UMULMAZ GERÇEK

AYNI GÜNE UYANMAK

Çok farklı bir duyguydu, yıllarca sevdiğinden uzak kalıp sonra onunla aynı güne uyanmak. Aynı günü paylaşmak, aynı yatağı kullanmak....

Sabah olmuştu, o kadar uyumuşum ki Uraz'ın öpücüğüyle uyandım.

- Aşkım;

Uraz'ın beni kaldırma çabası çok hoşuma gidiyordu, benim uyandığımı farkedince gıdıklamaya başladı. Kahkahalarla kalktım yataktan.

- Niye kaldırıyorsun Uraz ? beni dedim.

- Bugün vıcıkların bekarlığa veda partisi var ya, Sude'yi kuaföre bırakmış Berk, bende seni bırakayım, bu arada kahvaltıyı orada yapacakmışsınız. Sude'yi kuaför uyandırmak için kafasını yıkamış daha yeni yeni açılıyormuş dikkat et, dedi kahkaha atarak.

Ben onun hiç beklemediği bir şey yaptım, Uraz'ın gülümsemesi beni sarhoş eder gibi olmuştu. Bende gidip onun dudaklarıyla mesafemi noktaladım.

Suratıma donakalmış bakıyordu. Bende Uraz'a baktıktan sonra;
- Aşkım çıkar mısın, üstümü değiştireceğim, dedim.

- Benim değil misin artık ? neden çıkayım görmediğim şeyler mi sanki? deyip güldü.

İç ses yalnız bırakmadı beni " Nehir kızım teklif gecesi aranızda birşeyler geçmiş, hayırlı olsun"

Uraz'ı odadan çıkardıktan sonra üstüme rahat birşeyler giydim.
Odadan çıktıktan sonra Uraz'ın delikten bana bakmaya çalıştığını farkedince Uraz'ı cimciklemeye başladım. Ufak bir şakadan kavga yaptıktan sonra Uraz beni kuaföre bıraktı.
Sude ve Ada kuafördeydi, yanlarına oturup;
- Selam ponçiklerim, deyip ikisininde yanaklarını sıktım.
Sonra Rüya'nın olmadığını farkettim.

- Sude, Rüya nerede? dedim.
- O özel kuaför tutturmuş Burağa, dedi Sude.
Alaylı bir bakış atıp;
- Sanırsın padişah kızı, dedim.
Ada üzüldüğünü belli etmiyordu ama emindim mutsuz olduğuna. Sevdiği adamı başka biriyle görecektir bugün
Ben gelmesini istememiştim, ama Burak arayıp davet etmişti Ada'yı. O da kırmamış Mersin'den İzmir'e gelmişti sadece Burak için.
Hepimizin saç ve makyajı bittikten sonra sırayla elbiselerimizi giydik.
Ada;

Kırmızı bir elbise tercih etmişti, ve ben ona her zaman çok yakıştırıyorum kırmızıyı.

Sude;