Kaç kere aynı hayatta yeni başlangıç yapar insan?
Kaç kere yeni bir sayfa açar pişmanlıklarından?
İnsanoğlu yaptığı her hatanın pişmanlığından sonra yeni bir sayfa açar kendine, ama açtığı her sayfadan sonra elinde sahip olduğu kitabın sayfaları her yırttığında azalır ve işte o zaman anlardı insan. Artık yeni sayfa açmanın doğru olmadığını, hatanı yırtmayıp o kağıdı o kitapta tuttukça, hatasını kitabı her açtığında göreceğini ve bir daha yapmamak için ders alacağını.Sude irkilip;
- Nehir hamile.....
Ada ve Burak sevinçle birbirine sarılırken Berk ve ben birbirimizin suratına bakıyorduk.
Burak: Hayırlı olsun kanka, bak ne diyeceğim arabada biliyorsun yan yana oturduk bende senden hamile olabilir miyim?
Bu sefer kendimi tutamayıp Burağı kovalamaya başladım;
- Elime geçersen bittin oğlum sen, dedim.
Tam Burağı elime geçirmiştim ki dudaklarını büzdü, birisi dudağını büzerse dayanamayıp bende büzüyordum.
- Uraz?
- Efendim Burak?
- Baba oluyorsun.
- Evet.
İkimizde birbirimize sarılıp masaya oturduk.
Sude korkuyla bana bakıp;
- Uraz, Nehir'in bir başkasından hamile olma ihtimali var mı?
Burak: Tabi var, senden hamile olduğunu düşünüyorum ben.
Hepimiz kahkaha atarken;
Berk: Ada'dan da olabilir, deyince gülmekten bayılacakatık neredeyse.
Uraz: Benden hamile başka kimden olacak kızım?
Sude: Uraz nasıl eminsin kanka?
Burak: Valla bu sadece soru sormak için soruyor ha, kızla gece geçirmiş ki emin konuşuyor.
Burağa bakıp;
- Aynen, dedim.Uzun bir konuşmanın ardından, Nehir'e nasıl söyleyeceğimizi düşünüyorduk hepimiz.
Uraz: Ben gidip şimdi söyleyeceğim herşeyi.
Sude: Saçmalama uyuyor şuan kız, bir an korkar kapıyı falan çalarsan.
Berk: Sude haklı, yarın söylersin Uraz.
Ada: Yarın söylesin de nasıl söyleyecek ki?
Burak: Benim aklımda bir şey var aslında.
Herkes başını Burağa döndürüp dinlemeye başladı.
Burak: Aslında Uraz haricinde birimiz Nehir'i gün boyu gezdirip eğlendirse sonra sahil yoluna götürüp ben çay alıp geliyorum deyip gitse, çaylarla birlikte Uraz yanına gelip konuşsa, zaten Nehir'in Uraz ile sorunu yok.
Berk: Mantıklı lan güzel fikir.Ada: Kim gezdirecek?
Burak: Ben gezdireyim.
Sude: Olur bence bu salak zaten sürekli espri yapıyor, kızcağız eğlenir.
Burak alaycı bir tavırla sırıtırken, ben de;
- Tamam o zaman kabul, şimdi herkes evine dağılsın yarın görüşme içinde olacağız, deyip dağıldım.
Eve geçer geçmez yatıp uyudum.(NEHİR'İN DİLİNDEN...)
Sabah telefonumun çalmasıyla gözlerimi araladım, önce saate baktım saat 08:00'di. Arayan da Burak. Ve o bu saatte asla kalkmaz;
- Ne var ya Burak bu saatte?
- Oyy Oyy canımın içi günaydınlar efendim.
- Teşekkürler sayende günüm düzgün aymadı, ne oldu yine?
- Yav birşey olmak zorunda mı? Ben arkadaşımı özlemiş olamaz mıyım?
- Burak?
- Efendim Neho?
Kızdığımı anlayınca sesini inceltmişti.
Bende bağırıp;
- Daha dün görüştük ya Burak. Ne özlemesi ya?
- Ya tamam, şey diyecektim bugün sadece sen ve ben gezelim mi?
- Git Ada ile gez kanka ben ne alaka?
- Kankaların en güzeli, en akıllısı, en beyin yoksunu olmayanı, en sinirli olanı, ben bugün seninle gezmek istiyorum, seni uyandırdım sonuçta i, güne seninle başladım be kırma beni.- Ah iltifat kurmayı beceremeyen, benim güzel kuzenimin seni nasıl sevgili olarak seçtiğini anlamadığım arkadaşım, tamam kahvaltımı falan yapayım mesaj atarım sana gelir alırsın beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMULMAZ GERÇEK
Teen FictionUraz & Nehir.... 07.10 Belki de aynı evi, evimiz olarak adlandırmamızdı bizi bir arada tutan, çünkü çok imkansızdık seninle. " Gitgellerin sonu İzmir Sahil Yoluna çıkıyor bu hikayede."