Uykusuz geçmiş bir gecenin ardından oflayarak kalktı yataktan Hyunjin.Bir ara ilk yattığında bir iki saat kadar uyumuştu. Ama sonra irkilerek uyanmış, her gece olduğu gibi içini bir korku kaplamıştı.
Gece lambasının aydınlattığı odasının içine korku dolu gözlerle bakmış kulaklarını kabartıp sesleri dinlemişti. Sadece sokaktan geçen kedilerin ya da motorsikletlerin sesi vardı etrafta ama kalbinin deli gibi çarpmasına engel olamamıştı.
Eli telefonuna gitmiş ve Sana noonasını aramaya yeltenmişti.
Parmağı arama tuşunun üzerinde durduğunda bir an evde yalnız olmadığı aklına geldi.Ahn Yu Ju hemen yan odasında uyuyordu. Evde tek değildi. Telefonu kenara bıraktı ve biraz rahatlamaya çalıştı.
Doğru ya, evde tek değildi. Zaten her gece Sana'yı aramamak için onunla kalıyordu.
Fakat yine de tekrar içini huzursuzluk kapladı.Ona ne kadar güvenecekti ki? Hem o Hyunjine güvenmiyordu. Hyunjin niye ona güvenecekti?
Yatakta doğruldu ve derin nefesler aldı kendini sakinleştirmeye çalışarak. Elleri titriyordu. Yan odaya gidip hala burada mı diye kontrol etmek istedi ama yatağından çıkamayacak kadar cesaretsiz hissetti o an.
Sanki tüm her şeyden koruyan bir kalkanmışçasına battaniyeyi kafasına kadar çekip tekrar yattı.
En azından evde tek değildi.
Kendini sakinleştirdi. Ama tekrar uyuyamadı.
Her günki gibi bir iki saatlik uykuyla ayağa kalktı ve lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkadı. Ardından mutfağa geçti kahvaltı hazırlamak için.
Dün akşamki bulaşıkların yıkandığını görünce göz devirdi. Ona kendisinin yıkayacağını söylemişti zaten. Hem evden gitmek istiyordu hem de evin işini yapıyordu.
Masaya kahvaltılık bir şeyler koyup Yu Ju'yu uyandırmaya gitti. Yarım saat önce zilinin kapanma sesini duymuş ama kalkma sesini duymamıştı.
Kapısını tıklatıp seslendi. Ama cevap gelmedi. Bir kez daha yaptıktan sonra yine cevap gelmeyince "Geliyorum bak."diyerek kapıyı açtı.
Yu Ju üzerinde sadece yarım atletiyle ve eşofmanıyla yüz üstü yatıyordu. Kollarını yastığın altına sıkıştırmış, bacaklarının birisini de kendine doğru çekip kendince rahat bir pozisyonda yatarken kalçası hafif yukarı çıkmıştı. Saçları dağınıktı ve birazı yüzünü örtüyordu. Battaniyesini nasıl deli yatmışsa üstünden yere düşürmüştü.
Hyunjin gördüğü manzarayla birlikte sertçe yutkunup utanarak gözlerini kapattı ve eliyle üzerini örttü.
"Yah, Ahn Yu Ju. Kalk artık." sesini yükselterek söylemesine birkaç mırıltı karşılık verdi.
Hyunjin gözleri kapalı bir şekilde ona yaklaştı ve omzunu patpatladı. Çıplak omzuna dokunmak daha çok utandırmıştı.
"Hey, kalk diyorum."
Yu Ju yine mırıltılar çıkartarak yüzüstü döndü ve hafifçe gerindi.
"Lütfen biraz daha..."diye mırıldandı.
"Olmaz."dedi Hyunjin. "Eğer uyumaya devam edersen yüzüne bir sürahi su dökerim."
Yu Ju uykulu uykulu gözlerini hafifçe aralayıp karşısında gözlerini kapatmış adama baktı. İlk idrak edemeyip bakmaya devam ettikten sonra karşısındaki dolgun dudaklı adamın Hyunjin olduğunu fark edince hemen doğruldu.
"N-Napıyorsun?"
"Sonunda uyandın."dedi Hyunjin nefes vererek.
Arkasını döndü ve kapıya yöneldi. "Kahvaltı hazırladım gel de ye. Üzerini de giyin ayrıca."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love |♡| Hwang Hyunjin
Fanfiction"Bütün bu düzenbazlık üstüne kurulmuş dünyada doğru olanı yapmaya çalışmak aptallıktı belki de. Ama yine de, bir şeylerin güzelleşeceğini ve güzel şeylerin geleceğini biliyordum. Sen gibi..." Başlangıç tarihi - 23.01.22 Tüm hakları Hyunjinin gözünün...