İNANILMAZ SON (TAMAMLANDI)

İNANILMAZ SON ⚡ ÖZEL 2

Selam İnanılmaz okurlarım...

Bölüme özel bölüm diyemiyorum. Sadece Ekin gözüyle bir anlatım olacak...

Bu bölümü Tuzak'ı okumayan arkadaşlarımın okumasını önermiyorum. Tuzak karakterlerini tanımadan okuduklarınız havada kalacaktır.

Keyifle okuyun...

Ajan Kural 1:  Ajanlar kaçık sever.

İstanbul'da bulunan ve aslında bağımsız bir birim olarak görev yapan Öküz Damı'nın bünyesinde toplanan Hayaletler, Kediler ve 4 beklediğinden de hızlı kaynaşmıştı. Öküz Damı'nın Leydi lakaplı Tuna'sının öldüğünü sandıkları dönemde kaynaşmışlar ve o gün bugündür de hiç ayrılmamışlardı. Şafak'ın liderliği rahatsız etmiyordu onu. Belki bir dönem aralarında büyük kavgalar yaşanmış olabilirdi lakin Ayşe'nin özellikle 4'e danışman olarak gelmesi sayesinde başlayan dostlukları aradaki yanlış anlaşılmaların da giderilmesiyle sağlamlaşmıştı.

Yine de arada küçük sürtüşmeler olmuyor değildi. Birimin aynı sokağında bir müzenin müdürlüğünü yapan Ayşe sık sık birime geliyor ve Öküz Damı ile 4 arasında paylaşılamıyordu.

Lakin Ayşe'nin gözdeleri belliydi mekânda. Tuna ile Derya'ya olan sevgisini açıkça dile getirmeden yapamıyor, zavallı kocası ve bizzat birim şefi olan Şafak da karısını kırmıyordu. Bunun sebebinin Ayşe'ye karşı duyduğu büyük aşktan ziyade kadının kızdığında onu eve almaması olduğunu tahmin ediyordu Derya. Öyle ki kaldıkları sitede defalarca Şafak'ın balkonlara tırmanarak evine girdiğine şahit olmuşlar, ertesi gün şeflerine yeni bir kazak alarak birime gitmişlerdi.

Şafak rahatsız değildi bu durumdan. Öyle ki hepsinin Ayşe gibi bir cadı ile evlenmeleri için dua ediyor, bizzat deneyimlemenin önemini vurguluyordu.

Ve tam olarak görev dağılımının böyle günlerden birinde Şafak ekibin ona aldığı yeni kazakları denerken Ayşe elindeki görev dosyalarını incelemiş, Derya ve Tuna için hayati risk taşımayan bir görev aramıştı.

"Sevgilim" demişti Şafak'a en tatlı sesiyle. "Tuna için harika bir görev dosyası var elimde."

Şafak, üzerindeki kazağı çıkartıp diğerine uzandığında Ayşe bir ıslık çalmış ve ardından onu duymazlıktan gelmesine rağmen kocasına doğru konuşmaya devam etmişti.

"Bu ortadan kaybolan hayat kadınlarını arama görevini Tuna'ya veriyorum. Nasılsa deneyimli bu konuda." demişti şef sanki kendisiymiş gibi.

"Ödül mü ceza mı yenge ya? Ben hiç namuslu bir hayat yaşamayayım mı?" diye itiraz etmişti Tuna.

"Niye ki?"

"Kim vurduya gideceğim sonunda. Siz ciddiye almıyorsunuz ama leydi hallerime âşık olan adam çok. Sonra kurtulmak için uğraşıp duruyorum."

Tuna itiraz ederken Şafak araya girmiş, o görevi bir süre önce Dinçer'e en son şarap koleksiyonunu çalan kişinin abisi Şafak olduğunu ispiyonlayan Sedat'a vereceğini söylemişti.

"Amma kindarsın şef valla!" diye araya giren Sedat'a rağmen Şafak'ın kararının değişmeyeceğini anlayan Ayşe bu kez de Derya için uygun bulduğu görevi açıklamıştı.

"Bak ya!" demişti dosyayı okurken. "Meğer burada tam da Derya için uygun bir görev varmış."

Şafak karısına gözlerini devirirken Ayşe görev içeriğini okumaya başlamıştı bile.

"Gizemli anahtarların müşterilere gitmesi, bu müşterilerin bir sitede kesişmesi ve orada dönen illegal işler. Tam da Derya'ya göre."

Şafak'ın bu göreve itiraz etmemesi şaşırtıcı değildi Derya için. Sonuçta görev yeri Bursa'daydı ve araları ne kadar iyi olursa olsun, Ayşe'nin her defasında en muhteşem sıcak çikolatayı Derya getiriyor demesinin bir bedeli olacaktı.