DA/Bölüm (13) Arzuyla Yanan Bedenler

455 21 3
                                    



Ahsen'den;

Genç kadın koşmaya devam etti. Sonu yokmuş, olmayacakmış gibi gelen dakikalar geçtikçe kalbindeki korku kontrol altına alınamayacak gibi büyüyor, kimseden yardım isteyemiyor oluşuna ağlıyordu. Arkasındaki adım sesleri gittikçe yaklaşırken kendini soluna doğru savurarak yeni sokağı son gücüyle koşmaya devam etti. Allahım lütfen diyerek ağlaması şiddetlenirken yorulan ve her an düşmesine neden olacak bacaklarına güç vermeye çalıştı. Gördüğü sağ tarafındaki ara sokağa saparken gözleri saklanacak yer arıyor, bulamadıkça ağlaması şiddetleniyordu. Oturup hüngür hüngür ağlamak istedikçe koşmaya devam ediyordu. Tekrar sola saparak izini kaybettirmeye çalışıyordu ancak arkasında ki iki adam inatla onu takip etmekten vazgeçmiyordu. Saptığı sokakta gördüğü yüz içini umutla doldururken adını hıçkırarak söylemişti.

"Baran!"

Yemyeşil gözleri onu bulduğu anda gür kaşları çatılmıştı. Sanki onun gelmesini bekliyor gibi kolları iki yana hafifçe açılırken, kendini o kollara güvenle atmıştı. Belini saran sert el, onu kendine iyice yaslarken dakikalardır tuttuğu hıçkırıklarını bırakmıştı.

"Ahsen! Ne oldu?"

Cevap vermek için aralanan dudakları sokağa giren adım sesleriyle geri kapanırken, irkildi genç kadın. Sarıldığı bedenin arkasına geçerken sırtına dolamıştı bu sefer kollarını. Yüzünü adamın geniş sırtına gömdü. Nefes nefese kalmış iki adam, genç kadını korkuturken ağlamasından ve koşmasından dolayı kesilen nefeslerini düzenlemeye çalıştı. Adamın karnına sardığı ellerini çözmesi korkuyla gerilemesine neden olurken, Ahsen sakinleşmeye çalışmayı bırakmıştı. Onu vermek mi istiyordu? Koşmak için hazırlanan bendeni adamın çözdüğü ellerinden birini bırakmayıp onu tekrar göğsüne çekmesiyle bertaraf olmuştu. Ahsen derin bir nefes alarak sıcak göğse sinerken içine yayılan güven hissine tutundu.

"Hayırdır beyler, nereye böyle nefes nefese?"

Etraflarına bir anda korumalar yığılırken Ahsen sakin olmaya, hıçkırıklarını bastırmaya çalıştı. En sonunda sessiz ağlamayı başarabilmiş, adamların vereceği cevabı merakla beklemeye başlamıştı.

"Ağam biz-"

Dedi adamlardan biri ancak diğeri söze dalarak susturdu onu.

"Bacıyı eve bırakmak istedik ağam."

"Eve bırakmak için mi bu kadar korkmasına sebep oldunuz aslanım?"

"Özür dileriz ağam, hata ettik."

"Cengiz?"

"Buyur ağam!"

"Götürün şunları! İki üç kelime bir şeyler konuşalım, geliyorum bende."

"Ağam hata yaptık, ne olur merhamet et! Bacım affet!"

Korumalar iki yanından tuttukları adamları sürükleyerek götürürken onu hırsla kovalayan insanların şimdi ağlayarak yalvarmasına şaşırmadan edemiyordu. Kendisi de ağlayarak kaçıyordu ve eğer onu yakalayabilselerdi emindi ki merhamet etmeyeceklerdi. O yüzden bacım ne olur affet demelerine yüz çevirmiş, saklandığı göğse sarılmayı bırakmamıştı. Ta ki sesler kesilip sokakta yalnız ikisi kalıncaya kadar. Ahsen sarıldığı bedenden utanarak ayrılırken yemyeşil gözlere bakmaktan kaçındı. Burnunu çekerek yanaklarını kuruladı.
Gözleri amaçsızca etrafta dolaşıyordu Ahsen'in ama bir türlü yeşillere dönmüyordu.

"Teşekkür ederim."

Kuru bir teşekkür döküldü genç kadının dudaklarından. Başka söyleyecek bir şeyi yoktu. Bu gece vakti sokakta olması onun hatasıydı. Baranla karşılaşması bir şanstı ve Ahsen zaten ona kaymaya meyilli olan gönlünü gözlerini kaçırarak yerinde tutmaya çalışıyordu. Yemyeşil gözler ne zaman göz göze gelseler onu çekip çekip duruyordu ve Ahsen kendine mani olmaya çalışmaktan yoruluyordu artık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DOĞU'NUN ATEŞİ (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin