Tenefüste İremsu benim yanımdan Rüzgar'ı hemen çekiştirdi ve dışarı götürdü. Buna alıştım süreklibizi uzaklaştırmaya çalışıyordu. Buna ders boyu devam etmişti. Öğlen olup kantine indik.
"Kızlar benim bir işim var. Derste geri dönerim tamam. Derste görüşürüz"
Daha sonra Milen ve bana el sallayarak gitti. Ne işler çeviriyorsun acaba Eylül hanım?. Eylül gittikten sonra yemeklerimizi alıp Milen ile yer aramaya başladık. Sorun şuki tek boş masa Rüzgargilin masasıyıydı. Öldürseler Rüzgar'ın yanına oturmazdım ama bu durum başkaydı acayip derecede açtım ve hayatım en önem verdiklerimden biriside midemdi. Mecbur onların yanına oturacaktık. Ve Milen Mert'in yanına ben ise mecburi olarak Rüzgar'ın yanına oturdum. İremsu bir süre sakin kalmasıyla bir anda ayağa kalkıp elini sert bir şekilde masaya vurdu. Hali ile bütün gözler bizi buldu.
"Bak kızım ne yapmaya çalıştığnı anlamadım ama sürekli Rüzgar'a yakın olmaya çalıştığnı görüyorum ve bizim aramızia girmeye çalıştığnıda anladım. Ama bundan sonra ayağını denk al ve bizden uzak dur anladınmı!!!"
Ne diyor lan bu?
"Ben sizin aranıza girmeye filan çalışmıyorum. Ve şunu bilki Rüzgardada gözüm filanda yok tamammı. Ve ayrıca farkettinmi bilmiyorum ama Rüzgar senden uzak durmaya çalışıyor ama sen ona sülük gibi yapıştığın için bir türlü kurtulamıyor!!!"
Bir anda İremsu masadaki portakal suyu alıp üstüme döktü ( Rüzgar ada gelmişti). Onun saçını başını yakıp kül edebilirdim ama yapmadım. Çünkü bu çok dikkat çeker ve şüpelenebilirler. Çünkü 1. sınıf olduğumuz için daha bunları yapamayız tabi ben hariç.
"Sizin bu saçma kavgalarınızı çekecek hiç halim yok. Gidin saçma kavgalarınızı başka yerde yapın. Zaten üstümüde batırdınız. Ayrıca İremsu bunun hesabını bana vereceksin."
Rüzgar İremsu'nun kolundan tutup hızla yemek haneden çekiştire,çekiştire çıktılar. Bu hep böylemi? yani hep sert,kaba,egolu,huysua,deyer vermez. Madem böyle ona saygı duymak zoru dayım çünkü insanların duygularını deyişturemem deyilmi? Ne yapacaktı kıza bu? Artık her şey bekliyordum Rüzgar'dan.
Rüzgar'ın ağzından;
O an gerçektende sinirlenmiştim. Çünkü sanki ben orda yokuşum gibi kavga ediyorlar ve bu sırf beni kıskanmalarından dolayıydı. Ama şurda haklıydı Safir ben gerçektende İremsuyu sevmiyordum ve zorla sevgili gibiydik. Sırf Iremsunun için buna katlanmıştım o üzülmesin diye ama artık yeter!. Çünkü çok fazla ileri gitti artık İremsu ve bunu seve seve yapıyordu. Şimdide İremsuyu kolundan tutup dar bir duvara götürdüm.
"Yeter artık İremsu sırf sevgilim oldun diye şımaramassın tamammı. Ben istersem ayrılırız ben istersem barışırız. Ve ayrılmak istemiyorsan ayağını yorganına göre uzatacaksın. Ve ayrıca beni kızlardan uzak tutmaya çalışıp rezil edersen eğer ben seni rezil ederim haberin olsun!"
O an gerçekten çok sinirlenmiştim kendimi kaybetmiş bir şekilde İremsu'ya barıyordum. Ama o bunu zerresine kadar hak ediyordu. Oda bunu bildiğne emindim. Çünkü kıkını çıkartmadan sadece dediklerimi dinliyordu.
Safir'in ağzından;
Ben onlar yemekhaneden uzaklaştıkalarında odama çıkıp üstümü deyiştirmiştim. Odaya girdiğimde Eylül ağlıyordu. Yanına oturdum ve çenesinden tutup bana doğru çevirip bana bakmasını sağladım.
"Eylül bana her şeyi anlatabilirsin,seni dinliyorum."
Eylül ağlayarak bana sarıldığında bir an affallasamda bende kollarımı onun boynuna doladım.
"Bazı insanlar iseni seviyormuş gibi yapıp güvenini kazanırlar fakat daha sonra seni bırakıp giderler."
Hıçkırıkların arasında zor konuşurken bende onu dinliyordum sesimi çıkartmadan.
"Sen birinimi sevdin ve bize bunu ayrıldığınızdamı söyliyecektin Eylül inanmıyorum sana bize niye söylemiyorsun!. Sevdiğin koşi kim?"
"Şey...Mert"
Bunu duyduğumda gerçektende şaşırmıştım. Yani ne ara oldu bu olanlar anlamıyorumki.
"İnanmıyorum sana. Ama tahminlerime göre Merti Milen seviyordu."
"Evet"
Bir anda beklemediğim bir şekilde kapıdan tabak kırılma sesi geldi ve bemen arkama döndüm. Bu Milendi ve sanırsam Eylül ile konuştuklarımızı duymuştu. Ama bunu anladığımda çok geçti. Milen ağlayarak bir yere koştu ve kayboldu. Ben Milenemi yoksa Eylülemi yardım edeceğimi gerçekten kararsız kalmıştım. Ders ile başlıyacaktı ve bende Eylülle gittim. Milenin nereye gittiğini bilmiyordum ve gerçektende merak etmeye başlamıştım. Dersede 5 dakika kalmıştık amabu okulun avantajı hiç bir şye kızmamalarıydı. Eski okulumdan daha iyi ve daha bir okuldu. Şunu unutmuşum ödev ve sınavda yok, sınıfta kalmak yok. Çok iyi bir okul öğrencileri bariç. Yani kısmen.
Ders gezegen tarihiydi ve bildiğmiz fen bilimleri gibiydi. Ders bitti ve diğer derse girdik. Ders dövüş sanatlarıydı ve bir kız bir erkek dövüşecektik sanırsam. Soyunma odasına gittimizde bizi siyah bir sipor kıyafetleri bekliyordu.
Başta biraz beyenmeyip burun kıvırmıştım ama daha sonra güzel gelmeye başlamıştı. Büyük bir dövüş salonuna girdik. Bizi üç hoca bekliyordu tabi bunlara hoca denirse. Çünkü dövüş alanının ortasında Rüzgargil bekliyordu onların üzerinde ise siyah bir takım vardı.
Hemen Rüzgar lafa girdi.
"Öncelikle normal hocalar yerine biz olacağız bir süre. Ve sizin öncelikle seviyenize bakıp ona göre derste yoğunluk vereceğiz. Mert sen şu sağdaki kızı al. Deniz sende şu soldakini."
Dedi ve eliyle Eylül ile Mileni işaret etti ve daha sonra ise bana doğru gelmeye başladı. Ne bana doğrumu gelmeye başladı! İri cüssesiyle bana doğru yavaş ,yavaş adımlarken tam karşımda durdu. Dağ doğrusu burnumum dibinde çok yakıdık bir birimize.
"Şimdi ben senin seviyeni ölçeceğim. Ama şunu bilki hiç şansın yok."
Bunun amacı ne? Sırf onu rezil ettim diye benlemi dövüşecekti? Yani olay bumudur? Öc al.aya çalıştığı çok barizdi. Ama bir şeyi bilmiyordu bende onun kadar güçlüydüm. Küçüklüğümden beri aldığım tekvando ve boks kursları sonunda bir işe yarıyacaktı. Bunların yanı sıra ok ve silah kursalarıda almıştım.
"Seni yendiğimdede böyle konuşabilcekmisin bakalım."
Alayla gülüp bana cevap verdi.
" sen'mi beni yeniceksin?"
"Orası hiç belli olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Krallık
Fantasy"Herkes gibi benimde normal bir hayatım var yada ben öyle sanıyorumdur" ben Safir Öz .Artık ismimdende şüpeliyim çünkü koskoca 18 yıl koca bir gizlilikte yaşadım. Eğer Benimle gerçeklerimi öğrenmek istersen gel bu macerayı birlikte yaşıyalım. Nede...