That Wasn't Supposed To Be Like This

194 19 50
                                    

Natasha hazırlanmak için dışarı çıkmıştı. Benim hala özel bir kıyafetim olmadığından antrenmanda giydiğim kıyafetlerin üstüne siyah deri ceketimi giyecektim. Kıyafetleri çıkarıp Pietro'ya dik dik bakmaya başladım.
"Ne var yani dün seni çıplak gördüm yeterince şimdi de giyinebilirsin."
"Hadi git hazırlan sen."
"Sen nasıl istersen aşkitoş." Ağzımla kusuyormuş gibi yaptım. Wanda'ya aşk diye seslendiğimden beri her fırsat bulduğunda benle dalga geçiyordu. Kapıdan çıkarken suratına kapıyı çarpıverdim. Benle uğraşmasını sevsem de bazen aşırı sinir bozucu oluyodu.

Kıyafetlerimi giyip hızla aşağı indim. Deviantlar buradan bile gözüküyordu. Onlarca deviant vardı neredeyse hepimize iki deviant düşüyordu. Kulenin girişinin orada herkes doluşmuştu Druig, Thor, Tony ve Wanda havada duruyorlardı. Aşağıya ise geri kalanlar dizilmişlerdi. Pietro geçmişti bile bende kendimi yukarıdakilerin yanına yükselttim.
"Onun burada ne işi var?"
"Siktir git Tony."
"Kuleye geri dönüyorsun."
"Sen kim olduğunu sanıyorsun ya! Bunca yıl hiçbi bok yemeyip şimdi mi emir veriyorsun! Elimin tek hareketiyle havaya uçururum seni!"
"Sakin ol Tonya." Wanda ve Druig beni tutuyorlardı. Tepemi attırmıştı yine. Pietro'ya baktım. Tony'yi öldürecek gibi bakıyordu.
"Sakin ol yakışıklı ben halletcem sonra onu." Başını salladı. Druig'in sesi yine kafamda yankılandı. "Tony'nin bu kadar şerefsiz olduğunu bilmiyordum."
"Sen anılarımda mı geziniyorsun?!"
"Tony'ninkilerde."
"Benimkileri görsen iyice nefret edersin. Ama bakma!"
"Bu arada Eros seninle konuştu mu?"
"Hayır. Neden ki?"
"O sana anlatır."

Biz Druig'le konuşurken deviantların yanına kadar gelmiştik. Onlar ışın fırlatırken ben de telekineziyle bir tanesini ikiye ayırıp diğerlerinin üstüne attım. Yukarıdan saldırması bana zor geldiği için Pietro'nun yanına indim.
"Selam yakışıklı." diyip arkasına geçtim. O etraftaki deviantları hızıyla döverken ben de ışın fırlatıyordum. Arka taraftan geçen gün yenemediğimiz deviantın geldiğini gördüm.
"Hey! Nereye gidiyorsun güzelim?"
"Arkadaki koca adamı halletmeye!"
Yanıma geldi. Dudağıma bir öpücük kondurup "Kendine dikkat et." dedi.
"Wanda. Arkada yardıma ihtiyacım var. Thena'yı da getir."
"Hemen." Koşarak devianta doğru ikerliyordum. Wanda ile Thena da yanıma gelmişti. Wanda ile ben deviantı yanlarından ışınlarla çekiştirirken Thena da üstüne atlayıp kılıcını deviantın kafasına geçirdi. Fakat hemen iyileşmiş ve Thena'yı savurmuştu. "Wanda hem ışın atıp hem de telekinezi kullanabilir misin?"
"Denerim."
"Thena sende biz onu ayırmaya çalışırken ortasından kesebilir misin?"
"Büyük zevkle."
"Ortadan ayrılınca da içine ateş edip içini keseriz ki geri toparlanamasın. Üç diyince. 1... 2... 3!"
Bir elimle ona ışın tutuyordum bir elimle de ikiye ayırmaya çalışıyordum. Wanda da aynısını yapıyordu. Thena kocaman bir kılıç yarattı ve deviantın ortasında geçirdi. Belli bir süre açık kalan yere hızlıca ışınları yönlendirdim. Sonunda ikiye ayrılmıştı. Hemen Wanda'yla iki parçayı birbirinden ayırdık. Fakat düşündüğümüz gibi olmadı. Biz ayırırken deviant tıpkı solucan gibi çoğaldı. Kesilen parçalardan iki deviant oluşmuştu. Kulağımdaki telsize konuştum.
"Çocuklar... Yardıma ihtiyacımız var hem de bayağı."
"Ne oldu güzelim yaralandın mı?"
"Öğk git şunu başka yerde yap hızlı velet. Sorun neydi?"
"Baş deviant... Bir nevi yok olmuyo."
"Nasıl yani? "
"Deviant'ı ikiye ayımamıza rağmen yaşıyo. Hem de çoğalmış bir şekilde."
"Bu nasıl mümkün olabilir ki?"
"Mümkün işte Tony! Bi tarafımdan uyduracak değilim ya. Yardım lazım bi- Agh."
"Güzellik noldu?"
"Tonya?" Deviantlardan biri üstüme atlamıştı. Wanda ve Thena öbürüyle boğuşuyorlardı. Kendim halletmeliydim.
"Alo! Alo çocuklar! Ü-üstümde-" Bir yandan üstümden atmaya çalışıyordum deviantı bir yandan da yardım istemeye çalışıyordum. Işınlarım işe yaramıyordu çünkü kalkanını açmıştı. Yardımıma Pietro ve birkaç kişi daha gelmişti ama onları bi hamlede savurmuştu.
"Çocukla- Agh. Çok teh- Yeter lan bi siktir git! "
" Diline dikkat et Tonya."
"Herneyse. Çok tehlikeli bir şey denemek zorundayım. İşe yaramazsa Tony hariç hepinizi çok seviyorum. Tony senin canın cehenneme."
"Hayır! Güzelim yapma. Başka bir yolu vardır." Çok geçti. Ellerimi deviantın başına yerleştirip zihnine girmeye çalıştım. Zihin kontrolünü şimdiye kadar hiç denememiştim. Hele bir yaratık üzerinde... Yaptığım şey çok riskliydi ama denemek zorundaydım. Bir anda gözlerim karardı ve aniden kendimi bomboş siyah bir alanda buldum. İleride ışık vardı. Oraya doğru yürüyünce deviantın gözünden görünenleri görüyordum. "Yukarı bak." Bir şey olmadı. "YUKARI BAK." Bu sefer yukarı bakmıştı. Ama enerjimi çok büyük bir hızla yiyordu bu işlem. "KIZDAN UZAKLAŞ" "KENARA DOĞRU YÜRÜ" "KENDİNİ ÖLDÜR!" öldürmemişti. Bir daha denedim. "KENDİNİ ÖLDÜR! HEMEN!" İşe yaramış olmalıydı. Deviantın zihninden çıkmıştım. Kendime geldiğimde Piet ve Nat başımda bekliyordu.

"Tonya iyi misin?"
"Güzelim çok korkuttun bizi. Bir anda donup kaldın. Öldün sandık."
"İyiyim iyiyim. Hassiktir. Noldu böyle?"
"Hepsi birden bir anda kendini böldü."
"Baş devintların kafalarıyla temasa geçmem lazım."
"Ne! Delirdin mi?"
"Ancak bu şekilde ölüyorlar. Kendilerini öldürünce."
"Druig." Kulağımdaki telsizi açmıştım.
"Efendim Tonya?"
"Deviantların zihnini kontrol edebilir misin?"
"Deneyebilirim." Biz konuşurken ana deviantın sayısı 6 ya çıkmıştı.
"Yakışıklı beni onun tepesine bırakabilir misin?"
"Emin misin?"
"Başka seçenek yok."
"Pekala o zaman sıkı tutun boynuma." O böyle der demez boynuna sarılmıştım. Beni kafasına bırakıp uzaklaşmıştı. Hemen deviantın zihnine girdim. "UZAKLAŞ" "KENDİNİ ÖL-" cümlemi bitiremeden başka bir deviant beni kontrol ettiğimin üstünden attı. Şansa bak ki başka bir deviantın üstüne fırlatmıştı beni. O deviant tam bana saldıracaktı ki Pietro beni yakalayıp uzaklaştı. Druig de yanımızdaydı.

"Üzgünüm Tonya işe yaramıyor. "
"Ben de üstlerinden ulaşamıyorum. Çok fazlalar birini durdursan diğeri tepiyo. Buradan ulaşmayı deneyeceğim ama enerjimi fazlasıyla tüketiyor. Benim yanımda birinin durmasına gerek yok çocuklar. Siz diğer kolay olanları daha da çoğalmadan halledin."
"Emin misin? Ya biri sana saldırırsa?"
"Her zamanki gibi beni kurtaracak bir hızlı çocuk olduğunu biliyorum." Göz kırptım.
"Şimdi gidin de şunlara günlerini gösterelim."

İyice odaklandım. Hepsine birden ulaşmam gerekiyordu yoksa diğerleri beni kıyma yaparlardı. O sırada yanıma Eros geldi. Alnıma parmaklarını koydu.
" Napıyosun be? "
" Güven bana. Benim de özelliklerimden biri bu. Enerji aktarımı yapabiliyorum. "
" Ama o zaman sen-"
"Bana bir şey olmaz. Şimdi iyice odaklan."
Odaklanmaya başladım. Gözümün önünde sadece deviantlar kalmıştı ki alnımdan vücuduma bir his yayıldı. Eros güçlerini kullanmaya başlamış olmalıydı. Sonunda odaklanmam sayesinde zihinlerine ulaşabilmek için göğsümden lacivert ışıklar çıkmaya başladı. Hiç de kolay bir süreç değildi bu. Göğsümün içinde yangın çıkmışçasına yakıyordu içimi. Daha fazla dayanamadım ve bağırmaya başladım. Dizlerimin üstüne çökmüştüm. Sonunda hepsinin beynine girmiştim. Çok dayanamayacağımı bildiğim için hemen atladım. "KENDİNİZİ ÖLDÜRÜN!" hepsi kendini öldürmüştü ama ben bağırmaya devam ediyordum. Işıklar göğsümden içeri geri girince acı dinmişti. Ben de bağırmayı kesmiştim fakat bu sefer de yere yığılmıştım.

Deviantları teker teker döverken bir çığlık duydum. Arkamı döndüğümde Eros yere diz çökmüş bir şekilde göğsünden lacivert ışınlar çıkan Tonya'nın alnına parmaklarını bastırıyordu. Tonya'nın çığlıkları o kadar acıydı ki dayanamadım. Eros'un yanına gittim.
"Napıyosun! Kız acıdan ölecekmiş gibi bağrınıyor. Eğer kılına bile bir zarar gelsin varya seni lime lime-"
"Sakin ol aşık çocuk. Ona enerjimi aktarıyorum. Benim enerjim olmasa bunu yapamazdı şu an." Başımı Tonya'dan yukarı kaldırdım. İleriye baktığımda deviantlar kendilerini öldürüyorlardı. Ve en sonunda lacivert ışıklar Tonya'ya geri girdi. Tonya'nın çığlıklarının son bulmasıyla yere yığılması bir oldu.
"Hayır. Böyle olmamalıydı."
"Ne! Ne böyle olmamalıydı? Ne oluyo? Ne yaptın Tonya'ya?"
"Sonra anlatırım şu anda acilen Tonya'yı kuleye götürmemiz lazım."

1078 kelime
Selam! Kendimi tutamayıp bir bölüm daha yazdım. Normalde Eros pisişik güçlerini kadın tavlamak için kurtarmaktan öteye götürmüyor ama burada onları geliştirdiğini düşünün. Oy ve yorumlarınız için şimdiden teşekkürler. Seviliyorsunuz <3

Can You Feel Me [Pietro Maximoff] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin