●○HATIRLATMA
●○MULTİDEKİ : Fırat•Eylül
●○BÖLÜM MÜZİĞİ :Karmate~NAYİNO"Bundan sonra ister iste, ister isteme sen benimsin.Karşılık verene kadar devam etcem.Biliyorum benden hoşlanıyorsun.Anlıyorum.Yalnızca kabullenemedin bu durumu.Ama o da yakındır.Vücudun bile alıştı dokunuşlarıma.."derken gözlerimi istemsiz kaçırdım.
Bu kadar açık konuşması utandırmıştı."Bana bak Eylül!İlkin ben oldum sonuna kadar da benimsin.Bunu kabullenmediğin sürece de burada benimlesin.Ayrıca.Benim evimde.Benim yatağımda.Anladın mı?"dediğinde dudakları alayla meydan okuyordu.
***************************Her sessizlik yüreğinde bir feryadı barındırır aslında.Her kasırga da bir sessizliğin sonrasında hakimiyetini sürer.Sessizdim, sessizdik.Yalnızca ben ve o varmışcasına.Buğulu gözlerim sessizce inliyordu.Feryadını kusarcasına.
Korkuyordum.İnadına.Her sessizliğin ardını kollayan kıyamet fısıltısına...
Ben yoktum.Biz yoktuk.Her ne kadar bedenlerimiz bu odada varolsa da.Ruhlarımız çekilmişti sanki.Tüm tabularımı yakarcasına eşlik ediyordum ona..."Fırat.Neden ben?"dediğimde gözlerim onu bulmuştu.Ağzından çıkan her kelime dikkatle kazınıyordu hafızamda sanki.
Elinin tekini saçlarından geçirdiğinde gözleri uzaklardaydı.Yüzündeki acı ifade sanki onun değil de benim yüreğimi yakarcasına derindi.Her defasında bir şey söyleyecek gibi oluyor sonra vazgeçiyordu.
Konuşmaya ben karar verdim sonunda."Fırat.Benim buraya bir geliş sebebim var.Üniversite.Yıllardır hayalini kurduğum, gece gündüz çalışıp tek tercihim olan bu üniversite.Yalnızca anlam veremiyorum.Neden ben? O kadar kızın içinde..Burada seninle çürüyemem ki.Sana aşık değilim beni yanlış anlamış-"dediğimde sözümü keserek devam etti.
Beni sarmayı bırakıp bir iki adım gerilemişti."Beni seviyorsun Eylül.Dün seni öperken itiraz etmedin bile.Gözlerini kapadın.Kendini bana bıraktın.İzin verdin."dediğinde artık alay yoktu ve ciddi bir şekilde devam ettiriyordu kelimelerini.
Bu kez ben kestim sözlerini."Sen bana aşık olmayasın? Bu kadar ısrar etmendeki sebep nedir yani? Burada tutabilirsin beni.Öldürürsün.İstersen gömersin istersen de yakar.Kimsenin ruhu duymaz.Ama zorla kendini asla sevdiremezsin"dediğimde ona olan öfkemi kusarcasına döküyordum içimdekileri sanki.Ama sorun şuydu ki her ne kadar kızsam da bu ona bir adım daha atmamı sağlıyordu ne yazık ki.
"Eylül."dediğinde en az benim kadar öfkeliydi.Başımı dikleştirip devam ettim"Efendim".Siyaha çalan gözlerini bana sabitlediğinde devam etti."Ben istesem burda sabaha kadar tecavüz edebilirdim de.Senin dediğin gibi.Kimsenin ruhu duymazdı.Ben kötü biri değilim Eylül!Ben yalnızca seni istiyorum.Sadece bedenini değil benliğini.Beni sevmeni.Görmüyor musun hala? Seni kırmaktan korkuyorum.Aynen sana dokunmaktan korktuğum gibi.Bir gün tüm nefsimin bana hakim olmasından korktuğum gibi.Dudaklarına ilk ben dokundum.Son kez söylüyorum.Tek dokunan da ben olacağım."dediğinde ses tonu sertti.
Ona hissettiklerim basit bir hoşlantı değildi.Biliyordum.Ama bunu saklamak için karşısında daha ne kadar kıvranabilirdim? İste bu meçhuldü.Beni okuyordu.Atacağım adımı sanki daha önceden hesaplamışcasına yürüyordu üzerime usulca...
"Buradan çıkmak istiyor musun?"dediğinde yüzündeki duygusuzluk ifadesi tüm çirkefliğiyle yayılıyordu.Başımı onaylarcasına hareket ettirdim.Dikkat kesilmiş onu dinliyordum."Benimle evleneceksin."dediğinde ciddi bir şekilde takip ediyordu ifademi.
Boğazıma hücum eden sıvı dakikalarca öksürmeme neden oluyordu.Böyle bir şey nasıl olabilir?Daha 18 yaşındayım ben.Ne dediğini sanıyordu bu adam.Farkında mıydı ağzından çıkan kelimelerin? Evlenmek bu evcilik değildi.Bana uzattığı suyu elimin tersiyle iterek yerde bardakla birlikte dağılmasını sağladım.Kendime geldiğimde sırıtan ifadesiyle karşılaştım.
"Şaka?"dediğimde onu yokluyordum.Dalga mı geçiyordu benimle bu koca adam cüssesine bakmadan?"Hiç olmadığım kadar ciddiyim"dediğinde ağlamamak için sıktığım yumruğumun tekini kalbinin hizasına geçirdim.
İrkildiğinde"Evlenmek bu.Ne sanıyorsun ha? Oyun falan mı? Daha benim yaşım 18.Daha sana bir gece katlanamazken bir ömürden bahsediyorsun.Kesin evde kaldın kendini bana kapaklamaya çalışıyorsun.Nesin sen ya? Kendini ne sanıyorsun?Dünya'nın etrafında döndüğünü mü?"dediğimde kızaran yüzümle kendimi savunmaya geçmiştim.
"Merak etme yaşım daha 24 evde kalmadım yani.Etrafımda dolanan da birçok kız var.Kabul etmiyorsan okulu ve gökyüzünü unut.Eylül "dediğinde sinirliydi.Ben ise gözümdeki yaşlara engel olamıyordum artık.Ağlıyordum.Sarıldım ona belki birazcık merhameti varsa diye"İstemiyorum.Senin kadının olmak i-istemiyorum.Bırak beni gidiyim."dediğimde artık salmıştım kendimi.
Bana sarılmış öpüp okşuyordu saçlarımı.Daha dillendiremediğim bir sevginin bu kadar zorlamasıydı yakan canımı.Zaman geçse ve keşke birlikte almış olsaydık bu kararı."Eylül.Sen isteyene kadar dokunmayacağım.Yalnızca ufak dokunuşlarımın bile bir anlamı olsun istiyorum.Helalim olmanı.İstersen kimse bilmez.Saklarız.Zamanım yok."dediğinde dudakları acı çekercesine kıvrılmıştı.Hıçkırıklarım arasında son cümlesini duymamıştım bile.Belki duymadığım bu kelimeler hayatımı sağırlaştıracak kadar tizdi.
Beni kucaklayarak yatağa uzanmamı sağladı.Sıcak teni bedenimi sarıyordu.Umursamıyordum artık onu.Bir gün bu yataktan kurtulamayacağım geldi aklıma.Bu kez daha sakindim ama.Daha alışmış.
Gözlerim pencereden seyrettiğim gökyüzündeydi.Gördügüm o uçuk mavide.Onu görme umuduyla tutundum hayata ve onu tekrar görme umuduyla vazgeçecektim hayatımdan.Belki de belimi saran bu kolların sahibi olacaktı sebebim.
Yorgundum.Tükenmiş.Ağlamıyordum artık çünkü varırdı elbet su yoluna.
"Bir gün esir düştüğüm o karanlıktan kurtulmak için geldim buraya.İzmir'e.Nefes aldırmayan ailemin azabından kurtulmak için."derin bir nefes verdim.
Titriyordu ses tonum.Beni saran Fırat ellerini ,öptüğü saçlarımla buluşturuyordu.Teninin sıcaklığı her dakika daha da ısıtıyordu cılız bedenimi."Hayat ne garip tam kurtuldum derken sen esir ettin beni.Hep dik durmak zorundaydım hayatta.Bir tek aileme boyun eğdim ben.Yılmıştım artık.Sevgi istemiyordum onlardan.Onu çoktan geçmiştim zaten.Uğraşmamalarıydı dileğim.Pes etmiştim çünkü...Sevgisiz büyüyen bir kız ne yapar biliyor musun Fırat? Her dokunduğuna bağlanır.Korktum bağlanmaktan.Birini sevip esir olmaktan.Bu yüzden dokunmadım.Kimsenin dokunmasına da izin vermedim"dediğimde başımı göğsüne yasladı.Tekrardan elleri sardığı belimi buldu.Arkamda kaldı, ışığının vurduğu gökyüzü."Eylül.Bir gün seveceksin beni.Seveceğiz.Bir gün dipdibe olsak bile nefesimizi özleyeceğiz.Masumsun.Fazlasıyla.Bu hayata göre fazlasıyla beyaz."dediğinde dudakları kıvrılmıştı."Hayatlarımız her ne kadar farklı açılardan baksak da o kadar benziyor ki."derin bir nefes aldı."Ben 7 yaşımdan beri silahla yaşamayı öğrendim.Vurmayı kırmayı...Saygının itibarın ancak güçle var olacağını...Eskiden çocuktu aklım.Babam ne derse haklıydı.Kusursuzdu.Çünkü benim babamdı.Büyüdükçe onların da hata yaptığını öğrendim.Gördüğüm tüm kusursuzluğun aslında büyük bir kusur olduğunu...İnsanların acılarından zevk almak bana göre değildi.Zaaflarıyla, gururlarıyla oynamak.Kaçtım.En uzağa.Kader işte beni de buraya sürükledi."dediğinde dudakları acıyla kıvrılmıştı."6 senedir üniversite birinci sınıf okuyorum? Artık o kadar uzmanlastım ki bir psikolog kadar tecrübeliyim."dediğinde dudakları alayla kıvrılmıştı. Ben ise şaşkınlığımı saklayamıyordum."Nasıl yani? Altı yıl mı?"dediğimde kıkırdayarak soruma cevap veriyordu.Beni göğsüne bastırdı.Düzensiz kalp ritmi sesine ahenkle uyum sağlıyordu.Ben ise gözlerimi açmış onu dinliyordum."Artık sınav sorularının kaçıncı soru olduğunu tahmin ediyorum.Her yıl aynı sorular.Okulum bittiğinde yolum belli.Baba mesleği beni bekliyor.İş adamı başlığı altında zorbalık.Okusam bile mesleğimi yapabileceğimi hiç sanmıyorum.Ben de sınavda tüm bildiklerimin tersini yapınca sagolsun hocalar geçirmiyorlar."dediğinde yüzündeki tebessüm yerini acı bir ifadeye bırakıyordu.Ağırlaşan göz kapaklarım onun göğsünde uyuya kalmamı sağlıyordu.Teninin kokusu en az onun kadar etkileyiciydi.Gülüşü kadar.Gözleri kadar.
Onu istiyordum.Ama geçit vermediğim bu duygulardı yoluma taş koyan.Kabullenemiyordum işte.Yıllar sonra birini sevmeyi.Benzeyen hayatlarımızdı bizi kavuşturan ve belki de bir gün sonumuz olacak olan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHLARIN DANSI
RomanceSanki bir bakışla gökyüzünü tamamlıyorduk sen ve ben.Sen her ne kadar gecenin zifiri karanlığını yansıtıyorsan koyu keskin gözlerinle, benimki inadına güneşli mavi gökyüzünü . Şimdi terk mi ediyorsun beni?Geceyle gündüz ayrılır mı?Hiç kopar mı Leyla...