♡|2

765 86 66
                                    


Enter'a basıp mail'ini gönderdi ve kendini yatağa bıraktı.

"Hah, bir de şikayet etmeyeceğim öyle mi? Onlarca insanı zehirlemenize göz mü yumacağım?"diye kendi kendine söylendi.

Telefonu çalınca uzanıp aldı ve açtı. Beomgyu arıyordu.

"Yu Ju, neler oluyor anlatsana. Bay Park çok sinirli."

"Sinirlenmeye devam etsin o. Rezil insan müsvettesi."dedi Yu Ju.

"Neden istifa ettin?"diye sordu Beomgyu.

"Daha sağlıklı ve kaliteli gıdalara geçtiğim için şirketi zarara soktuğumu söyleyip beni kovmaya kalktı ben de istifa ettim. İnsanları zehirliyor Beomgyu! O atıştırmalıklar güzel görünüyor güzel kokuyor ama içinde ne kadar zararlı madde var sen de biliyorsun! Bir sürü çocuk onları tüketiyor. Nasıl göz yumabilirim?"dedi.

Beomgyu'nun iç geçirdiğini duydu. "Yine de istifa etmemeliydin. Şimdi ne yapacaksın?"diye sordu.

"Onu şikayet ettim. Delillerle birlikte. Cezasını çekmesini sağlayacağım."

"Ne?!"dedi Beomgyu bağırarak. Yu Ju korkmuştu.

"Ne demek şikayet ettim Yu Ju! Ne yaptığının farkında mısın?!"

Yu Ju yatakta doğruldu. Kırılmıştı. "Tamam niçin bağırıyorsun?"dedi üzgün bir şekilde.

"Yaptığın çok saçma çünkü! Böyle yapınca eline ne geçecek sanki? Bu tür hileler yapan tek bizim şirket mi? Herkes yapıyor. Birçok ünlü marka kendi yaptığı çikolataları kendi çocuklarına yedirmiyor. Ama insanlar almaya devam ediyor. Alan memnun satan memnun. Sadece işini yapsana."

"Ne yani herkes yapıyor diye bizde mi yapmalıyız? Herkes kötü diye onlara ayak mı uydurmalıyız? Yapılan yanlışı görmezden mi gelmeliyiz? Ben bunu yapamam Beomgyu!"

Beomgyu derin bir iç çekti tekrar. "Tamam haklısın fakat bu bizim yapabileceğimiz, düzeltebileceğimiz bir şey değil."

"Sen yapamam ben yapamam derse bu lanet olası sistemi kim değiştirecek? Tek başıma hiçbir şey yapamam gibi görünüyor fakat bir kişi bir kişidir, bir kişi çok sey değiştirir."

"Neden her şeyin toz pembe olacağına inanıyorsun ki... Her neyse, daha sonra konuşuruz. Kapatmam gerek."

"Beom-"

Telefonun kapanma sesini duyunca kendisini yatağa geri bıraktı.

Tavanla bakışırken 'kim ne derse desin, ben doğru olani yaptım' diye geçirdi içinden.

İş mi yoktu canım? On altı sene boşuna mı kıçını yırtmıştı okullarda? En iyi okullardan mezun olup en yüksek puanları almıştı. Dört dil biliyordu. Deneyimide vardı. Elini sallasa elli iş bulurdu. Birçok şirket için aranan işçiydi. Birkaç yere başvursa havada kapılırdı.

Hemen tekrar doğrulup iş başvurusu yapmaya başladı.

Bir süre sonra bir sürü yere başvuruda bulunmuştu. Gülümseyerek yine yatağına uzandı. Biraz dinlense iyi olurdu.

~

"Hey lanet olası buraya gel!"

Yengesinin kendisine çağırdığını duyunca gözlerini araladı. Hava kararmıştı. Uzanıp telefonundan saate baktı. Akşam dokuza geliyordu. Gözlerini ovalayarak yataktan kalktı ve odadan çıktı.

"Kime diyorum!"

"Efendim yenge?"dedi içeri girdiğinde. Yengesi elinde meyve tabağı, ayaklarını sehpaya uzatmış televizyon izliyordu.

Love |♡| Hwang Hyunjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin