♡3

633 79 124
                                    


Yüzündeki gülümsemesi küçülüp ufak bir tebessüm olarak kalmış ve gözleri Yu Ju'yu baştan aşağı süzmüştü.

Yu Ju bir an kendini çırılçıplak hissetmiş ve üstüne bakmıştı. Çırılçıplak olsa bundan daha az utanırdı. Evden, pijamalarıyla çıkmıştı! Hem de inek desenli olanla.

Üstünde uyuyan sevimli bir inek baskısı olan beyaz bir tişört, altında da inek desenli bir şort vardı ve onu asıl utandıran oydu. O bugün bay Park ile kavga etmeye gitmişti!

Seoul'ün yarısını bu şekilde gezmişti. Tamam belki bu favori pijamasıydı ama onlarca insana göstermekte istemezdi. Neden yoldan geçerken bazı insanların ona uzun uzun baktığını şimdi anlamıştı. Yüzü bir anda kıpkırmızı olurken başını eğdi ve kabanıyla önünü kapattı. Neyseki en azından o uzundu da bacaklarını biraz olsun örtüyordu.

Siyah saçlı çocuk "Lütfen oturun."dedi. Yu Ju başı hala eğikken kafasını salladı ve gözleriyle boş bir yer aradı. Her yer boştu. Kendisine en yakın gelen bir masaya geçip oturduğunda kabanıyla bacaklarını örttü. Dışarıdayken hep uzun ve bol kıyafetlerle gezdiğinden kendini biraz garip hissediyordu.

Önüne koyulan bir kağıtla başını kaldırıp baktı. "Bu ne?"diye sordu siyah saçlı oğlana.
"Menü?"dedi garipseyerek oğlan.
"Ah..."

Menüyü eline alıp incelemeye başladı. Hepsi çok güzel gözüküyordu ve fiyatları da uygundu. Siyah saçlı çocuk onun tepesinde beklediği için gerilmeye başladığında "Ben bunu alayım" dedi parmağıyla bir yemeği işaret ederek.

"Neyi?"diye sordu oğlan.

"Bunu."diyerek menüyü ona gösterdi. "Adı ne?"dedi oğlan görmesine rağmen.
"Dakhanmari işte."dedi Yu Ju.

"Düzgünce söyle."

Yu Ju gözlerini devirdi. "Sen müşterinle inatlaşıyor musun?"

"İnatlaşmıyorum. Müşteri doğru düzgün söylesin. Söylemiyorsa başka kapıya."dedi oğlan.

Yu Ju hayretle ona baktı ve alayla nefes verdi. Şimdi kalkıp giderdi de, pijamalarıyla başka bir yere daha girmek istemiyordu. Şirin olmaya çalışarak, ama kesinlikle sahte bir şekilde, "Dakhanmari alabilir miyim lütfen?"dedi.

Oğlan alayla gülümseyip başını salladı. "Elbette."içeri giderken Yu Ju ardından baktı.

Bu ne biçim tip be? Geçende de garip davranmıştı. Sorunları mı var?

Yemek gelene kadar telefonunu çıkarttı cebinden. Mail gelmişti birkaç tane. İşe kabul edilmemesine dair.

Yu Ju ne yapabileceğini bilmiyordu. Yirmi beş yaşındaydı. Yirmi üç yaşında mezun olduğu gibi Domestic Banana da çalışmaya başlamıştı. Tek seferde tutturmuştu. Hem de aracı birileri olmadan. Hiç başka bir yer görmemiş ve araştırmamıştı. Şimdi gıda sektöründe işe alınamayacağına göre ne yapacaktı?
Sırf bunun için dört sene okul okumuştu.

Bu onun hayaliydi. Kim atıştırma üretmeyi hayal edinirdi ki? Ama o etmişti. Yemek yapmak ve insanları mutlu etmek onun hayaliydi. Yemek bambaşkaydı onun için.

Kim yemek yemekten bir şeyler atıştırmaktan zevk almazdı ki? Yemek insanları yatıştırırdı. İnsanları bir araya getirirdi. Yemek, paylaşmak, doymak, mutluluk duymak demekti onun için. İnsanlara yeni ve güzel atıştırmalık verebilmek istedi. Bunun için Domestic Banana'ya başvurmuştu zaten.
Ama şimdi her şeyini kaybetmiş gibi hissediyordu.

Love |♡| Hwang Hyunjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin