Bölüm 3

137 21 20
                                    

"Hello guuys! My name is Cacıkiii!" diye haykırarak üzerine atladığım koltuktan yere zıpladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hello guuys! My name is Cacıkiii!" diye haykırarak üzerine atladığım koltuktan yere zıpladım. Elimde küçük, süs gitarım, parmaklarım tellerinde. Dans ederken çalan şarkıya eşlik ediyorum. Erden odasında ders çalışıyor, Erdem ise mutfakta yemek yiyor. Televizyonda açtığım şarkının videosuna da eşlik ediyordum.

"Eden! Eden şu şarkının sesini kıs!" Odasından bana seslenen Erden'i umursamadım. "Edeen! Kime diyorum?"

Bir anda salona dalan Erdem, sehpanın üzerindeki kumandayı alıp televizyonu kapadı. Yüzümü ekşiterek ona bakınca gülerek salondan çıktı.

"Siz çok kötü üçüzlersiniz, eğlenmeme izin vermiyorsunuz." Bağırmamdan sonra Erdem de bağırarak hakaret edince omuzlarımı düşürdüm. Üçüzlerim diye demiyorum, tam bir ruh emiciler. İnsanın eğlencesini baltalamaktan başka bir halta yaramıyorlar. Mutfağa gidip Erdem'i izledim; bol soğanlı salata yiyor, yanında da kendi sıktığı meyve suyunu içiyor. Hep bol soğanlı, sarımsaklı şeyler yer ama asla ağzı kokmaz. Hatta kendi gözlerimle gördüğüm halde bazen inanamıyorum.

Erdem düzenli olarak sporunu yapar, öğünlerine dikkat eder. Sporuna özel beslenir. Herhangi bir spor kulübüne ya da kursuna gitmez, ama hepsini bilir. Kumral saçları, ela gözleri var. Saçlarını uzatıyor, ama saçları uzamıyor. 12 senedir hiç saç kesmedi, yine de kirpiklerine anca geliyor. Çocuğun saçları uzamıyor, ama sakallarını günde iki kere kesmesi gerekiyor, öyle hızlı uzuyorlar. Doktor genetik olduğunu söylemişti. Kızlar, üçümüzün arasında en çok Erdem'i seviyor, ona yanıyorlar.

Bir anda telefonundan şarkı açan Erdem telefonunu masaya bıraktı, bana göz kırpıp bulaşıklarını alarak ayağa kalktı. O sırada mutfağa giren Erden de elinde şarkı çalan telefonu bana uzatıyordu. Evet, şarkımı ve dansımı baltalıyorlar ama dayanamıyorlar.

"Siz var ya cansınız lan." İki telefonu da aldım, ikisinde de farklı şarkı çalsa da dans ettim. 

"Bu kadar enerjiyi nereden buluyorsun merak ediyorum. Benim nefes almaya bile halim yok." Söylenen Erden odasına döndü. Kendisi okulun matematik bölümünde, defalarca yarışlarda plaket kazandı. Biraz depresif biridir ama bunu matematiğin yaptığını düşünüyorum. Çocuk herhangi bir yapıya bakarken bile geometrik düşünüyor, altın oranı falan hesaplıyor. Saçlarını uzatmayı hiç sevmez, her zaman tıraş olur.  Gözleri de ela. Saçlarının uzunluk farklı haricinde Erdem'le çok benziyorlar.

Erdem'in telefonunu bırakıp Erden'inkinde çalan şarkıya eşlik ederken bedenimi salladım. Şarkıya uygun bağırırken koridora çıkmış, boş alanda takla atmıştım. 

"Biliyor musun dans da bir spordur. Günümüzde insanlar dans ederek zayıflıyor," diyen Erdem gülümsüyordu. "Yani spordan o kadar nefret ediyor sayılmazsın." Evet, spordan nefret ediyorum diye ağladığım zamanlar oluyor. Kim ağlamaz ki?

"Bici bici mama!" Şarkıya eşlik ederken onu gösterip bağırdım.

"Vaka vaka vaaka!" diye eşlik ederek odasında bağıran Erden garip dans teknikleriyle odasından çıktı ve bana katıldı.

Sorumsuz ve SorunsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin