Harry povYüzü yüzüme çok yakın duruyordu. Resmen okyanus mavisi gözlerinin içinde boğuluyordum. Kalbim bu sefer kesin yerinden çıkacaktı. Midemde ki kelebekler artık uçan dinazorlar olmuştu. Gözlerim kırmızı dudaklarına kaydı.
VE DUDAKLARIMI DUDAKLARINA BASTIRDIM. neden yaptım bilmiyordum... tamam biliyordum. Çünkü Louis'den aşırı derece de hoşlanıyordum. Ama galiba sıçmıştım. Louis'den karşılık almamıştım. İkimizde gergince duruyorduk. Sıçtım bayraklarını göklere çekerek yavaşça dudaklarımı dudaklarından çektim.
Ama Louis yanaklarımdan tutup beni kendine çekti. Aaaaaaaaaaaaaaaa. Dudaklarını beceriksizce oynatmaya başladığında karşılık verdim. Ne kadar sürdü bilmiyordum ama hep böyle kalabilirdim. Ama ikimizde nefessiz kalınca yavaşça ayrıldık.
Yanakları kızarmış , mavi gözleri büyümüştü ve dudakları artık daha kırmızıydı. Birkaç saniye öylece birbirimize baktık. Sonra birden ikimizde gülmeye başladık. İlk ben konuştum.
-galiba ikimizde yapmak istediğimiz şeyi yaptık.
- galiba...
Louis telefonuna çıkarıp ekranından saate baktı.
- gitmem gerek.
- seninle eve kadar yürüyebilirim.
- olur.
Topu yerden aldığımda ikimizde sahadan çıkıp banktan çantalarımızı aldık. Bende topu hali hazırda boş çantamın içine koydum. Parktan çıkıp Louis'in evine doğru yürümeye başladık.
İkimizde ellerimizi nereye koyucağımızı bilemiyorduk. En son cesaretle parmaklarımı parmaklarına geçirip sıkıca elini tuttum. Kızarmış yanaklarıyla bana döndü. Bişey demeden utangaç bir ifadeyle önüne döndü.
- Harry-
- Louis-
- Sen konuş.
- hayır sen konuş.
- konuşur musun Louis?
- şey... çok klişe ve aptalca bir soru ama... biz neyiz?
- ne olmamızı istersin (Harry racon)
Dediğim cümle ile Louis yürümesini durdurmuştu. Bişeyleri tartmaya çalışıyor gibiydi. Elimi elinden ayırdım. Onu belinden tutup kısa bahçe duvarına oturttum. Artık yüzyüzeydik.
- Lou... senden gerçekten çok hoşlanıyorum. Seni ilk gördüğüm andan beri diğer insanlardan farklı olduğunu anlamıştım. İlk defa beraber ödev yaptığımız akşamdan sonra bişeyler olduğunu anladım. O gün senden hiç ayrılmak istemedim. Ondan sonra ki günlerde ayrılmak istemedim. Beraber uyuduğumuz gece hep öyle kalalım istedim. Biraz önce seni öptüğümde de aynısı oldu. Hep öyle kalalım olur mu?
Mavi gözleri parıl parıl parlıyordu. Çok güzel gözüküyordu.
- Benimle çıkar mısın?
Kısa bir sessizlik oldu. Ölüm kadar uzun geldi ama. Ya reddederse, ya beni bir daha görmek istemezse...
- B-bende senden hoşlanıyorum Harry.
- yani... sevgilim olur musun?
Yüzündeki güzel gülümsemeyle kafasını usulca sallamasıyla sıkıca ona sarıldım. O da bana karşılık olarak kollarını sıkıca boynuma dolayıp kafasını omzuma koydu. Bir süre öyle kaldık. Dünyanın en mutlu insanıydım. Louis'in telefonun çalmasıyla ayrıldık. Cebinden telefonu çıkarıp açtı. Arayan annesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Number l.s
Teen FictionOkulun sessiz ve çekingen çocuğu bir gün okulun popüler ve basket takımının kaptanı olan çocuğuna gizli numaradan yazmaya karar verir. Louis!17 Harry!17