FARKLI SAHAF-BÖLÜM BİR

356 69 403
                                    

  Pencereden içeriye doğru soğuk bir rüzgar saçlarımı geriye doğru üfürdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


  Pencereden içeriye doğru soğuk bir rüzgar saçlarımı geriye doğru üfürdü. "Sana yüzüncü kez söylüyorum Aylin, bunlar kesinlikle aramızda kalacak ve kimsenin haberi olmayacak. Beni o adamdan kurtarırsan ikimiz içinde faydalı olacağından emin olabilirsin."

  Neredeyse iki saattir sadece burada bu konuyu tartışıyor, arada tedirgin gözlerle Aylin etrafa bakmayı ihmal etmiyordu. Her zaman tedirgin biri olmuştu. Kafamın içinde birkaç sözcük yuvarlandı. Uykusuzluğa verdim.

  "Dila beni yakacaksın ama!" diye sesini yükseltince elimdeki çatalı sertçe masaya vurdum. İstemsizce restoranda olan insanların dikkatini çekmiştim. Derin bir nefes verip çatalı elimden hızla bıraktım. Ağrıyan başımı ellerim arasına alıp parmaklarım ile şakaklarıma ufak daireler çizdim. O bunu çok güzel yapardı.

  "Senin kafan sadece kendinde. Kariyerim mahvolur anlıyor musun? Ama sen sadece kendini düşünüyorsun Dila." Gözlerim hemen gözlerine kilitlendi. O söylediği şeyin daha farkına varmamış olsa ki tedirgin gözlerle bana baktı. Öfkem gitgide artarken saçlarımı geriye atıp ceketimi ve çantamı elime aldım. Artık ne ona ne de sesine sabredemiyordum. Yıllar, böyle harcanmıştı.

  "Bunu en yakın arkadaşına hata yapan kişi mi söylüyor? Sen beni kandırdın, arkamdan iş çevirdin Aylin. Bense sadece kendimi düşünüyorum öyle mi? İstesem seni rahatlıkla yakarım ama dua et, seninle daha işim var. Bu konuşma burada sonlansın. Biraz düşün ve benimle insan gibi konuşacaksan arar randevu ayarlarız."

  Arkama bakmadan hızlı adımlar ile çıkışa yöneldim. Biliyordum, her zaman her şey iyiye gitmezdi. Bazen en dibi görerek yaşamın ne demek olduğunu öğrenmek lazımdı. Susuyordum ama karşılığında alacağım şeyler vardı. Susmam gerekiyordu, konuşursam bazı şeyleri riske atabilirdim. Yeterince risk vardı.

  Konuşursam hayatım elimin arasından kayıp gider.

  Seni kurtarabilirim Dila.

  Kimin seslendiğine baktım ama etrafımda hiç kimse yoktu. Gözlerimi yumdum ve nereye gittiğime bakmadan sokakların arasından yürümeye devam ettim. Genelde kafam çok dolu olduğunda etrafı çok incelemeden yürürdüm. Bugüne kadar hiç kaybolmamıştım, sokakları avucumun içi kadar iyi biliyordum. Daha gençken -bahsettiğim on altılı yaşlarım- ve hayatımın inişi çıkışına alışmaya çalışırken sokaklar bana destek çıkmıştı. Kafamın içinde yine bir şeyler duyar gibi oldum ama geçti.

   Birkaç gündür garip şeyler oluyordu. Üzerimde bir ağırlık ve endişe vardı. Bunları her ne kadar yaşadıklarıma versem de uğuldayan kelimeler hoşuma gitmiyordu.

  Ne yaparsan yap Dila, elinde sonunda bana geleceksin ve seni bu hayatını kurtardığım için şükredeceksin. Beni bul Dila...

  Hızla arkamı döndüm. Birinin geldiğini hissetmemiştim, ki zaten kimse yoktu. Yine o sesti, beş dakika önce konuşan ses. Birinin bana şaka yapacağını düşünerek telefonuma baktım. Bana şaka yapan biri yoktu.

Zamanın Tozlu Rafları (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin