GÖZLERİNE ESİRKEN

310 13 2
                                    

○●HATIRLATMA
○●MULTİDEKİ:FIRAT&EYLÜL
●○BÖLÜM MÜZİĞİ:Neyse~Siyah

Siyah gözleri karanlığın dibine vuruyordu.Korkuyordum hem de vücudum titriyordu.Cesaret denen duygunun sınırı yoktu bende onu anlamıştım.Ben nasıl yapmıştım bunu.Bu kez bittin Eylül.Emre bile kurtaramazdı bu çocugun elinden.Ellerimi duvara sabitledi ve kendini yasladı.Dudaklarımda bir sıcaklık hissettiğimde içeri giren çocuk "Fıratt!"diye bağırdı.Sesler kulağımda yankılanmaya başladı.Bacaklarım vücudumu taşıyamayacak kadar sıskalaştı.Gözlerim karardı ve karanlığa teslim ettim kendimi...
***************************

Emre yerde can çekişiyordu.Onu taşıyamıyordum artık. Vücudum iflas etmişti.Zincirlerle bağlanmıştık Emre ve ben.Ateşlerin korkunç nefesi sarmıştı bizi.Çok az kalmıştı ama Emre baygınken zincirleri hareket ettiremiyordum.Çıkıştaki o adam beni farkedip döndüğünde birden zincirlerimiz kırılmıştı.O bileğimizi koparırcasına sıkan güçteki zincirler, paramparça dağılmıştı.Adamın yüzü dumandan gözükmüyordu.Sonra bir ürperti hissettim.Gözlerimi hafif araladığımda birçok kişinin başımda toplandığını farkettim.Yine aynı rüyaydı.

Karşımda Akın hoca vardı.Sürekli bana bir şeyler soruyordu."Nasıl bayıldın?Kendini nasıl hissediyorsun?Parmağımı takip et..."sadece uğultusu geliyordu koca sınıfın.Başımı kaldırdığımda onu gördüm.Siyahlar içinde tüm asaletiyle...

Bundan eğlenceli gösteri bulamazdı sanırım.Sonuçta zorla öptüğü zavallı kız heyecandan bayılmıştı değil mi?

Bizi sınıfta basan çocukla bakışıp gülüşüyorlardı.Sonra bana dönüp alay eder gibi sırıttı.İnanamıyordum kendime.Daha adını bilmediğim bir adamla o anı yaşadığım için kendimden utanıyordum.

Emre'ye ilk konuştuğum erkekle öpüşcem dediğimde yalnızca bir gözdağıydı.Nerden bilebilirdim gerçekleşeceğini.Ben kalkmaya çalışırken gözünü kırpmadan beni izliyordu.Sonunda kendime gelmiştim.Yanımda ismini bilmediğim iki kız benim kalkmam için yardım ediyorlardı.Ben de sıraların birine oturdum.Akın Hoca nasıl bayıldığımı soruyordu.Ben ise ölümcül bakışlarımı malum kişiye yollayarak"Sınıftan tam çıkıyordum hayvana benzer bir şey görür gibi oldum.Sonra da gözlerim karardı.Hatırlamıyorum"dedim gözlerinin içine bakarken hayvan kelimesini bastırarak.Yüzündeki tebessümün yerini sinirli bir ifade almıştı.Bizi basan çocuk sırıtarak malum kişiye bakıyordu.

Aramızdaki şifreyi üç kişi haricinde kimse çözememişti.Herkes meraklı gözlerle beni izliyordu.Nedir bendeki bu talih ya? Tüm belalar beni buluyordu ya da tüm belaları ben çekiyordum.Emre'nin bana olan takıntısından nasıl kurtulacağımı düşünürken bir de bu çıkmıştı.Hocamız kapağını açtığı suyu bana uzattı."Daha iyi misin?"diye sordu.Ben de başımı aşağı yukarı sallamakla yetindim.

Hocamız bir doktor edasıyla kalabalığa"Tamam önemli bir şeyi yok arkadaşınızın.Hadi onu rahat bırakın"dediğinde bana tebessüm ederek uzaklaştı.Sonunda millet dağılmıştı başımdan.

Molaymış hala.Yarım saat sonra diğer ders başlayacakmış.Benim bildiğim mola 10 dakikadır.Çok saçmaydı üniversitedeki düzen.Benim psikolojim bitse de gitsek modundaydı.

Üç beş kişi kalmıştı sadece sınıfta.Malum kişi, ben , bizi basan o çocuk, bir de tanımsız birkaç kişi...Sınıftan çıkmak için kalktığımda bizi basan şahsiyet diğerlerini çıkarıyordu.Malum kişiye yamuk agız sırıttı ve en son kendisi çıktı.Yine onunlaydım.Kesin kasıtlı yapıyorlardı.Hala benimle hesabı kapanmamıştı anlaşılan.Bana kıpırtısız bakıyordu.Yüz ifadesinden hiçbir şey anlaşılmıyordu.

Onu görmezden gelerek sınıftan çıkarken arkamdan "Demek ilk öpüşmendi"dediğinde sırıtıyordu.

Ne oluyor ya? Bu şahsiyet bunu nasıl öğrenmişti?Ne yapmalıydım?Ne söylemeliydim?Beynim donmuştu sanki.Düşünme işlevini yitirmişti.Kelimeleri yankılanıyordu kafamın içinde.En sonunda bir karar verdim.Asla pes etmeyecektim!!Pes etmek bana hiç yakışmazdı.Döndüm ve"Ne saçmalıyorsun sen?Ben değil sen öptün"diye terslerken cesaretle çıkan sesimin yerini vücudumun titremesi almıştı.

RUHLARIN DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin