Uçan Kuş - Final

652 57 148
                                    


Medya: Pim Stones - The Life We Could Have Had 

-------

Genç adam emindi, doğru zamandı. Tekrar bir araya gelmek için doğru zamandı. Diğerinin haberi yoktu burada olduğundan. Onu izlediğinden, soğuk alanda üşümesi gerekirken deli gibi yandığından haberi yoktu. 

Soğuk pist alanından uzaklaşan diğer adaydan sonra adam ayağını sallamaya ve aklından ayrılmayan adamın sırası gelmesi için dua ediyordu. 

Ve oldu. 

"Ömer Aslan." 

İşte şimdi. 

Ömer Aslan buzun üzerinde süzülerek, vücudunun kıvrımlarını insanlara gösterirken, kollarını açıp ben buradayım derken gözlerini kapattı. Plaj. Ya da bulutların üstünde. Bir pistti düşünmemek daha iyi olduğunu düşündüğünü düşünüyordu. Gözlerini tekrar açtı izleyicilere selam verdi, pistin ortasına gitti. Hürkan nefesini tuttu. 

Dakikalar sonra şarkı çalmadan önce seyircilerin olduğu alan siyahlara büründü, Ömer'in üzerine beyaz ışık yağdı. 

Üzerindekiler kusursuzdu, siyah bol ve bol uzun kollu sırtında beyaz kanatlar dikişlenmiş bir tşört giyiyordu, sırtı açıktı ve her hareketinde kaslarının gerilmesi gözüküyordu. Altında ise gece mavisi bir tayt giyiyordu. Hürkan oradan kumaşı seçemedi ve tayt olduğunu düşündü. Taytın paçaları pateni ile birdi. Bu Ömer'in daha kolay hareket etmesini sağlıyordu. 

Ömer kollarını kaldırdı çevresinde döndü ve sırtı geriye yatacak şekilde kendisini ileriye doğru bıraktı. 

Hürkan ellerini birleştirdi ve nefesini tuttu. Ömer için bu dans bir dönüm noktasıydı. Daha 19'una yeni girmişken uluslar arası yarışmaya girebilmek için yarışıyordu. Buradaki diğer yarışmacılar arasında en küçüğüydü. 

Ömer'in pek umurunda değil gibiydi. Ya da sadece dansına bakıyordu. 

Ömer, etrafında dönmek için kaygan zeminden güç aldı ardı ardına ardından bir bacağını kaldırdı ve etrafında döndü. 

Hürkan'a o gece sergilediği dansı sergileyeceğini söylemişti. Ama değişikler yapıp uzatacağını söylememişti. 

Ömer, havalandı ve etrafında döndü yere indiğinde dengesi sarsılıp elini yere değmekten son anda kurtuldu. 6 hareket sergilemesi gerekiyordu. İyi bir puan alabilmesi içinde altısını da kusursuz sergilemeliydi. 

Ömer sahnede zahmetsizce uzun adımlar attı, o kadar hızlı ve pürüzsüzdü ki ayakları görünüşte yerin üzerinde havada asılı kaldı. Vücudu etrafını saran rüzgarla uçuyormuş gibi hissettiriyordu. Etrafındaki insanlar Ömer'in uçmasını hissediyordu. Rüzgara karşı verdiği hararetli hikayeyi de hissediyorlardı. 

Ömer sınırları yıktığı zaman insanlar nefesini tuttu, bazılarında gülümseme vardı. Hürkan yanındaki hanımefendinin derin bir nefes verdiğini, sağ elinin kalbine gittiğini ve Şükürler olsun dediğini duydu. Tanrım Ömer insanları bu kadar etkilerken Hürkan'ı ne hallere sokmuştu.  Yanındaki kadın hayretle ona baktı. 

Namlu dönüşü ardına namlu dönüşüne atlarken, sanki müzikle dans ediyormuş gibi değil, müzik onun içinde hareket ediyormuş gibi görünüyordu. Hürkan'ın duyuları ona oyun mu oynuyordu yoksa Tanrı'ya karşı dürüst bir mucizeye mi tanık oluyordu bilmiyordu. Kahve gözleri muzaffer bir şekilde Hürkan'ın yanından geçti. Müzikte bir ritim vardı ve kendisi besteledi. Ne olacağını biliyordu ve yanağından bir gözyaşının süzüldüğünü hissetti. Ömer alana koştu ve bacağını kaldırdı. Havaya yükseldi ve sanki büyük siyah kanatlarını uzatıyormuş gibi uzatı.

Hit & Run - PorgolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin