~

469 29 36
                                    


Arabayı durdurdum ve aşağı indim. Hinata Teyze'nin evinin önündeydim. Onunla konuşmak istiyordum.

Hinata Teyze'yi severdim. Çok yumuşak kalpli birisiydi. Sasuke'nin oğlu olduğumu bilmiyordu, beni Boruto'nun liseden arkadaşı sanıyordu. Ne zaman babamdan kaçmak istesem Boruto'yla Hinata Teyze'nin yanına gelirdik.

Hiç beklemeden ve kendime tereddüt etme şansı tanımadan zile bastım. Bir kaç saniye sonra adım sesleri duyulmuştu ve Hinata Teyze yumuşak sesi ile seslenmişti. "Kim o?"

"Benim, Kawaki."

Kapı hemen açıldı. "Günaydın Kawaki-kun. Boruto için geldiysen evde değil. Sarada-chan ile dışarıda olmalı." Dedi her zamanki gülümsemesi ile. Yüzünüze bakan ama aslında bakmayan beyaz gözleri başta herkesi ürkütebilirdi ama o gözler Hinata Teyzede olduğunda hiç korkunç gelmiyordu.

"Ben aslında sizinle konuşmak için gelmiştim. Müsait misiniz?"

"Tabi," dedi samimiyetle. "Salona geç. Kahve yapıp geliyorum."

"Teşekkür ederim," dedim ve ayakkabılarımı çıkararak eve girdim. Tanıdık salona geçerken koltuğa oturmuştum. Bu koltuk favorimdi çünkü Hinata Teyze evde yokken Boruto ile- neyse düşüncelerimi kirlileştirmeye gerek yok.

Tanıdık evi süzerken Hinata Teyze elinde iki kahve ile geldi. Bir tanesini önüme çektiğim sehpaya koyarken diğerini de kucağına alıp karşıma oturmuştu. Çoğu zaman hayret ederdim. Göremiyordu ama refleksleri ve duyma yeteneği çok gelişmişti. Şuan görüyor olmama rağmen ben bile elimdeki kahveyi düşürürdüm ama Hinata Teyze düşürmezdi.

"Anlat bakalım. Sorun ne? Boruto'yla mı ilgili?"

"Aslında... Evet. Daha çok o ve ben ile ilgili."

"Hm," diye bir tepki verdi ve beni korkutacak bir sakinlikle kahvesini yudumladı.

"Şey... Boruto bana anlatmıştı. Eşinizle boşanmanızı yani. Bu yüzden-"

"Boruto ile birlikte olmak için benden izin istemeye geldin çünkü Naruto'nun beni bir erkekle aldatması yüzünden homofobik olabileceğimi düşündün?" Diye nokta atışı sordu, Hinata Teyze.

Bir kaç saniye sessiz kaldım ve yanıtladım. "Evet, ama bundan Boruto'nun haberi gerçekten de yok. İlk sizden izin almak istedim çünkü biliyorum ki Boruto asla sizin izninizin olmadığı bir ilişkiye başlamaz."

"Kawaki, biliyorsun. Seni severim ve seni asla suçlamadım. Baban yüzünden seni asla suçlamam da."

"Babam..?" Diye sordum korkuyla.

Hinata Teyze kıkırdadığında hızlıca yutkummuştum. "Ah, Kawaki-kun. Burası küçük bir şehir. Ben görme engelliyim, ama arkadaşlarım değiller. Aralarında seni tanıyanlar elbet oldu. Buna rağmen sana karşı asla kötü davranmadım çünkü babanın suçları senin suçun değil."

"Ben... Minnettarım Hinata Teyze. O zaman Boruto ve ben..?" Diye yarım bıraktım cümlemi tamamlaması için.

"Boruto da isterse neden olmasın? Oğlumun mutluluğuna karşı gelecek değilim. O benim bu hayattaki tek varlığım."

"Teşekkürler. Çok ama çok teşekkür ederim. Gerçekten minnetarım."

"Bende teşekkür ederim. Boruto'yu mutlu et yeter." Dedi Hinata Teyze gülümseyerek.

Kahvemi tek yudumda bitirdim ve tepsiyi alarak ayağa kalktım. Hinata Teyze de kahvesinin son yudumunu içince onun tepsisini de aldım ve mutfağa götürerek yıkadım. Beni yetiştirecek bir annem yoktu. Sakura'yla da pek annemmiş gibi yakın değildik. Geç olsa bile Hinata Teyze annem gibi olmuştu ve bana öğrettiği ilk şey bulaşıkların asla tezgahta kalmayacağıydı. Bu yüzden ne zaman gelsem bulaşıkları yıkamadan gitmezdim.

Zil çaldı ve Hinata Teyze kapıya baktı. Senin endişeli sesi duyulurken Hinata Teyze de bir şeyler söyledi. Bir kaç saniye sonra mutfakta, yanımdaydım.

"Sen ne halt ettin!" Diye sordun sinirli ama sessiz bir şekilde.

Atılıp sana sarıldım ve burnumu saçlarına sürttüm. "Annene seninle ilişki yaşamak istediğimi ama ilk ondan izin almak istediğimi söyledim. O da babam yüzünden bana karşı farklı davranmadığını ve sen mutlu olduğun sürece ilişkimiz olabileceğini söyledi." Dedim fısıldayarak

"Baban mı?" Diye sordun biraz da korkarak.

"Sasuke'nin oğlu olduğumu biliyormuş. Buna rağmen babamın suçunu bana yüklemediğini söyledi.

"Yani... İzin verdi mi?" Diye sordun inanamayarak.

Kafamı hevesle salladım, sen ise parmak uçlarına yükselerek beni öpmeye başladın. Şaşırmamıştım bile. Seni senden iyi tanıyordum. Tek korkun anneni kaybetmekti. Seni sevdiğim gibi beni seviyordun. Sadece yolumuzu kaybetmiştik ve kafamız karışmıştı.

Kapıdan gelen kıkırdama ile Hinata Teyze bunu bilemeyecek olsa bile ayrıldık. "Şuna bak, kim göremiyor belli değil. Aşk gözünüzü kör etmiş!"

"Eee, anne..." Dedi Boruto açıklamaya çalışırken.

"Sorun yok. Herhalde tahmin etmiştim. Siz mutlu olun yeter. Babalarınız ne derse desin sizin arkanızda olacağım."

"Teşekkürler Hinata Teyze." Dedim minnetle gülümserken. Güneşimi onun sayesinde kazanmıştım, bu masum kadını nasıl sevmezdim ki?

"Bu akşam kalmak ister misin? Eminim siz gençlerin konuşacak bir sürü şeyi vardır."

"Çok güzel olur!" Demiştin heyecanla. Benden ayrılıp annene sarıldın ve yanağını öptün. "Seni çok seviyorum. Benim tek ebeveynim sensin."

"Boruto... Naruto senin baban. Benim olduğun kadar onun da oğlusun. Onunla sonsuza kadar küs kalamazsın."

"Hinata Teyze, nasıl bu kadar sakina kalabiliyorsun? Naruto seni aldattı, hem de bir erkekle. Nasıl hala bu kadar iyi yüreklisin?" Diye sordum belki de yıllardır merak ettiğim şeyi sorarak. Kendimi onun yerine koyuyordum ve asla sakin kalamayacağımı biliyordum. Boruto beni aldatacak ve oğlum da onun oğlu ile sevgili olacak? Tanrı varsa korusun, böyle bir senaryoyu düşünemiyordum bile.

Hinata Teyze el yordamı ile mutfaktaki sandalyeye oturdu ve biraz sessiz kaldı. "Boruto... Bunu dinlemek ister misin? Bu hikaye biraz... Şey..."

"İstiyorum, lütfen." Dedin annenin karşısına oturarak.

"Ben en iyisi gideyim. Yarına tamamlamam gereken bir şarkı var."

"Bu akşam kalmayacak mısın?" Diye sordun, yavru köpek bakışları atarak.

Gülümsedim. "Sözüm olsun. Biliyorsun, yarın eve döneceğim ve Sasuke ile Naruto'yla... Konuşacağım." Demiştim son sözcük için biraz duraksarken.

"Yarın görüşürüz." Dedin el sallayarak. Sol elinde bana el sallarken sağ elinle annenin elini tutuyordun.

"Görüşürüz Kawaki-kun. En yakın zamanda kalmaya bekliyorum." Dedi Hinata Teyze de boş elini sallayarak selam verirken.

"İkinize de görüşürüz." Dedim el sallayarak ve mutfaktan çıktım. İkilinin biraz yalnız kalması gerekiyordu.

For You... /KawaBoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin