Yaşanmışlıkların yaşla alakası var mıdır? Bence yoktur. Ama bir başkasının deyimine göre 'senin yaşın kaç da derdin var?' Ya da yaşı oldukça ileride olan birine 'bu yaştan sonra ne derdi?'
Herkes konuşur, biz dinleriz. Kendimizi o laflar karşısında enkaz altında hissederiz. Peki o enkaz canımızı mı acıtır, gerçekleri yüzümüze mi çarpar?
Peki kitap yazmak nedir? Günlük tutmak gibi mi? Yoksa içinden gelenleri yazmak mı?
Bence ikisi de değil.
Kuramadığın cümleleri sayfalara dökmek. Ama o sayfalara sadece kelimeler değil, gözyaşlarını da dökmek gibi. Ama bunun adı ne günlük tutmak ne de içinden gelenleri yazmak.
Yazdıkça huzur bulmak.
Sahi huzur demişken, Ayla huzuru bulabilecek mi?
Baba'sının katili ve anne'sinin dört duvar arasında olmasının sebebi olan Ayla? Huzur bulabilecek mi? Tüm bunları hafızasından silip atabilecek mi? Yıllardır kollarına sığındığı anne'sinin gerçek yüzünü gördüğünde içi sızlayacak mı? Kalbi sıkışacak mı? Nefesi kesilecek mi? Peki baba'sına yaptıkları yüzünden pişman olacak mı?
Kendinden kaçmak istediğinde kendisini daha çok bulacak. Yaşadığı şehir'i terk edip başka bir şehir'e geldiğinde biriyle tanışacak. Abisiyle tanışacak. Eski aşkını unutacak, tekrar aşık olacak. Gerçek aşkım dediği kişi'nin ona ihanetinden sonra tüm bunları kaldırabilecek mi peki? Hiç sanmam. Öğrendiği gerçeklerin altından kalkmaya çalışacak, olmayacak.
Aşık olduğu kişi'nin aslında kim olduğunu öğrenince ne yapacak peki?
Hayat bir oyundur biz de içindeki piyonlar. Hayat bize oyun kurar biz de sesimizi çıkarmadan oynarız. Peki kendi oyunumuzu kendimiz yazabilir miyiz? Ya da oyunumuzu bozabilir miyiz?
Hilesiz oyun olur mu?
Olmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bozan
Teen FictionNe zaman? Nerede? Nasıl? Olduğunu bilmeden biriyle tanışırsın. Aşık olursun eline, yüzüne, gülüşüne, sesine, gözlerine... Sonra elini uzatır sana kurtarır karanlığından, ya da o karanlıkta yapayalnız kalırsın. Ayla da çoğumuz gibi sanırım. Kendini k...