EYLÜL'ÜN SON MAVİSİ

220 9 0
                                    

●HATIRLATMA

○●MULTİDEKİ:Eylül&Fırat
●○BÖLÜM MÜZİĞİ:Selçuk BALCI ~ Deniz Üstünde Fener

Hemen sonuna kadar açtığım gözlerimi ellerimle kapatıp parmak aralarından bakmamak için arkamı döndüm.Bana kahkahalarla gülüyordu.Onu böylesine mutluyken gözlerimle görmek istedim bir an.İlk defa böylesine içten gülüşüne şahit olmuştum çünkü.Yine mantığım duygularımı bastırdığında vazgeçtim."Ohaa!"diye mırıldanıyordum.Mırıltımı duyduğunu farketmem arkamda bir çift kolun beni belimi sardığında anlamamı sağlamama neden olmuştu..

***************************

Belimi çevreleyen ellerini birbirine kenetlemişti.Sanki 'benden kurtulamazsın' dercesine haykırıyordu tenimi yakan elleri.Adını koyamadığım bir duygu karmaşası sarmıştı beni.Bedenimi.Kafasını boynuma gömdüğünde titreyen bedenim alev almıştı istemsizce.Kokumu içine çekti ve boyun kıvrımıma dudaklarını bastırarak kaldırdı başını. Karşı koyamadığım bu duygu cümbüşü içinde sürükleniyordum adeta.Ne kadar çırpınırsam o kadar dibe batıyordum.Ağır ağır...

Ellerimi hırçın bir çocuk gibi ellerini tutarak ayırdım iki yana.Kurtardığım bedenimi kapıya doğru hareket ettirdim.Sanki beynimi okuyabiliyordu.Ya da bir sonraki hamlemi tahmin edebiliyordu.Her defasında nasıl bu kadar etkisiz hale getirebiliyordu beni?Ben kıyıdaki bir piyondum ve o da istediği gibi benimle oynayan hırslı bir oyuncuydu sanki.Hatta bazen kıymetlisi için beni ortaya atmaktan çekinmeyeninden.Ben kimdim ki zaten basit bir piyon.O ne derse onun hükmü geçiyordu da çıkmıyordu cılız sesim...

Kapıya yöneldim.Homurdanıyordum.Daha doğrusu içime işleyen her dokunuşunu aldırmazca görünmeye çalışıyordum.Telefonumun zil sesi yayıldı tüm odaya.Telefonum ondaydı.O lanet gün film şeridi gibi geçip gitti gözlerimin önünden.

"Emre arıyor"dediğinde tüm taşlar yerine oturmuştu.Arkamı dönüp ona doğru baktım.Dudakları kıvrılmış bir şekilde beni izliyordu."Ver onu!"dedim ve gözlerine sabitledim gözlerimi.Üstsüz vücudu dikkatimi dağıtıyordu.Gözlerine odaklanıp vücuduna bakmamak için çaba sarf ediyordum."Karadenizlisin demek"dediğinde dudaklarım aralanmış ona bakıyordum.Zil sesim eski bir karadeniz şarkısıydı.Bu nedenle böyle bir anlam çıkarmıştı sanırım.

"Sanane nereli olduğumdan?Ver telefonumu!"dediğimde bir telefona bir ona çeviriyordum öfke saçan gözlerimi.Telefonumu dudakları kıvrılırken duvara sert bir şekilde fırlattı ve ifadesizce bana bakıyordu.Paramparça olan telefonuma bakarken"Ne yaptın sen? Aptal.Sen gerçekten bir beyin taşıdığına mı inanıyorsun?Koca bir patates çuva-"diye bağırıyordum.Sözümü kesti ve parmaklarını dudaklarıma bastırarak duvarla kendi arasına aldı beni.Saniyeler içinde gerçekleştirdiği hareketine vücudum dahi tepki verememişti.Tenini hissedebiyordum.Aşırı sıcak bir teni vardı.Bir yanım cehennem bir yanım cennetti sanki.Sırtıma direnen soğuk duvara inat sımsıcaktı.Ateş gibi..

Cehennemdi.Belki de cehennemimdi.Titriyordu.Daha önce hiç bu kadar yoğun hissetmemiştim onu.Titrek bedenini...

Gözbebeği neden bu kadar iriydi?Koyu kahve gözlerini siyah göstermek için özenle çabalıyordu.Sanki gözlerini ele geçirmeye yemin etmişcesine daha da irileşiyordu.Burunlarımız birbirine değdiğinde gözlerimi kaçırdım.İnadına burada benim hükmüm geçer diyordu sanki karanlığın gölgesindeki gözleri.

Ona bu kadar yakınken neden bu kadar yabancıydım? Neden tanımadığım bir yabancının tutunmuştum ıssız gözlerine? Yine gölgelerde yaşayacağımı bile bile..Beni karanlığına esir edeceğini bile bile..Ateşinde yanacağımı bile bile.Kaçtığım dipsiz çukurları boylayacağımı bile bile...

RUHLARIN DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin