DA/Bölüm (11) Gönül Yarası

668 33 3
                                    

Selamlar canlar :) Okuyacaklarınıza şaşıracağınıza eminin o yüzden sizi hemen salıyorum. Öptüm, keyifli okumalar..

Akşam çökeli, gece tekrar güne karışmaya başlayalı yarım saat olmuştu. Azra uzandığı yatakta, gelmeyeceğini bile bile bekliyordu. Genç kadın sabır için dua etti tekrar tekrar. Neden bunun ona reva görüldüğünü düşündü. Ne günah işlemişti de bir gram onu sevme ihtimali olmayan adamla evlenmişti. Omuzlarında taşıyamayacağı bir yük yoktu çok şükür ancak gönül yarası vardı. Omuzlarında değildi genç kadının yükü, ruhuna, benliğine işlemişti. Nasıl kurtaracaktı kendini bu durumdan? Azra adamın ondan nefret ettiğini anlamıştı tekrar. Bu gecede gelmeyişi gözlerini doldurdu kadının. Bir şey vardı aralarında hissediyordu kadın ancak peşine düşmekten o kadar korkuyordu ki. Yolun başında olmasına rağmen çok yorulmuştu. Öğreneceği şeyler ona ne yapar hiç bilmiyordu ve bilmekte istemiyordu. Yorganına biraz daha sarıldı kadın. Güneş iyiden iyiye odayı aydınlatmaya, genç kadının gözleri ağlamaktan yanmaya başladığında yumdu gözlerini. Bir gram uykuyu bekledi çaresizce ve geç gelmedi de uyku kadına.

//

"Ahsen sende şanslısın ha! Baran abim takmış sana kafayı(!)"

Zeliha günler sonra kocaman bir kahkaha patlatırken Azra ona katılmadan edememişti. Ahsen karışlarında domates gibi otururken gülmemesi de garip olurdu zaten.

"Bakıyorum sevdana çabuk döndün Zeliha hanım yüzün gülüyor!"

Ahsen okları kendinden çevirmeye çalışırken utançtan al al olmuş yanakları çok güzel göstermişti kadını.

"Aman be Ahsen sende! Umrumda değil o hıyarağası."

Azra tekrar gülme kirine girdi. Abisine yapıştırdığı lakap o kadar hoşuna gitmişti ki utançtan kızaran Ahsen bile onlara katılmıştı. Azra kızlarla kafa dağıtmak için indikleri çarşı da canı tatlı çektiği için onları buraya sürüklemişti. Kafe bir kaç masa dışında boştu ve bu kadınların şen kahkahalarını rahatça salmalarına neden oluyordu. Aklında dönen düşünceleri geri itelemek için verdiği mücadeleyi bırakmıştı. Zeliha'ya sormak için an kolluyordu ve o anın geldiğini sessizleşsen ve ona dönen bakışlarla anladı.

"Bir anda sessizleştin yenge hayırdır?"

"Seninle konuşmak istediğim bir konu var aslında Zeliha."

Zeliha ve Ahsen merakla ona döndü iyice. İki kadında sonuna geldikleri sigaraları söndürdüler. Kokusu bile midesini bulandıran şu illete sırf sevdiği insanlar oldukları için katlanıyordu.

"Tabi yenge."

"Boran ile aramızda bir engel var hissediyorum. Peşine düşmeye çok korkuyorum ancak düşmezsem de böyle yıpranmaya devam etmek istemiyorum."

Zeliha gözlerini kaçırarak masaya döndü bir süre. Azra korkularında haklı olduğunu o saniyelerde anladı. Omuzları düştü. Genç kadın masanın altında ki ellerini yumruk yapmaktan ileri gidememişti. Dinlemek istiyordu istemesine ancak duyduklarına dayanabilir miydi bilmiyordu.

"İki yıl önce biri vardı hayatında belki bilirsin Sezen'i. Ailesinden çok şiddet görüyordu, zor durumdaydı. Abim o durumdan kurtarmak için sözlendi onunla. Sonra nasıl olduysa aşık oldular birbirlerine. Sonra İstanbul'da işleri çıktı bir süre orada kalacaktı ve geldiğinde evleneceklerdi ama abim geldiğinde perişandı yenge. Aldatmış Sezen'i."

Azra gözlerinden akan yaşlarla nefes almaya çalıştı. Yumruk olan ellerini biraz daha sıkarak güç almaya çalıştı. Aldattığı kişi kendisiydi.

"Sezen'e söyledi bunu, ayrıldılar. Uzun süre kendine gelemedi abim. Tam toparlıyor dedik babası vurdu Sezen'i. Mardin seni konuşuyor, namusumuzu iki paralık ettin demiş. Abimde kendini suçluyor işte. Hala yasını tutuyor Sezen'in."

DOĞU'NUN ATEŞİ (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin