○●HATIRLATMA
●○MULTİDEKİ:Fırat ATEŞ
○●BÖLÜM MÜZİĞİ:Neyse~SiyahBen dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırıyordum.Arkadaki kel gözlüklü bir amca Emre'yi uyardı.Bana kaş göz yaparak salondan çıkardı Emre.Bu sefer kahkahalarımla karşılık verdim.Kızgın kızgın bana bakıyordu."Ne bakıyorsun? Zaten film sarmamıştı"dediğimde o da "Hey Allah'ım"diyerek gülmeye başladı."Emre o sesi nasıl çıkardın cidden"dedigimde ters ters bakmaya başladı.Taklidini yaptım yol boyunca."Hogkkh hooogggkkfdt..."Bana kahkahalarla gülüyordu.Sonra kahkahaları sessiz çığlıklarına dönüştü.Sanki benimle sarhoş olurken zehirliyordum onu içten içe.Alkol gibi.Yavaş yavaş...Bakışları çok şey anlatıyordu.Sanki dilinin ucuna çok şey gelmiş de kör düğüm olmuş gibi.Her ne kadar saklasa da ben burdayım diye bağırıyordu koyu keskin gözleri.Ben mi? Ben sadece görmezlikten geliyordum, aldırmıyordum senelerdir yaptığım gibi...
***************************
Başkalarının gölgesinde yaşayan insanlar Dünya'yı yalnızca siyah görürler.Siyah ve tonları...Oysa bilmezler ki yalnızca esir düştüğü kendisi değildir, gölgenin geçit vermediği milyonlarca renk...
Kimisi renk cümbüşünden sarhoş olup, kaybederken kendini.Kimisi griyi görme umuduyla nefes alır.İşte böyle kahpedir Dünya...
Bugün dönüm noktamdı.Hayatımın zifiri karanlığında gördüğüm minik bir ışığın sürüklediği bu yerdeydim.İzmir...Dilsiz kalbimin son feryadı..
Yeni başlangıçlar. İlk izlenimler.Yeni bir Eylül.Kim bilir beni neler bekliyordu.Bilinmezlikler içinde ,yalnızca heyecan duygusunun ağır bastığı bir ruh halindeydim.İlk izlenimler daima önemlidir.Bugün ayrıca özencektim kendim için.Sırtı kesik çizgilerle belime doğru inen mini siyah bir elbise, yaka kısmı biraz derin olduğu için baykuş işlemeli kolye ve siyah platform botlarımla tamamladım kombinimi.Kolyenin altın sarısıyla botumun fermuarının rengî detayları birbirini eşsiz kılıyordu.Saçlarımı doğal dalgalarla şekillendirerek gözlerimi ortaya çıkaran siyah ağırlıklı makyaj ile hafif bir parlatıcı yeterliydi benim için.
Henüz oda arkadaşım yoktu.Her katta 8 kişi kalacak olmamıza rağmen 5 kişiydik.Onlar kaynaşmışlardı ben kendi halimde takılıyordum.Her zamanki gibi soyutlamıştım kendimi insanlardan.Tabi oda arkadaşım kim merak etmiyor da değildim.
Sonra aklıma Emre geldi. Yarım saattir aşağıda beni bekliyordu.Bu hazırlanmayı biraz abarttım sanırım.Aşağı hızlı adımlarla indim.Emre kendini kapıya yaslamıştı ve yolu izliyordu.Bana döndüğünde "Eylül nerede kald-"demeye çalışırken yarım kalmıştı cümleleri.Yalnızca beni süzüyordu.Yutkundu.Şaşırmış bir ifadesi vardı.Ben kendimden emin bir şekilde "Hadi gidelim"dedim ve yola yöneldim.
Bileğimden tutup kendine çeken Emre'nin kollarında buldum kendimi.Kollarında kayboluyordum adeta.Çok sinirli bakıyordu bana.
"Bu ne hal Eylül? "dedi sert bir şekilde.Ne olmuştu ki bana? Gayet normaldim.Tamam biraz özenmiştim ama normaldim işte.Neyi ima ediyordu.Anlayamamıştım.
"Ne olmuş benim halime?"dediğimde hala beni kolları arasında sıkıştırıyordu.
"Bu elbisenin yarısı nerde?Git üstüne daha normal bir şeyler giy.Bir davete katılmıyoruz, okula gidiyoruz Eylül"dediğinde hala gözleri üstümdeydi. Gerçekten saçmalıyordu.Emre her zamanki gibi abartıyordu. Elbisem dizimin yalnızca bir karış üstündeydi.Her zaman böyle giyinmiyordum tabi bugün içimden gelmişti o da biliyordu.Ben onun giyimine hiçbir şekilde karışmazken bu kadar öfkelenmesi sinirimi bozuyordu.
"Bugün böyle gitcem"dediğimde çok kararlıydı ses tonum.
"Hayır gidemezsin Eylül. Çabuk.Yoksa geç kalcaz"dediğinde dişlerini sıkıyordu ve saatine bakıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/30929846-288-k615855.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHLARIN DANSI
RomanceSanki bir bakışla gökyüzünü tamamlıyorduk sen ve ben.Sen her ne kadar gecenin zifiri karanlığını yansıtıyorsan koyu keskin gözlerinle, benimki inadına güneşli mavi gökyüzünü . Şimdi terk mi ediyorsun beni?Geceyle gündüz ayrılır mı?Hiç kopar mı Leyla...