlar.
Zümrüt çıkacakken annesi onu durdurdu, yüzündeki gülümseme belirginleşirken annesinin iyi bir haber vereceğini anlayıp heyecanlandı.
-Bak ne diyeceğim. Baban şofbeni tamir etmiş. Gelince bir güzel duş alırsın.
-Deme!
Zümrüt mutlulukla sıçrarken neredeyse çekyatın üzerindeki tokasını unutuyordu. Tokayı alıp her zamanki rutinini bozmadan ve en az bir saat sonra dağılacağını bilmesine rağmen tokayı saçından art arda geçirerek sarı saçlarına özensiz bir alttan topuz yaptı.
-Ben çıktım mommy.
-Mommy ne öyle kız? Türkçe konuş benimle.
-Seni seviyorum demek mommy.
-Hee. öyle desene. Ben de seni mommy
Zümrüt annesinin yanağına öpücük kondurup. Dışarı attı kendini.
-Merhaba doğmayan güneş!
Diye gökyüzünü de selamladıktan sonra çöp arabasının demirliklerinden yakalayıp sırtına oturduğu sırada aklına dünki çocuk geldi. Sırıtmaya başlayınca ağzına vurdu.İçindeki fesat düşünceler onu korkutsa bile bu korkudan çabuk uzaklaşıyordu "Sanki umursuyor da beni..Bir daha görür müyüm onu? Bilemiyorum." diye düşündü ve koşar adım yokuş aşağı sallandı. Fark etmeden bir kaç çöp konteynırını atladı. Geri döndü hatırlayınca. İn çık yürü temposu ona içindeki mutlulukla zor gelmiyordu.Tanıdık bir melodiyi duyunca kafasını kaldırdı. Dünki marketin önünde olduğunu fark etti. Hep bu saatlerde açılıyorsa demek. "Eyvah! Kolej bu marketin arkasındaki yokuşta. O zaman,
o çocuk..." Heyecandan olduğu yerde bir iki kere döndü. Marketin camının yansımasından kendine baktı. "Vay be, ne kadar çirkinim. Saçlarım yağlanmış, şu hale bak!" dedi ama akşam duş alacağı için bu hüznü kısa sürdü. Saçını eliyle kaşıdı, yüzünü gözünü sildirdi kazağı ile. O esnada marketin yansımasından arkasından geçen çocuk dikkatini çekti. Bu sigara kokusu, bu ceket... Tam arkasından o çocuk geçiyordu ve dibindeki kızı görmemişti bile. Zümrüt olduğu yerde kaskatı kesilmiş görünmez olmayı diliyordu. Çocuk arkasından öylece geçince "Duam kabul mü oldu, yoksa cidden hep görünmez miydim?"diye düşündü. Bu düşüncelerinden her ne kadar memnun olmasa da, o çocuğun gözünde görünmez olduğundan emindi. Çocuk okulun yokuşuna dönünce peşinden çöp arabasınıda alıp yürümeye başladı. Az kalsın çocukla beraber okula giriceğini fark edince konteynıra kırdı arabasını. Zaten fark edilmiyordu, rahat rahat bakabilirdi. Çocuk yine erken gelmişti. Elindeki sigaraya tekrar sövdü içinden, ardından duvara yaslandı ve arkadaşlarını beklemeye başladı. Zümrüt onun bu haline bayılıyordu, gerçi başka bir halini görmemişti ama bu hali... gözleri çekik, tam uyanamamış ama oldukça temiz saçlar. Mesela o arkadaşları gibi değil. "Bende mi 0 a vurdursam kafamı? Hem belki dikkatini çekerim!." diye sırıttı kendi kendine. O an fark etti, ikisinin de ayağında aynı ayakkabıdan vardı. Converse... Tabi Zümrüt ayağındaki, çöpün kenarına bırakılmış kutudan bulmuştu. Daha giyilmemiş ve yeni olduğunu görünce kendine almıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semenber
JugendliteraturKötü şartlarda yetişen, fakat mutlu ve hayatından memnun çöp toplayan bir kızın, kendisinden çok ayrı olduğunu düşündüğü, kolejli bir gence platonik bir şekilde aşık olmasını ve aralarında geçen olayların anlatıldığı bir hikaye *** İyi okumalar <3