16

1.7K 97 14
                                    

Jungkook

Neydi beni bu hale getiren? Neden herkesin nefret ettiği biri haline gelmiştim?
Olayların başladığı zamanları bile hayal meyal hatırlıyordum desem. Herkesin zengin aile çocuğu diyerek tanıdığı jeon jungkookun gerçek hayatını kimse bilmiyordu. Yıllardır maruz kaldığı işkenceleri kimse bilmiyordu.
Ben ise senelerce içimde birikmiş olan bu siniri başka insanları rencide ederekten kendimi rahatlatabiliyordum.

Peki gerçekten beni bu hale getiren neydi? Eskiyi hatırlamak istemesem bile yaşadığım onca şey beni rüyalarımda yada gözümü kapattığım anda tekrardan buluyordu.

Sanırım 7. Sınıfın ilk haftalarıydı. Bu zamana kadar mutlu bir çocukluk geçirmiştim fakat o gün öğrenmemem ve görmemem gereken şeyleri görmüştüm. Annem babam ve ben mutlu bir aileydik. İkiside beni iyi bir çocuk olarak yetiştirmek için elinden geleni yapardı. Özellikle anneme çok bağlı ve sadık bir çocuktum. Ondan ayrı kalmaya tahammül bile edemezdim. Babam ise sürekli işinde meşgul olan bir adamdı. Neredeyse gününün yarısını şirkette geçirmesine rağmen hala benimle oyunlar oynar ve bizimle eğlenirdi. Fakat o gün babamı başka bir kadınla yakalamak tüm çocukluğumu alt üst etmişti.

Dediğim gibi 7. Sınıfın ilk haftası olmalıydı. Sabah annem beni okula bırakırken bugün bir takım işlerinin olduğunu söylemiş ve eve akşam geç geleceğini söylemişti. Babam ise o gün izinliymiş. Onunla güzel vakitler geçirmemi söyleyip gitmişti.
Fakat o gün okulda son 2 dersimiz boştu ve bize erkenden eve gidebileceğimizi söylediler. Zaten evimiz okula yakın olduğu için bende yürüyerek eve varmıştım.
Şansıma anahtarım o gün yanımdaydı ve kapıyı açarak içeri girdim. Babam ise etrafta gözükmüyordu. Yukarı katta odasında olmalıydı. Ona gidip supriz yapmayı plânlamıştım.

Keşke planlamasaydım.

Yavaş ve sessiz adımlarla yukarı kata çıktığımda duyduğum bir takım seslerle o an olduğum yerde donakalmıştım.
Kulağıma gelen uygunsuz kadın sesi anneme ait değildi. O an tüm algılama işlemlerim durmuş ve neler olduğunu idrak edemiyordum.
Duyduğum seslere babamın da sesi karışınca gözlerimin o an dolduğunu hatırlıyorum.

"Birazdan jungkook gelecek gitsen iyi olur "

Babamın sesini tekrar işittiğimde o an ondan tiksinmiştim. İyi de babam ve annem birbirlerini çok seviyorlardı. Babam nasıl olurda anneme ihanet ederdi?

"Ahh bıktım senin şu sümüklü oğlundan biraz daha istiyorum"

Kesinlikle bu ses annemin değildi lakin çok tanıdık geliyordu.

Ben ise sadece öyle kalakalmıştım. Bacaklarım hareket etmiyordu. Hiç birşey yapamıyordum.
Sonunda sesler kesildiğinde birden odanın kapısı açılmış ve içerden babam çıkmıştı. Oda beni karşısında gördüğü an olduğu yerde kalmıştı.

"O-oğlum ne işin var senin burda"

Birde utanmadan ne işin var diyordu. Arkasından çıkan kadını gördüğümde ise işte o an gerçekten kusmak istedim. Bu kadın yılardır babamın yanında çalışan sekreteriydi. Zaten ondan hiç bir zaman hoşlanmamıştım. Babama olan tuhaf bakışlarını ve dokunuşlarını görmemezlikten gelmiştim fakat bu denli olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.

"Oğlum sen bizi yanlış anladın açıklayabilirim"

Daha fazla bu iğrençliğe katlanamadığım için ağlayarak evden çıktığımı hatırlıyorum.

İşte o günden sonra ise hayatım birden değişmişti.
Kendimden bile çok sevdiğim annemi öylece kaybetmiştim. Bir trafik kazasında öldüğünü söylediler bana fakat inanmamıştım. Yalan söylüyorlardı.
Anneme babamın onu aldattığını hiç bir zaman söyleyemedim...
Çünkü bu çok utanç vericiydi
Babamla ise o günden sonra asla konuşmamaya başladım. O sürekli beni yalnız bulduğunda gelip konuşmaya çalışıyordu fakat onu dinlemiyordum. Ve bu olaydan yaklaşık 2 hafta sonrada annem ölmüştü. Öylece yok olmuştu. O günler aklıma geldikçe hala nefes almakta zorlanıyorum

Babam ise annemin ölümünden 1 ay geçtikten sonra birlikte yakaladığım sekreteri ile evlenmişti. Şaka gibi ama gerçekten bunu yapmıştı. O andan itibaren artık onu babam olarak görmüyordum.

Asıl tüm işkenceleri bana çektiren ise o kadındı bizzat üvey annem.
Adı ha eun du ve o hayatımda gördüğüm en acımasız kadındı.

İlk günlerde bana sürekli iyi davranıyordu çünkü babam yanımızdaydı. Fakat onun gerçek yüzünü babam gittiği zaman görmüştüm. Babam o an çok büyük bir iş birliği için 2 aylığına çine gitmişti. Ve o sürtükle evde sadece ikimiz kalmıştık. Babamın gittiği o gece beni yanına çağırıp dediği her kelime dün gibi aklımda.

"Artık babam da gittiğine göre şov başlasın jungkook. O iğrenç annen seni o kadar şımarık büyütmüş ki ben seni adam etmesini çok iyi bilirim."

Ve o an ilk defa birisi bana tokat atmıştı. O kadar sert vurmuştu ki o an  hemde ortada bir sebep yokken.
Fakat bunların daha başlangıç olduğunu bilmiyordum.
O iğrenç kadın babamın yokluğunu fırsat bilip her gece eve başka bir erkekle geliyordu. Her gece duyduğum o iğrenç seslerin ve görüntülerin artık haddi hesabı yoktu. Yaptığım en küçük hatada beni döver ve o karanlık bodruma kilitlerdi. Ben ise hiç kimseye birşey söyleyemezdim. Babamla her telefonda konuştuğumda başımda demir sopayla bekler ve babama en ufak birşey söylersem beni onunla vuracağını söylerdi.

Nerdeyse her günüm dayak yemekle geçiyordu. Odamda ders çalışırken birden gelir ve vurmaya başlardı.
Fakat bir süreden sonra bana iğrenç iğrenç dokunmaya başladığı an benim için her şey bitmişti.

"Jungkook gel bakalım"

O gün beni yanına çağırdığında yine döveceğini düşünüp korkar adımlarla yanına gittim. Fakat onun niyeti çok farklıydı.

"Beni rahatlat jungkook "

Ne dediğini anlamamıştım. Ve o saf halimle benden masaj yapmasını falan ister sanıyordum. Fakat o iğrenç kadın birden dudağıma yapışmıştı. Üstümden ittirmeye çalıştım. Bağırdım. Ağladım. Fakat kimseler duymadı. Artık kendimden de tiksiniyordum. Sonunda iğrenç dudaklarını üstümden çekmişti.
Ağlıyordum.
Artık bu olanlar benim için çok fazlaydı.

"Eğer bunları birine söylecek olursan o oruspu annen gibi senide öldürürüm"

Annemi öldürdüğünü bile kendi ağzıyla söylemişti. Herkesden çok sevdiğim biricik annemi bilerek öldürmüştü. O kadın şeytanın ta kendisiydi.
Çenemden kavrayıp suratına bakmamı sağlamıştı.

"Sana benimle konuşurken gözlerime bakman gerektiğini kaç kere söyledim ha"

Attığı tokat ile artık bilincimi kaybedecek hale gelmiştim. Birde üstüne üstlük tekrardan bodruma kilitlemişti. Aç ve susuz 1 gün geçirdim orda. Kendimi öldürmek istemiştim. Annemin yanına gitmek istedim. Fakat korktum. Evet ölümden korkan bir aptaldım ben.

Babam 2 ayın sonunda eve dönmüştü lakin bu 2 ay benim için bir kabus gibiydi. O gün babam yüzümde ki ve vücudumda ki bu yara izlerini sorduğunda ona düştüğümü söyledim. Çünkü hala o kadından deli gibi korkuyordum. Babam nerdeyse yoğun işleri yüzünden her ay farklı ülkelerdeydi. Hatta 3 yada 4 aylığına bile başka ülkelere gidiyordu. Tabi o sırada ben ise yediğim dayakları uğradığım tacizleri sayamıyordum.

İşte ben böyle büyümüştüm. Herkesin gördüğü o sürekli sırıtan, eğlenen jungkookun altında böyle gerçekler vardı. Lise 3 deyken artık babam emekli olmuş ve aptal iş gezilerine gitmeyi bırakmıştı. o andan itibaren o sürtük kadın artık bana dokunamıyordu. Çünkü babamın beni ne kadar önemsediğinin ve sevdiğinin farkındaydı.

Hepsinden nefret ediyordum. Beni bu hale getiren herkesten. Çocukluğumu yaşamama izin vermeyen herkesten tiksiniyordum.

Ve en kötüsü ise gün geçtikçe o tiksindiğim ve nefret ettiğim kadına benziyordum.

LOSER//JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin