Arkadaşlar bazı şeyler çok güzeldir. Mesela Minsung
°°°
Dün akşam gibi sizinkiler eve dönüp senin yanında sadece Bakugou'yu bıraktıktan bir beş altı saat sonra gecenin ortalarında baban geri dönmüştü hastaneye. Tabi o sırada herkes uyuyordu.
Sen hastane yatağında uyurken, Bakugou da yanı başındaki koltukta otururken başını ve kollarını senin yatağında senin başının yanına doğru koymuş bir sekilde iki büklüm uyuyakalmıştı.
Baban gecenin 3'ü gibi gelip sessizce odana girdiğinde sizi öyle uyurken görünce bir iki saniye baktıktan sonra dışarı çıkmıştı. Koridora geçip oturdu, düşündü biraz.
Aklında bir sürü düşünce geziniyordu. Bakugou seni gerçekten seviyor gibiydi, öyle görünüyordu. Şu son bir kaç senedir evde dolanan sevgili yasağını da kapsamıyordu üstelik. Bakugou da bir o kadar belanın içindeydi zaten. Bunca sene, seni korumaya çalıştığı için daha çok tehlikeye attığını fark etmişti. Sonuçta Tatsu ile barda tanışmıştın ve baban da bunu öğrenmişti Jirou'dan.
Aklına tekrar olup bitenler gelmişti. Az daha ölüyor oluşun, kalbinin durduğunu hissettiği o an... Şu an odanda, iyiydin ve yaşıyordun ama yine de o anın travmasını atlatamayacaktı.
^^^^^^^^^^^^^^^^
Sabah olduğunda saçlarında hissettiğin ellerle uyandın. Her ne kadar Bakugou seni uyandırmak isteden nazikçe saçlarını okşasa da uyanmıştın. Gözlerini açar açmaz sana gülümsemişti.
"Günaydın. Nasılsın?"
"Günaydın. İyi gibiyim."
Yataktan kalkmaya çalıştığında hemen ayağa kalkıp omuzlarından tuttu seni.
"Hemşire birazdan gelir ilaçların için."
"O gelene kadar ben üstümdeki şu çirkin hastane kıyafetlerini değiştirip kendi pijamalarımı falan giysem? Dün akşam yerimden kalkmama bile izin vermediniz kaldı bunlar üzerimde"
Çocuk gibi mızmızlanmanla gülmüştü. Bu durumda bile dış görünüşünü düşünmen hayret vericiydi.
"Tamam, kıyafetlerini Jirou getirmişti zaten. Sen banyoya git ben kıyafetlerini sana getiririm"
"Tamam"
Elini yüzünü falan yıkamak için önden gitmiştin odasındaki banyoya. Bakugou da getirdikleri küçük bavuldan pijama takımı alıp geldi.
"Y/n" kapıyı tıklayıp seslendiğinde kapıyı açtın.
"Al bakalım."
"Bir şey isteyebilir miyim?"
Onaylar biçimde kafasını salladı. Sen de arkanı dönüp üstündeki hastane kıyafeti midir önlüğü müdür her neyse o şeyin arkasındaki bağcığın düğümünü açamadığın için ondan yardım istedin. Normalde kopartırdın o bağı ama o kadar gücün yoktu şimdilik.
Düğümü fark edip elini bel hizanda kalan düğüme attı. Üstündeki hastane kıyafeti sırtının çoğunluğunu açıkta bırakıyordu. Bunu fırsat bilip bağcığı açarken iki kürek kemiğinin arasına bir öpücük bırakıp geri çekildi.
