37.BÖLÜM : "Tanışma"

11.2K 632 147
                                    

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_

"Anne..."

Kerem'in hiç de şaşkın olmayan sesine nazaran benim korku dolu gözlerim, duyduğum nida karşısında, aniden kapandı. Şu an yerin yarılmasını ve içine girmeyi istiyordum.

Operasyona çıkmadan önce, Kerem'in ailesinin birkaç gün içerisinde buraya taşınacağını öğrenmiştim ama onlarla ilk karşılaşmamızın bu şekilde olacağını kırk yıl düşünsem yine tahmin edemezdim.

Kerem benim hareket etmeyeceğimi hissetmiş olmalı ki elime uzanıp avucunun içine aldı ve kendime gelmem için biraz sıktı. Onun bu hareketi bende ikaz etkisi yaratırken kimse görmeden elimi ondan çekip gözlerimi açtım ve bize gülümseyerek bakan kadına döndüm.

Kerem sağlam koluyla kapının pervazından güç alarak ayakkabılarını çıkarttığı sırada elini bıraktığım için biraz pişman oldum ama bu pişmanlığım Kerem'in annesinin gözlerine bakana kadardı.

Kerem "Nevra sultan!" diyerek kapıdan girdi ve ellilerinin ortasında olan kadını kollarının arasına aldı. Adının Nevra olduğunu öğrendiğim kadın da Kerem'in omzuna kollarını sardığı sırada istemsiz bir şekilde "Kerem..." diye mırıldandım. Koluna en ufak bir darbe almaması gerekiyordu.

"Sorun yok Keloğlan." diyen Kerem'e baktım. Sırtı bana dönük, hala annesine sarılıyordu. Annesinden boyu uzun olduğu için, yüzü bana dönük olsa da annesinin gözlerini görmüyordum.

Nevra hanım benim ani refleksimle hızla oğlundan ayrılıp hasar tespiti yapmak adına bedeninde gözlerini gezdirdi.

Dehşetle "Yaralandın mı Kerem?" diye sordu. Kerem'in kolundan tutup etrafında döndürmeye çalışıyordu. "Bak bana doğruyu söyle."

"Biraz sakin olur musun anne?" dedi Kerem. Sesi panikten çok uzaktı. "Turp gibiyim, hiçbir şeyim yok." dedikten sonra hala kapıda bekleyen bana döndü.

"Mine girsene içeri."

Kerem seslenene kadar hala kapıda beklediğimin farkında bile değildim. İçeri girmek istemiyordum. Şu an Kerem'in ailesiyle tanışmak gibi bir planım yoktu ama içinde bulunduğum durumun beni tam tersi yönde sürüklemesine engel olamıyordum.

"Kerem üsteğmenim..." diye fısıldadım çekingen bir sesle. "Ailen burada olduğuna göre ben evime gideyim. Rahatsızlık vermek istemem."

Kerem sesini kalınlaştırarak "Teğmenim..." dedi. Uyarı niteliğinde bir seslenişti. "Çorba yapacağını zannediyordum."

"Anneniz burada komutanım." dedim ve kurduğum cümlenin yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu fark edip hemen devam ettim. Konuşurken kaçak bakışlarım bizi izleyen kadının üstüne değiyor sonra hemen Kerem'e yöneliyordu.

"O, size benden daha iyi bakar."

Aramızda geçen saçma muhabbeti anlamayan Nevra hanım haklı olarak "Çocuklar siz ne yapıyorsunuz?" diye sordu. Kadını iki dakikada şaşkına çevirmiştik.

Pİ (Aşkı 3 alınız!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin