*Akutagawa'nın Gözünden*
Şu aptal düz yolda bile yürüyemiyor cidden... Her neyse ona eşlik edersem sorun olmayacaktır. Atsushi'nin koluna girdim ve kafeye kadar sorunsuz bir şekilde yürüdük. Jinko'nun şapkası kar yüzünden ıslanmıştı. Bu sebeple girmeden hemen önce onun şapkasını çıkardım.
"Ne yapıyorsun?!"
"Görmüyor musun? Şapkanı çıkarıyorum."
"Vay be... O DEĞİL! Neden çıkarıyorsun?"
"Islaktı ve kafanda daha fazla dursaydı üşütebilirdin."
"Ha..."
Göz devirip içeri girdim. Boş masa ararken Dazai ve Chuuya'yı gördüm... Şunlar bir olmasın yeter be?! İç çekip onların oturduğu masanın çaprazına oturdum. Atsushi peşimden oturur diye düşünmüştüm FAKAT BUNUN YERİNE DAZAİ VE CHUUYA'NIN OLDUĞU MASAYA OTURDU?!! Yerimden kalkıp Atsushi'nin karşısına oturdum.
"OoOooO lover boy'umuz gelmiş hoş gelmiş."
"RASHOUMON!"
"Dazai bir rahat dur ya. O değil de, sargı bezlerin çürüdü artık çıkar."
"Hayır Chuuya-san yanılıyorsunuz. Dazai bu sabah yeniledi-"
"Yeniliyor mu birde?!"
"Ne yazık ki..."
"Ben senin her gün aynı şapkayı takmana bir şey diyor muyum yer cücesi?!"
Chuuya hızlıca bir bacağını masaya koyup üste çıktı.
"SEN KİME YER CÜCESİ DİYORSUN LAN YÜRÜYEN İNTİHAR?!?!1
"Sana."
"Hadi hadii kavga etmeyin~"
Atsushi onları ayırmaya çalışırken ben nasıl rezil olduğumuzu düşünmekle meşguldüm. En sonunda Atsushi onları sakinleştirmeyi başarabildi ve garson siparişlerimizi istemeye geldi.
"Ben çay ve incir tatlısı alacağım..."
"Ben de şu tavşan desenli kurabiyelerden alacağım!"
Chuuya "havalı" bir bakışla garsona baktı.
"Bana en acı yemeğinizi getirin."
Garson Chuuya'ya tuhaf ve acınası bir bakış attı.
"Beyefendi biz tatlıcıyız-"
Bütün masa utançtan yerin dibine girmiştik ki Dazai hemen döndürdü.
"İki çikolatalı pasta bir de Caramel Latte olacak hepsi bu kadardı."
Garson "peki" şeklinde başını sallayıp masadan ayrıldı. Atsushi kendini gülmemek için zorluyordu. Onun bu yüzünü görünce benim de gülesim geliyordu bu yüzden ona sertçe tekme attım. Kimse Chuuya'yı bozmamaya çalışıyordu fakat Dazai kendini daha fazla tutamayıp haykırarak gülmeye başladı. Dazai'nin gülüşüyle Atsushi de daha fazla dayanamayıp aynı şekilde güldü. Ardından ben de kendimi tutamadım elimi ağzıma götürüp güldüm. Chuuya sinirli bir şekilde bağırıp çağırmaya başladı.
"YA KESİN?! NE BİLEYİM BURANIN TATLICI OLDUĞUNU?!?! Piç Dazai yüzünden nereye geldiğimizi mi anladım??"
"Aynen aynennn~"
Uzun bir beklemeden sonra siparişlerimiz geldi. İncir tatlımı yavaş yavaş yiyordum. Oldukça rahatlamıştım ki beni izlemekten kurabiyelerini yemeyen Jinko'yu fark ettim. Kaşlarımı çatıp ona baktım ve beni öyle görünce telaşlanıp bütün kurabiyelerini ağzına tıktı... Yok ya cidden aptal. İncir tatlımı bitirmeden hemen önce içtiğim çayımı ona yaklaştırdım.
"İç, öleceksin."
Konuşamadığı için kafasını salladı ve çayı yudumladı. Sonunda ağzındaki kurabiyeleri yutmuştu.
"TEŞEKKÜRLER!"
"Önemi yok."
Çayımı ondan alıp bitirene kadar içtim. Sonuçta benim çayım bir şey olmaz. Atsushi'nin yüzü kırmızıydı. Dakka bir gol bir hasta mı oldu bu aq? İkimiz de sessizce telefonlarımıza bakıyor, Dazai ve Chuuya'nın tatlılarını bitirmelerini bekliyorduk. Ardından bir bildirim geldi. Bu mesaj jinko'dan gelmişti.
rashoumondandayakyiyenjinko: Gel gidelim biz-
jinkodovenrashoumon: Nedenmiş?
rashoumondandayakyiyenjinko: Sıkıldım ve baş başa
olmaları daha iyi.
jinkodovenrashoumon: Neden daha iyi?
rashoumondandayakyiyenjinko: Anlarsın ya... OF BENİMLE UĞRAŞMA?!
jinkodovenrashoumon: İyi kalk.
Yerimden kalkıp kasaya doğru ilerledim ve kendiminkini ayrıca onunkini de ödedim. Atsushi mahcup bir şekilde bana baktı.
"Ne gerek vardı?"
"Bir şey olmaz."
Dışarıya baktığımda karın şiddetli bir şekilde yağdığını fark ettim. Rashoumon'u şemsiye olarak kullandım ve Jinkoyu kendime çekip çıktım.
--
--
3 bölüm atacaktım ki çok yorulduğumu fark ettim özür dilerim ama yarın kesinlikle yine 2 bölüm atacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek kusurun, kusursuzsun | Shin Soukoku/Soukoku
RandomAçıklama ne yazsam bilmiyorum ama ful dalgasına yazılı bu kitap- Shin Soukoku/Soukoku için yazılmış bir kitap -AKUTAGAWA SENİ DOMUZ?!?! +Ölmek mi istiyorsun jinko?