Bölüm şarkısı:
The Weeknd, Gesaffelstein - Hurt You20 Eylül 2021
Yine bir okul günü, bir öncekinden farksız ve bir o kadar can sıkıcı. Hayatımın tekdüzeliğinden, kimsenin beni anlamamasından sıkıldım artık. 17 yıllık hayatımda hislerimi tam anlamıyla anlayan birine rastlamadım. Bundan sonra da rastlayabilir miyim emin değilim. Neyse, bugün fazla depresifim; kendimi biraz oyalamam lazım...
Bugün bana iyi gelecek, yaralarımı saracak olan tek şey biraz müzik yapmak, onu anladım.
Müzik odasına geldim, okulumuzun aptal erkek grubuyla çalışıyorum. İnsanları 'aptal' gibi kötü sıfatlarla nitelendirmeyi sevmem ama cidden, keşke onları bir görseniz. Şimdi size grubu tanıtayım. Grubun bir nevi lideri, aynı zamanda da boktan solisti olan Rasim, yine oturmuş baterinin başına saçma sapan şeyler zırvalıyor.
İkinci isim, grubun gitaristlerinden Batu Melih, güleç suratı ve cool gözükmeye çalışan hareketleriyle tam bir ergen ama iyi bir çocuğa benziyor. Bir diğer gitarist, Şemsi. Pek bir olayı yok, iyi diyelim iyi olsun. Ve gelelim ilk gördüğüm andan beri içimde ona karşı garip bir his olan, pek haz etmediğim ama yeteneğini küçümseyemeyeceğim o kişi, Deniz.
Çocuk cidden iyi çalıyor. Ama kendini beğenmiş ve umursamaz tavırları beni içten içe o kadar sinirlendiriyor ki onunla göz göze gelmek falan istemiyorum. Neyse ya, bu konuyu şimdilik kapatalım.Deniz'in gitarının ucunun sert bir şekilde alnıma çarpmasıyla acıyla inledim.
"Biraz daha dikkatli olamaz mısın?" Kahretsin. Sesim titremişti. Neden her bokta hemen gözlerim doluyordu ki?
"Çok, çok özür dilerim.. İyi misin?" zarif ve marifetli parmaklarının alnımdaki baskısını hissettim. Parmak uçları neden bu kadar sıcaktı? Onun sesi her zaman bu kadar nazik ve şefkatli miydi? Hayır, şu an sadece gerzek bir ergen gibi davranıyorum. İleri derecede aptallık içeren düşüncelerimden sorusunu tekrar etmesiyle ayrıldım.
"Ceylin, sana diyorum, buz getirmemi ister misin?"
"Ha, yok, acımıyor zaten artık.."
"İyi madem.." omuz silkti, biraz önceki endişeli hali yine her zamanki sıkıntılı yüz ifadesine bürünmüştü, parmaklarının alnımdaki baskısı gitti ve kendine ördüğü duvarlar yine belirginleşti.
O, gitarının akorlarını ayarlamaya geri dönerken ben hala alnımdaki narin parmaklarının kalp atışlarımı nasıl hızlandırdığını düşünüyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Kayboldun
Genç Kurgu"...Durup baktın göz ucuyla Başka biri vardı yanında Sakin kalamazdım Benim olacağını bilmesem..."