5. Bölüm

208 20 0
                                    

“Sonunda üzülmeyeceksin.” Angeline, onun gözlerinde ki hüznü silmek, dudaklarının tekrar kıvrılmasını izlemek istiyordu. Dedikleriyle bunu çabalamış ama elde edememişti. Kadın, ayağa kalkıp ona doğru yaklaştı. Son adamını atıp iyice ona yaklaşacakken topuklu ayakkabıları sayesinde tökezleyip Vincent’ın üzerine düşerken etraftakiler onları izlemeye başlamıştı.

“Üzerime atlamak için takılmış gibi yapmana gerek yoktu.” Vincent, ona şaka yapmaya başlamış olsa bile gözlerindeki hüznü kadından saklayamazdı.

“Bahanem hoşuna gitmedi mi?” Angeline, onun kucağına yerleştiğinde yaptığı şeyi ya da çevredeki insanları önemsemiyordu. Şu an tek önemsediği şey Vincent’ın gülümsemesiydi.

“Fazlasıyla güzel.” Adamın dudakları kıvrılıp, yüzünü tamamen ona döndüğünde Angeline kendini onu öperken buldu. Mutlu olmasını istiyordu, kendi hayatından vazgeçebilecek kadar çok istemişti bunu.

“Güzellik, yavaş ol.” Vincent, ondaki bu değişimi anlamamıştı ama mutsuz değildi. Aksine, onu geri kazanabileceği düşüncesi zihninde daha da belirginleşmişti. Bu sefer kaybetmeyecekti.

“Beni götürmelisin, Vincent.” Angeline ona tutunarak bulunduğu yerden kalktı. Etrafına hızlıca bir bakış atıp dikkatleri üzerine çektiklerini anlayınca kızaran yüzünü diğer tarafa döndü.

“Hepsi bizi izliyormuş! Tanrım, bu çok ayıp.” Diye mırıldanıp elleriyle yüzünü saklamaya çalışırken ayakları yerden kesildi. Vincent, onu kucağına almıştı ve insanların bakışlarını önemsemeden dışarı taşıyordu. Kızı arabaya yerleştirip kendi de oturduğunda, insanların arabalarda çok vakit kaybettiğini düşündü. Eğer hepsinin kanatları olsaydı, bu şeyleri kesinlikle kullanmazlardı. Yine de bir süre kanatlarını saklamak zorundaydı. En azından Angeline içindekini fark edip, kabulleninceye kadar.

“Sanırım ayrılık vakti.” İkisi de yol boyunca konuşmamış ve ileriyi izlemişlerdi. Klasik müzik arabada kısık bir tonda çalarken Angeline yaşadıklarını düşünüyordu. Daha doğrusu Vincent ile yaşadıklarını. Ona dokunuşlarını, dudaklarını, sıcaklığı ve.. Kadın başını sallayıp onun ne dediğini anlamaya çalışmıştı. Dikkatini ona vermeliydim, sersem kızlar gibi karşısındaki dinlememiş ve düşüncelere dalmıştı.

“Anlamadım.” Mahcup bir şekilde ona bakan kadın, Vincent’ı güldürmüştü.

“Bir suç işlemedin Angeline, sadece ne dediğimi anlamadın. Ya da anlamamış gibi davranıyorsun.” Vincent ikinci seçeneği tercih etse de kadın gerçekten de onu duymamıştı. Çünkü o sırada kendini düşünüyordu. Bunu anlamak için deha olmaya gerek yoktu, kadın parmaklarını dudaklarına götürüp dokunduğunda çoktan anlamıştı bile.

“Bana ne dediğini söyleyecek misin?” Angeline, yine ona kızmaya başlamıştı. Burası, içinde hiç bilmediği duyguları uyandırmıştı. Etrafına bakıp, kiliseye geldiklerini anlayınca gözlerini camlara dikti. Peder ona bakıyor olmalıydı. Bu kıyafetlerle ona yakalanmadan kiliseye girmeli ve üzerine hemen değiştirmeliydi.

“Ayrılık vakti, demiştim.” Gittikçe kısılan ses tonu üzüldüğünü belli etmişti. Ama Vincent gece yine gelecek ve her zaman ki gibi onu izleyecekti. Pederin ona bir şeyler yapmasını istemiyordu. Daha önceden kıza verdiği mühür, onun ruhunu öldürüyordu. Eğer ruhu ölürse, içinde ki şeytan serbest kalır ve kimsenin durduramayacağı bir güce sahip olurdu.

“Gitmek istemiyorum.” Angeline, kendini huzursuz hissediyordu. Sanki kiliseye giderse, onu bir daha göremeyecekti. Bunu hissetmişti ve şimdi ondan ayrılmak istemiyordu.

“Sabah yine geleceğim.” Demekle yetindi Vincent. Her gece onu uyurken izlediğini bilmesini istemiyordu.

“Kötü bir şeyler olacak, hissedebiliyorum.” Angeline’in sözleri, Vincent’ın düşüncelerini dile getirmişti. Vincent, pederin ona bir şeyler söyleyeceğini ve kızacağını tahmin ediyordu. Hatta giderken aklından geçen düşünceler hiçte iyi değildi. Ama onları yapabilecek kadar cesur değildi. Karşısındaki kişi, Tanrının evinden gelmişti. Micheal, onu özel olarak görevlendirmişti. Bunu peder çok iyi biliyordu ve kadına bir şey yapmaya cesaret edemezdi.

Cehennem YapımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin