"Y/n, hazırlan bir kaç dakikaya çıkacağız. Bugün de biz oraya davetliyiz."
"Bu iş de iyice altın gününe döndü. Bir gün onlar burada bir gün biz oradayız." Göz devirerek mızmızlanıp odana yöneldin. "Mızmızlanmayı kes ve üzerini değişip gel"
O sırada üstünde gri bir sporcu shortuyla askılı bir badi vardı. Gayet ev modundaydın. Gidip dolabının önünde dikildin.
Öyle bir dolabın vardı ki, ne giyersen giy zaten fazlasıyla ateşli görünecektin. Sırasıyla eledin. Çok fazla davetlik ve baloluk olanlar ilk veda ettiklerindi. Daha sonra da gece kulüplerinde giydiklerini ve giyeceklerini eledin. Daha günlük olanlar bile fazlaydı bir başkası için belki ama senin için gayet normaldi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bunu seçip giyindin. Uçları bukleli saçlarını at kuyruğu yapıp son dokunuşlardan sonra odadan çıktın.
"Ben hazırım! Hadi gidelim" ayakta durmuş Sero ve Shinso ile konuşan baban, sesini duyunca sana döndü. Gördüğüyle yine sesli bir nefes bırakmıştı.
"Hayır, hayır Y/n. Gideceğiz ve planın son rötuşlarını konuşup geleceğiz. Bu bir parti değil. Git ve üstünü değiştir lütfen" Bu adam bir gün kalpten gidecekti. O sana kendince azar çekerken Sero ve Shinso da sana sırıtıyordu.
Önce o ikisine bir orta parmak çektin. "Parti'ye böyle gideceğimi düşünmüyorsundur umarım babacığım. Ve bundan daha günlük bir kıyafetim yok. Hem baktığın zaman davet edilmişiz, davet sayılır yani"
"Peki, boşa dil döküyorum zaten. Sero araba hazır mı?" "Hazır Sensei" .
Baban önden yürümüştü. Sen de salına salına peşinden giderken Shinso sana seslendi.
"Ne o? Düşman çatlatmaya mı?" Evet hem sana sataşıyordu hem de kahkaha atıyordu.
"Daha çok düşürmeye diyelim" onun yüzü solarken şimdi gülen sendin. Son bir kahkaha atıp açık kapıdan çıkmıştın "Hoşçakal Shinso-kunnn~" .
|
"Yalvarırım uslu dur tatlım. İki gün sonra bu işi bitireceğiz. O zamana kadar sorun çıkmasın" arabada sana son tembihlerini yapıyordu. "Bu işten sonra başka bir birliktelik olmayacak mı?"
"Muhtemelen olacak, anlaşma uzun süreli. Ama belirli bir şey de yok" merakını gidermiştin. Bu ekiple bağları çabuk kopartmamak lazımdı. Daha avlanacaklar vardı.