NE OLUYO BURDA!

291 16 0
                                    

●○HATIRLATMA ●○MULTİDEKİ EYLÜL BARUT ●○Bölüm müziği~Pera&Toygar Işıklı~ UNUT

Yanımda bir hareketlenme oldu sanırım ton ton amca yerine geçiyordu.İyice köşeye sindim ve istemsiz ağlamaya başladım.Şimdiye kadar hep beni birileri yönetirdi. Onların bana kurduğu o boktan hayatı yaşamıştım.Bir korku kaplamıştı içimi.Boşluktaydım.Cama daha da yaslandım.Sanki yanımda olan birileri mi vardı da.Sen sahipsiz bir eşya gibiydin kızım.Değersiz.Yalnız.Sıradan.Şimdi de yalnızsın diye teselli ettim kendimi.Ama tutamıyordum göz yaşlarımı.Derin derin soluyorken elimin üstünde sıcak bir el hissettim.Emre eğilmiş bana bakıyordu.Diger eliyle de kulaklığımı çıkarıyordu."Eskisi gibi yan yana"diyerek gülümsedi.

*************************** Napıyordu bu çocuk? Aramızda yalnızca dört parmak boşluk kalmıştı.Gözlerim Emre'ye kilitlendi.Dondum öylece.Gözleri dudaklarıma kaymıştı.Apar topar elimi çektim.Önüme döndüm."E-Eee şey pardon"diyerek o da önüne döndü.

Yok artık Emre!Ceketinin cebinden mendil çıkararak bana uzattı.Emre eskiden o kadar popülerdi ki teklifini reddeden kız yoktu.Doğrusu artık kızlar teklif etmeye başlamışlardı.Ne aptalca!Hala eskisi kadar yakışıklıydı.Hafif kirli sakalları daha da bir çekici kılıyordu esmer tenini.Gözleri derin , keskin ve koyuydu.

Eskiden çapkındı o kızdan o kıza atlar dururdu.Ama bana bu kadar rahat davranması ilgimi çekti.Çünkü ben mesafeli bir kızdım eskiden de ve şimdi de.Ben düşüncelerimle boğuşurken elindeki mendili görmemişim ve biraz daha görmezseydim gözüme sokacaktı."Teşekkürler .Görmemişim"dedikten sonra bir gözyaşı yağmuru tuttu beni.

"Sen hala ağlıyo musun ?"dedi gülümseyerek.Cama sığınmıştım sanki.Birgün bile sırtımda hissetmediğim sıcak bir elin yerini soğuk camlarla dolduruyordum Düşüncelerimle boğuşurken Emre böldü."Bak ben de ailemden ayrıldım ağlıyo muyum.Aaa yapma".

Bilmiyorum ne oldu nasıl oldu.Kafamı onun omzuna yaslarken buldum.Belki soğuk camlardan medet ummaktan bıkmıştım, belki de Emre 'yi kendime yakın hissetmiştim.Şaşırdı büyük ihtimalle.Ben de şaşırmıştım.Bir süre hareketsiz kaldı.Sonra şoku geçti büyük ihtimalle.Beni daha da sardı.Teselli edercesine.

Yıllarca başım dimdik zıpkın gibi duran ben Eylül BARUT bir tek aileme boynumu eğmiştim.Direndim çok direndim.Duvar olsa anlardı onlar anlamadılar beni.Sonra mı? Pes ettim.Ahrazı oynadım.Kaçtım.Saklandım.Ben onların parasını pulunu değil sevgisini istemiştim.Bahaneleri benim bir dediğimi iki etmemeleriydi.

Korktuğumda diğer elimi tutardım.Sabrım tükenirken gözyaşlarımı ya duvarlara ya da içime akıtırdım.Eylül BARUT asla kırılmaz , yıkılmazdı , üzülmezdi değil mi ne de olsa?"Yanındaki yaşlı amcayla konuştum yerlerimizi değiş tokuş yaptık "dedi kıkırdayarak.Ben de kıkırdadım."Eskiden de böyle sulu gözlüydün"dedi gülerek."Ama gözyaşlarını hep saklardın insanlardan."derin bir nefes aldı ve birkaç dakika sustu."Seni ya okulun arka bahçesinde ya da kütüphane de yalnız ağlarken bulurdum"dedi.Şaşırdım.Gözyaşlarımı silerek kafamı omzundan kaldırdım."Nasıl ?"dedim hayretler içinde.Göz göze geldik.Bana dikkatlice bakarak"Benim için mi ağlıyordun?"dedi.Öylece bakakaldım...

Biliyor muydu yani? Eskiden onu deli divane sevdiğimi.Yüzüm kıpkırmızı oldu.Keşke yer yarılsa da içine girseydim .Büyük ihtimalle biliyordu.Ne farkeder ki.Eskidenmiş sonuçta.Bitti gitti sonuçta.Haksız mıyım?Millet yavaş yavaş toplanıyordu.Ben de duymazcalıktan gelerek önüme döndüm.O da 32 diş sırıtarak arkasına yaslanmıştı.Sonunda dayanamadım ve "Hayır komik bir şey var da ben mi anlamadım!"diyebildim sinirli sinirli.

Yamuk ağız gülerek "Soruma cevap vermedin."dedi.Kabul ediyorum ona gülmek çok yakışıyor.Çok rahat bir şekilde olmaya çalışsam da sesim titredi"N-Nereden çıkardın? Yok öyle bir şey."Yüzüm kesinlikle kıpkırmızıydı.Önüme döndüm."Neyle bir şey ?"dedi hiç suratını değiştirmeden.Otobüs şoförünün sesiyle ortam duruldu.Köşeye sıkışmıştım sanki.Üstüme üstüme geliyordu.Derdi ne bu çocuğun?Arada da bana bakıp kıkırdamasıyla.Koluna güzel bir çimdik attım.Ohh olsun.Canı yandı sanırım inleme sesini duydum.Öndeki teyze yanlış şeyler yaptığımızı düşünecek ki arkasını dönüp meraklı meraklı bizi inceledi ve önüne döndü.

Gülümsedim ve köşeme çekildim.Ruhumun çok hareketli olmasına karşın ailem onu sömürerek öldürdü.Çocukluğum odamdaki camdan yaşıtlarımın doyasıya eğlenmelerini izlerken geçmişti.Gençliğim de dört duvara hapis olarak...

Her neyse!Bitmişti.Artık yeni bir hayatım vardı.Özgürdüm.Kendi iradem vardı.Hayatımı kendim yazıp kendim oynayacaktım.

Emre yine kulağıma eğilerek "Sıkıldım"diye fısıldadı.Ona dönmedim aynı hizaya bakarak "Ne yapabilirim?"dedim."Konusabilirsin"diye tısladı."Off Emre keyfimde değilim"diyerek somurttum."Ben de çok farklı şeyler düşünmüştüm "dedi sırıtarak.Ona döndüm."Ne düşündün?"dedim ciddi bir şekilde.

Gözlerimden başlayarak tüm yüzümü inceledi ve "Sorularımın cevaplarını almakla başlayabilirim."dedi fısıldayarak.İlk defa onunla bu kadar yakındım.Gergindim.Uzaktan biri görse öpüşecek sanardı bizi.

"Görmüyor musun? Millet uyuyor.Sus biraz."dedim ve sinirli bir şekilde önüme döndüm.Sonunda sustu.On beş dakika ses çıkmadı.Sanırım uykuya daldı.Üzerime aldığım polarla onu da örterek omzuna yaslandım.Çok masumdu yani öyle görünmeyi çok iyi beceriyordu.Demek benim onu sevdiğimi bile bile acı çekmemi istemişti.Sevgililerini bana uzun uzun anlattığına göre...Okuldaki birçok kızı elinden geçirdi diye duymuştum.Off aman bana ne?

Bir saat onun omzuna yaslanarak gözlerimi kapadım.Artık belimde ağrı hissetmeye başladığında kıpırdanmaya başladım.Çıt çıkmıyordu.Herkes uykuya dalmıştı.Kimilerinden horultu sesleri yükseliyordu.

Doğrulmaya çalışırken bir kol beni sardı ve kendine çekip göğsüne bastırdı.Kalbi ne kadar hızlı atıyordu öyle.Emre uyanık mıydı yani? Hiç sesimi çıkarmadım.Sarmaş dolaş İzmir'e vardık.

Beni Emre uyandırdı."Eylül geldik hadi kalk!"Öküz herif böyle mi uyandırılır? Ödüm koptu!

Her neyse derin nefes alıp uyandım.Hayat benim için yeniden başlıyordu.Nereye gideceğimi ne yapacağımı bilmiyordum.Saat 20.25'di.Valizimi de alıp aşağıya indim.Babama İzmir'e ayak bastığıma dair mesaj attım.O da bana gideceğim otelin adresini yolladı.Emre de arkadaydı ve valizini çıkarıyordu.Ben de bir taksi bulma umuduyla etrafa bakındım.Arkadan bir el kolumu tutarak beni kendine çekti.Bu Emre'di.Gözlerini gözlerime sabitledi."Nereye gidiyorsun?"

"Bir taksi bulup rezervasyon yaptığım otelde kalmayı planlıyorum." Kolumu parmakları arasından kurtararak bir adım geriledim.

"Yalnız gidemezsin."dedi.Bozulduğunu belli etmemeye çalışarak.

"Neden?Ben çocuk muyum?"diyebildim.

"Aynı otele ben de rezervasyon yaptım biliyor  musun?"dedi yamuk ağız gülerek.

Afalladım.Tamam da bu benim hangi otelde kalcağımı nereden biliyor? Demek oyun oynamak istiyorsun ha?

"Hadi ya!"dedim ölümcül bakışlarımı yollayarak.Taksiyi durdurup bindim, öbür taraftan da Emre bindi."Aynı yere gidiyoruz abi"dedi kalın sesiyle.Bana bakarak sırıttı.Emre'ye gözlerimi devirdim.Ben üzerinde adres yazan kağıdı uzattım şoför abiye.Bir şey demedim devam ettik.Yol boyunca ben yolları izledim o da beni.Ha bi de beni izlediğini anlamadım sanıyor şaşkın!Emre'yi biliyorum her kıza böyledir bilmesem bana aşık sanardım.YILIŞIK HERİF.

Geldiğimizde resepsiyondan kayıt işlemlerimi tamamlayıp aldığım anahtarlarla valizlerimi odama taşırken arkamdan kabaca sesler duydum.Bu Emre'nin sesiydi.Anladığım kadarıyla yer yokmuş otelde.Aşağı indim hemen.Sandığımdan da baskın bir sesle"Ne oluyo burda"dedim.Herkes bana bakıyordu. ***************************Umarım hikayemi beğenmiştirsiniz.Sizi seviyorum pıtırcıklarım♡♥♡

RUHLARIN DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin