Benimle Dans Et

1.7K 92 264
                                    

Ortak salonun ortasında, insanlar balo salonuna özgü olan dansı yapmak için hazırlanmaya başladığında Emre kıkırdadı.

"Hürkan konuyu biliyorsun." Emre sinsi bir gülümseme verdiğinde, giydiği takımın papyonunu düzeltti, kollarının düğmesini kontrol etti. 

"Hiç kimse ile dans etmeyeceğim!" Hürkan oturduğu yerden, Emre'ye baktı. 

"Sana seçim şansı bile duydum! İstediğin bir kızı seç ve dans et. Herkes seninle dans etmek için birbirini yiyor. Bunu neden görmüyorsun!"

"Evet, diye devam etti, etrafına bakındı. O haklıydı Bir sürü onunla dans etmek isteyen kız vardı. "İşte bu yüzden dans etmek istemiyorum. Sevmediğim bir kızla adım mı çıksın istiyorsun?" Uzun boylu, şık bir giyinime sahip genç, okulun popüleri, basketbol takımının lideri, okul grubunun gitaristi, kızlara karşı küçük bir hareketi ile adının çıkması kolaydı.

"O zaman bir maske al ve işini hallet. Seni birisi ile dans ederken görmem gerek." Emre, eşinin yanına gitmeden önce Hürkan'a tekrar tembihleme yaptı. "ve gülümsemeyi unutma! Bu gece şanslı olabilirsin!"

"Senden bıktım Emre!" Hürkan onun en yakın arkadaşının Emre olmasını tekrar gözden geçirmesi gerektiğini aklının bir ucuna yazdı.

Gece yarısı gelip çatarken, Hürkan gözlerini etrafta gezdirdi. Elle sayılamayacak kadar bir ton kız onun hareketini bekliyordu. Hürkan bir nefes verdi, kapının oraya baktı. İki kız kapının başında durmuş gele bakıyor ve aralarında fısıldanıyorlardı ve birbirlerini çimdikliyorlardı. Başlarının üzerinden baktı, ama uzaktan baktıklarını görmek için çok karanlıktı.

"Geliyor! Acaba kimin için pisti bırakıp buraya geldi?"

"Gizem sessiz ol. Yoksa bizi duyacak."

"Oh, onunla dans etmem gerek. Belki şanslıysa-"

"Gizem!"

Hürkan, kızların iç bulandırıcı konuşmalarını daha fazla duymak istemedi, ama kim hakkında böyle konuştuklarını merak etti.

Hürkan, Ömer'in kalabalık odaya geçiş yaptığını gördüğünde gözlerini devirdi. Ömer Aslan, baş belası ergen! Cidden onun için mi bu kadar iğrenç kelimeleri duyması gerekiyordu.

"Ömer Aslan. Aman Allah'ım çok yakışıklı değil mi?"

"Ömer benimle dans etmek ister misin?" Gizem denen kız sordu.

Ömer umursamadı sadece, arkasına bakmadan yürümeye devam etti ve bir köşeye geçip arkadaşlarının yanına yürüdü. Hürkan'ın üzerinde olan sürmeli gözler anında Ömer'e döndü.

Şarkı bitip ortalık sessizleştiğinde orkestra ekibi kuvvetli bir şekilde dans müziğini çalmaya başladı, aynı zamanda konfetiler patladı, insanlar çığlık attı.

Karşı karşıya duran insanlar hareket edip ellerini çırparak kendi etrafında döndüler hemen sonra kol kola girerek tam üç kere döndüler. Balo resmi olarak şimdi başlamıştı. İnsanlar kahkahalar atarak ellerini çırpıyor, omuz omuza vererek daireler oluşturuyorlar ve havaya ufak tekmeler atarak kendi etraflarında dönüyorlar.

Hürkan gözlerini devirdi ve en sonunda yerinden kalktı. Kızlardan birini seçecek, şarkı bitene kadar onunla dans edecek ve kızın yüzüne bile bakmadan oradan ayrılacak. Emre'yi gördüğü anda suratına yumruk atacak.

Ayağa katlığı anda üzerine dönen ve her hareketini izleyen gözler onu rahatsız etti. Kızlar dışında bir göz daha onu izliyordu. Kıvırcık uzun saçları gözlerini kapadığı için belli olmuyordu gözleri.

Sadece tam karşısında olduğu için izliyordu o da.

Birkaç kız onun hakkında fısıldadı. "Sonunda ayağa kalktı acaba kimi seçecek."

"Umarım ben olurum."

"Nasıl görünüyorum?"

Hürkan, kızların konuşmasını rahat bir şekilde duydu. İleriye doğru adım attı, 'Sadece birisini seç ve bu işi bitir.' Ayakları önüne gelen bir kıza doğru hareket etti, kız kendisine doğru geldiğini gördüğünde sırtını dikleştirdi, yüzü şimdiden kızarmaya başlamıştı bile, elbisesini özellikle göğüs bölgesini kabartmaya başladı.

Hürkan kızın yanına vardı ama önünde durmadı, yanında da durmadı. Ayakları fazladan bir adım daha atmıştı ve bir adım daha. Ortak dans alanını da geçti ve Ömer'in önünde durdu.

Neden buraya geldiğini bilmiyordu sanırım sadece kızların kötü çocuk dediği çocuğun nasıl dans edeceğini merak ettiği içindi.

Buzlar kralı Ömer Aslan, buz pistinde kayması kadar dansda edebiliyor muymuş?

Ömer'in izin almadan elini tuttu ve izni olmadan kaldırdı. "Benimle dans et!" Kibar bir soru değildi, bir istek de değildi aslında, bu bir emirdi.

Hala oldukça hareketli olan şarkıyla Hürkan, Ömer'in elini bırakmadan onu salonun ortasına götürdü, karşısına aldı. Kıvırcık genç adam Hürkan'a 'Ne yapıyorsun?' bakışı atıyordu, elini çekiştiriyor, adımlarını onun götürdüğü yerin tersine götürüyordu.

"Aptal aptal bakma bana!" Ömer'in koluna girdi ve dönerek birbirinden ayrıldılar. Peşine Hürkan el çırptı ama Ömer bunun zahmetine bile girmedi. Hürkan Ömer'e doğru yürüdü. "Dans etmeyi seviyor musun?" sorarak yakınlaştı ve tekrar ayrıldı.

"Seninle değil de bir kızla dans ederken evet!" Hürkan Ömer'i yakaladı ve döndürdü.

"Bunu bende yapmak istemiyordum. Hatta düşünmemiştim." Dedi Hürkan, Ellerini tutmak yerine bilerek kuralları değiştirerek Ömer'in belinden kavradı ve kendine yaklaştırdı. "Ama benimle dans et Ömer."

İnsanların kendisine çarpmasını umursamadı o an. "Çok fazla kişi düşünmez. Dans ederken kendi hikâyeni yazarsın. Burjuvanın koyduğu dans kuralları da bana sorarsanız yıkılmak için vardır. Değil mi Punk Çocuk?" Hürkan Ömer'in belindeki elini hatırlatmak için sıktı. Diğer elini kaldırdı ve elinden tuttu. Ömer'in elleri Hürkan'ın omuzlarına gitti.

İkisi ardı ardına etraflarında döndüler. Etraf sessizleşip, insanla eş değiştirirken bile etraflarında döndüler. İkisi arasında gergin bir çatışma vardı. İkisi de birbirinden daha iyi olmak için çabalıyordu.

Bu dans değildi bir çatışmaydı.

İnsanlar etrafında çoğaldı, hepsi eş değişme sırasını bekliyordu sıralarının kendilerine gelmesi için.

İkisi dans etti, ellerini çırptı etraflarında döndü, bir süre sonra insanların sesleri azaldı gözler tek onların üzerindeydi, ağızlar onların her hareketine açılıyordu. Hürkan, Ömer'in elini tuttu kaldırdı ve etrafında döndürdü. Ömer'in bedeni her hareketi kusursuz bir şekilde gösterdi.

Ömer'in takımının kuyruğu uçuştu, saçları havalandı, kaşları dahada çatıldı. Hürkan'ın elleri Ömer'in tekrar beline gitti. Bu bir valsdan daha fazlaydı. 

Ve en sonunda birbirlerinden koparak ayrıldılar. Birbirlerine selam vermek yerine;

"Bir daha karşıma çıkma Gügen."

"İnan bana karşıma çıkmak istemeyeceksin Aslan."

İkisi de aynı anda birbirlerine nefret savurdu sonra da ikiside balo salonunu terk etti.

______

Bu hikayeyi Gwa Hükümetine armağan ediyorum.

Hit & Run - PorgolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin