¢

166 11 22
                                    

Sa bence diger bolumleri okuyun

Kelimenin tam anlamı ile yarrak gibi
yağmur yağıyordu. 

Taksiden kendimi attığım gibi adeta kafamdan aşağı bir kova su dökülmüş kadar ıslanmıştım. Tam ben taksideyken yağmur başladığı için şemsiye de alamamıştım.

Üstüme şans eseri aldığım ceketi kafamın üstünü örtecek kadar çekmiş ve koşa koşa parka girmiştim. Sarışın bir kafa yoktu. 

''Boo!'' Diye seslendim onu bulmak için son umudum bu olduğundan.

''Buradayım.'' Diye bir ses duydum. İki oyun parkını birbirine bağlayan borudan geliyordu.

Tırmanma merdivenini hızlıca davranırken iki kez kayma tehlikesi atlatmıştım ama her şey yolundaydı. Sıkış tepiş boruya girdiğimde benim aksine sen oldukça rahattın. Cüssem fazla büyük geliyor olmalıydı. Bu iyi hissettirmişti. Big Boy olmak için aylarca spor salonuna gitmiştim ne de olsa.

Yanına oturduğumda kızarmış gözlerin ve burnun ile ağlıyordun. Sessizce kafanı omuzuma yasladın ve ellerini uzattın. "Ellerim üşüyor. Tutsana."

Bana kıyasla minik ellerini ellerim arasına aldım ve dudaklarıma yaklaştırarak hem sıcak nefesim ile daha çok ısıtmaya çalıştım hem de ellerini öpücüklere boğdum. Ellerin soğuktan çatlamaya başlamıştı. Eve döndüğümüzde ellerine krem sürmeyi aklımın bir köşesine not ettim yoksa çatlayarak kanayabilirdi.

"Artık bana neler olduğunu anlatmak zorundasın."

"İstemiyorum..." Dedin sessizce.

"İsteyip istemediğini sormadım, Boruto. Ben seninle iyi günde de kötü günde de birlikte olmak için sevgili oldum. Sadece mutlu anlarını benimle geçiremezsin. Eğer kötü anlarını kendine saklayacaksan neden benimle çıkıyorsun ki?"

"Lütfen..."

"Lütfen falan yok." Sinirlenmeye başlıyordum. "İnan hiç çekinmem. Gidip Naruto ile konuşmamı ve hatta kavga etmemi mi istersin, yoksa bana sen anlatmak mı istersin?"

"O adam... Benim babam..." Dedin tekrar ağlamaya başlarken. "İstemiyorum. Ondan nefret ediyorum. Anneme yaptıklarını; sana, bana, bize, yaptıklarını unutamıyorum. Annemi kendi yatağında aldatmasını, bizi evden kovmasını unutamıyorum. Ama onu affetmek istiyorum. Babam çünkü. Ben ona hayran büyüdüm. İdolüm oydu hep. Nasıl arkamı dönebilirim ki? Sen Sasuke ile konuşurken biz mutfaktaydık ya, o gün de bunu konuştuk işte. Ben o gün babamı affettiğimi anladım ve bu beni o kadar üzdü ki sana bile anlatamadım."

"Aptal, bende büyük bir şey sandım." Soğuktan hafifçe titremeye başlamışken bana sığınan minik bedene daha çok sarıldım ve kıkırdadım.

"Büyük bir şey zaten!" Dedin daha çok ağlarken ama ben sana canını acıtacak kadar sarılmayı tercih ettim. "İstiyorsan onu affet. Ne ben ne de annen sana bir şey deriz. Ne de olsa o senin öz baban. Onu hayatından çıkaramazsın, nefret de edemezsin. Ben Sasuke'yi affettim. Sen de Naruto'yu affedebilirsin. Annen de seni buna teşvik etmiyor mu zaten?"

"O çok iyi kalpli biri ama! Babam onu öldürse bile babamı affetmemi ister!" Yüzünü boynuma bastırarak göz yaşlarının boyun girintime dolmasına sebep oldu.

"Annen babanı öldürse, baban da anneni affetmeni ister. Ebeveynlik böyle bir şey."

"Biz hiç ebeveyn olamayacağız." Bu seni daha çok üzmüş gibi daha çok ağlamaya başladın.

"Şey, eğer babalarımız gibi bir yaşam sürmek istiyorsan çocuklarımız olabilir ama bunun için ikimizden birinin diğerini aldatması ve-"

"Tamam, anladım. Olmayalım daha iyi."

"Hayat bu, güzelim. Önüne ne çıkaracağı belli olmaz."

Cevap vermedin ve ağlaman yavaşça dindi. Sanki gökyüzü de seninle ağlıyormuşçasına sen sakinleştiğinde havanın yağması da durmuştu.

Önde sen olmak üzere sıkıştığımız borudan çıkmış ve el ele parktan ayrılmıştık. Seni hemen parkın karşısınaki evine çekeledim. "Gel hadi. Babana onu affettiğini söyleyeceksin."

"Hayır-hayır-hayır!"

"Babanın bunu bilmesi gerekiyor. Onu daha fazla vicdan azabıyla başbaşa bırakamazsın."

"Vicdan azabı Sasuke'yse, evet, bence başbaşa kalabilir." Bunu umursamazca söylemene rağmen doğru bir cümleydi. Aslında Sasuke ve Naruto birbirlerinin vicdan azabını körükleyen iki farklı şeydi. Buna rağmen birlikte olmaları ise aşkın herşeyden önce geldiğinin kanıtıydı.

İstemediğin belli olmasına rağmen seni evin önüne kadar getirmeme itiraz etmemiştin. Zili çaldığımda bir kaç saniye sessizlikten sonra aceleci adımlarla kapıyı Naruto açmıştı. Yüzü şaşkın, ama aynı zamanda da duyguluydu. Bir kaç adım geri çekilerek daha önde kalmanı sağladım ve refleks olarak Naruto'nun dikkati sana çekildi.

Nefesimi tutmuş bir şekilde ne diyeceğini beklerken sen beklemediğim bir şey yaptın. Sessiz kaldın ve kafanı babanın göğsüne yaslayarak beline sarıldın.

Naruto şaşırmasına rağmen kolları hızlıca sırtına dolandı ve seni kendine daha çok çekti. "Birtanem, canım oğlum."

"Seni seviyorum, baba." Boruto ağlamaya başlarken ben sakince gülümsedim. Öz babamla belki de asla böyle bir an yaşamayacaktım ama bana baba olan başka bir adam vardı.

"Sasuke nerede?" Diye sordum gülümsememe engel olamadan.

Naruto adlandıramadığım hislerle dolu gülümsemesiyle bir kaç saniye gözlerini kaçırdı ama odağının tekrar gözlerimi bulması uzun sürmedi. "Yukarıda. Yatak odasında."

İkiliyi yalnız bırakıp aceleci adımlarla üst kata çıkarken duyduğum hıçkırık sesi ile duraksadım. Yatak odasından geldiğini fark ettiğimde hızla odaya girerken az daha takılıp düşecektim.

Yere çökmüş ağlayan babamı gördüğümde dizlerimin bağı çözüldü ve düşercesine yanına çöktüm. Yüzünü kapatan terden ıslanmış saçlarını yüzünden çekerek sordum. "Baba, ne oldu? İyi misin? Bir yerine bir şey mi oldu?"

"İzumi. Ölmüş."

Sunu da final yapayim da rahatlayayim amk son 2-3 bolum kaldi sonra bitiriyoz bunu da hadi eyw

For You... /KawaBoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin