Unutmuştum seni. Unuttuğumu sanmıştım. Unutmayı dilemiştim. Unutmamıştım ama seni. Sandığımdan çok seviyordum hala seni. Aklımdan sildim seni, ama yüreğimden silememişim meğer. Küçücük bir kıvılcım yetmişti kalbimin etrafındaki tüm buzları eritmeye. Elimde değildi. Kendimi güçlü sanıyordum, ama sandığım meğerse güçsüzlükmüş. Ama benim kalbim küsmüştü bütün bunlara.
Bi düşünsene, senin bir insana değer verdiğin kadar o insan sana vermiyorsa, ve sen bunu bile bile Umutlarını yitirmeden < belki bir gün herşey güzel olur > dileğiyle harcıyorsan zamanını.
Belkiler değilimdir zaten insanı bitiren küçücük ve temiz o umutlar ?
Sonunda kötü bir rüya görürken buz gibi suyun yüzüne dökülmesi gibi ? Bu uyanış insana koca bit tokat gibi gelir. Sonra düşersin. Kalkamazsın ama birdaha. Ve o an tüm belkiler gelir geçer önünden. Ona kızdığın kadar kendine kızıp nefret edersin.Her şeyin ilacı zamandır derler. Ama zaman ilaç değildir, sadece yaralarının üzerine kabuk bağlar zaman. Peki bu yaraların izleri ? Onun ilacı nedir ? Hiç bir şey olmamış gibi yaşamak mı? Sen yapabiliyorsan helal olsun. Ben yapamadım, ve hala yapamıyorum, belkide istemiyorum.
Gördünmü adam? Yine belki dedim...