Bölüm.13

165 22 4
                                    

Hiiii geri döndüm... Bir önce ki bölüm klişelerle doluydu ama bence güzeldi ve şirindi. Artık yakınlaşmalarının vakti geldi. ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜMDEYİZ HAREKET LÜTFEN....



Harry sabahın ilk saatlerinde gözlerini yavaşça açtı. Bir kaç saniye kendine gelmeye çalışarak dışarı baktı. Dün gece ki fırtına durmuştu. Hava daha tam aydınlanmamıştı
Bir kaç saniye sonra beline sarılı kolları fark etti. Louis onun boyun girintisine kafasını koymuş huzurlu bir şekilde uyuyordu. Ellerinden biri Harry'nin kolunda diğeri ise Harry ile kendi göğüsü arasındaydı. Harry'nin bir kolu Louis'in kafasının altında diğeri ise onun ince belindeydi.
Harry sessizce Louis'i izlemeye başladı. Düz saç tutamlarından biri gözlerini örtmüştü. Harry , Louis'in belindeki elini yavaşça çekip saçı tutamını geri çekti ve elini geri beline koydu. Louis'i izlemeye devam etti. Kirpikleri hafif hafif titriyordu, ince dudakları hafifçe aralıktı. Küçük bedeni ile Harry'nin kolları arasında kaybolmuştu resmen.
Harry dayanamayıp Louis'in yanağına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Resmen Louis'e çekildiğini hissediyordu.
Louis öpücükle beraber biraz kıpırdandı fakat uyanmadı. Aksine Harry'e biraz daha sokuldu. Bu hareketiyle Harry kollarını biraz daha sıkılaştırdı.
Komidinin üstündeki saate baktığında saatin daha 6:47 olduğunu gördü. Hala biraz vakti vardı. Yaklaşık 20 dakika hiçbir şey yapmadan Louis'i izledi.
Saat 7:15 gibi Louis hafifçe kıpırdanmaya başladı. Birkaç saniye sonra yavaşça okyanus mavisi gözlerini açtı. Birkaç saniye kendine gelmeye çalıştı. Sonra yavaşça kafasını kaldırıp Harry'e baktı.

Louis pov.
Bilincim yavaşça açılırken etrafımı saran sıcaklığı hissettim. Gözlerimi araladığımda daha neler olduğunu kavrayamamıştım. Birkaç saniye sonra dün gece olanlar aklıma geldi. Harry dün akşam bizde kalmıştı. Daha sonda ben ona korktuğumu söylediğim için benimle uyumuştu SARILARAK. Yavaşça kafamı kaldırıp utançla Harry'e baktım.

- Günaydın Lou.

Dedi neşeli bir sesle. Bayılacam galiba diye geçirdim içimden.

- Günaydın Harold.

Diye karşılık verdim hem yeni uyandığım için hemde utandığım için kısık çıkan sesimle. Hala bana sarılıyor ağağağğağa diye çığlık atıyordu içimde ki Louis. Aman tanrım kalbim niye bu kadar hızlı atıyor. Bulunduğumuz pozisyondan dolayı Harry'nin de kalp atışlarını hissedebiliyorum. Onunda kalbi en az benim ki kadar hızlı atıyordu. Ben salak salak yüzüne bakarken Harry yine konuştu.

- Yeni bir takma ad mı?

- n-ne

- Harold dedin.

- ah evet beğenmedin mi?

- ah hayır aslında oldukça hoşuma gitti. Ama şimdi benimde ikinci bir takma ad bulmam gerek.

Dedi gülerek. Bu sefer cidden ölücem.
Bu konuşmalar geçerken hala birbirimize sarılıyorduk. Aslında sonsuza kadar böyle kalabilirdim. Sanki normal halimiz buymuş gibiydi. Kendimi huzurlu ve güvende hissediyordum.
Biraz sonra istemeyerek doğruldum. Benimle beraber Harry'de doğruldu. Saate baktığımda saatin 7:21'di.

- şey ben gitsem iyi olur. Okul için hazırlanmam lazım.

- ah evet doğru okul var.

Yataktan ayaklarımı sarkıtıp ayağa kalktım. Harry'de kalkmıştı.

- lavaboyu kullanabilir miyim?

- tabi koridorun sonunda sağda.

Harry odadan çıktığında kendimi yüz üstü yatağa bıraktım.
TANRIM ÇOK UTANIYORUM. KİM BİLİR BENİM HAKKIMDA NE DÜŞÜNÜYOR. UYANINCA ÇOK ÇİRKİN OLUYORUM. BİR DAHA BENLE GÖRÜŞMEK İSTEMEZ MUHTEMELEN. BİDE KUALA GİBİ YAPIŞMIŞIM.
O sırada banyonun açılan kapısının sesini ve ayak seslerini duydum. Hemen yataktan kalkıp hiç bişey olmamış gibi davrandım.
Harry odaya girdiğinde komidinin üstündeki telefonunu aldı. Daha sonra masanın yanına gidip çantasını aldı. Beraber aşağıya indik kapının önüne geldiğimizde Harry ceketini giyindi. Kapıyı açtı bende onunla bahçeye çıktım. Hava oldukça soğuktu.

- teşekkür ederim Harry.

- neden?

- dün gece bana katlandın...

Bir süre sessizlik oldu.

- niye öyle diyorsun ki?

- tanımda kalmak zorunda değildin ama ben korkuyorum diye yanımda kaldın.

Yine sessizlik. Kendimi nasıl daha rezil ederim A1
İç sesim ile kavga ederken Harry yine konuştu.

- Teşekkür ederim Lou.

Anlamaz bakışlarla ona bakınca.

- benimle uyuduğun için teşekkür ederim. Hayatımda hiç bu kadar iyi uykumu almamıştım.

Ben arkasından salak salak bakarken o sırıtarak bahçeden çıktı. Bir kaç saniye olduğum yerde kaldım. O ne dedi? Dalga geçti benimle değil mi? Ama dalga geçer gibi bir hali yoktu. Bu gün daha ne kadar utanıcam.
Ben düşüncelerimle savaşırken bahçe kapısı yine açıldı. Gelen annemdi.

- günaydın tatlım.

- günaydın anne

- niye burada dikiliyorsun? Yollarımı gözlemeye mi başladın yoksa?

Hala biraz önce ki şoku anlatamadığım için bir kaç saniye annemin suratına öylece baktım. Daha sonra sırıtmaya başladım.

- Evet anneciğim bütün gece burada dikildim

Dedim. Annemle evin kapısına doğru yürürken. İçeri girdiğimizde annem salondaki yastık ve yorganı gördü.

- Harry gitti mi?

- ah evet... biraz önce gitti.

- peki. Ben uyumaya gidiyorum çok yorgunum.

- iyi uykular anne.

Dedim yanağını öperken. Daha sonra annem yukarı çıktı. Bende salonu hızlıca toplayıp odama çıktım. Odamı toplarken hala yüzümdeki aptal sırıtma gitmemişti.
Daha sonra üstümü değiştirdim ve çantamı alıp aşağı indim. Her zaman ki gibi bir çift vans giyip okula doğru gitmeye başladım.



Bölümün gelmesi biraz uzun sürdü özür dilerim. İçime çok sinen bir bölüm olmadı. Biliyorum kitabın adı secret Number ama Parker hakkında yazıcak bişey bulamıyorum asla onu hikayeye dahil edemiyorum. Büyük ihtimalle artık Parker olmayacak çünkü hikaye ondan bağımsız ilerledi. Günlerce Parker'a hikayeye nasıl tekrar dahil edebilirim diye düşündüm fakat bişey bulamadım. Bence hikayenin böyle ilerlemesi daha iyi oldu. Sizce?

Oy atmayı unutmayın <3

Secret Number l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin