24

1.5K 78 28
                                    

Öylece duruyorduk.

İkimizde bir hamle yapmıyordu.
Geri çekilmiyordu.
Ya da devam etmiyordu.

Neden yapmıştım bilmiyorum ama o an bunu yapmak istedim ve yaptım.

TANRIM JUNGKOOKU ÖPTÜM.

Şu an aklımdan milyonlarca senaryo yazıyordum.
Ya Jungkook benden tiksinirse ya bana bağırırsa.

Bu korkunç senaryoların yaşanmaması için kendimi hemen geriye çektim.
İtiraf etmeliydim ki şuan rahatlamış hissediyordum. Sanki bunu yapmayı aylarca bekliyormuşum gibi.
Fakat bir yanım da deli gibi korkuyordu.
Jungkookun nasıl bir tepki vereceğini hesaba katmamıştım.

"Jungkook ben özür dilerim bilerek olma-"

Bu sefer ise jungkookun dudakları ile lafım kesilmişti.

Şuan beni öpüyordu. Ya da öpüşüyorduk.
Ben hiç öpememiştim ve nasıl karşılık verecektim ki?

Dudaklarımı kendi dudaklarının arasına alıp emiyordu. Ben ise ona acemi bir şekilde ayak uydurmaya çalışıyordum.
Fakat Jungkook bir süre sonra daha da hızlandı. Büyük bir hızla dudaklarımı emiyordu.

Şuan hem heyecandan hemde utançtan kendimden geçmiş gibiydim.
Ya da sadece nefes anlamadığım için böyle hissediyordum.

Ve öpüşmeye son veren ben oldum.

Nefes almam lazımdı yoksa bayılacaktım.
Ben derin derin nefesler alıp verirken Jungkook ise kendini tekrardan yatağa attı.
Uzun bir sessizlikten sonra artık ikimizden biri konuşmalıydı. Ama kimse konuşmadı.

Bir süre sonra tekrardan jungkookun o soğuk sesini işittim.

"Bunları hiç yaşamadık say"

...

Sinirle sırama oturdum. Çantamı büyük bir hızla sıraya atmamla tüm sınıf bana dönmüştü. Hala dün olanların etkisinden çıkamamıştım.

Jungkooku ilk gördüğüm yerde boğacaktım.

Onca şeyden sonra bunları hiç yaşamamış sayalım diyordu.
İşte o korkağın tekiydi.
Acısını anlayabiliyorum ama öpmeyi devam ettiren oydu. O halde kendine de hâkim olsaydı.

Tekrardan sinirlenmeye başladım.
Ve ellerimi sıkıca sıktım. Jungkook hala gelmemişti çünkü onu öldüreceğimi az çok tahmin ediyor olmalıydı.

Bana o cümleyi söyledikten sonra hızla evi terk etmiştim. Çıkarken ise son kez ona, seninle sonra görüşeceğiz jungkook diyip evden çıktım.

Jungkookun da sınıftan içeriye girmesiyle oturduğum sıramdan hızla ayağa kalktım. Bana bir açıklama yapmalıydı.

Sessizce onun sırasına oturmasını bekledim ve oturduktan sonra yanına gittim.

"Konuşmamız lazım"

Yorgun gözlere kafasını kaldırıp bana baktı.

"Hayır konuşmayacağız"

Neredeyse ağlayacaktım. Neden hala bana böyle davranıyordu.

"Peki o halde bir daha hiç konuşmayalım"

Artık bu saçma sapan olayları uzatmak istemiyordum. Evet onunla artık hiç konuşmayacaktım. Hem bana yaptığı onca zorbalığı bir anda unutmamda çok saçmaydı.
Hızla lavaboya girdim ve aynadan zavallı yüzüme baktım.
Neden bu kadar üzülüyordum?

Her ne kadar inkar etsem bile

Ben jungkooktan hoşlanıyordum.

LOSER//JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin