FİNAL

203 9 36
                                    


Boruto'dan

Sen arabayı park etmek için sokakta yer ararken bende ayakkabılarımı giydim ve kahve çöplerini torpidodan aldığım poşete doldurdum. Yüzümde engel olamadığım bir gülümseme vardı. Seninle geçirdiğim her anı seviyordum çünkü.

Hayatımda olsun, seninle ilişkimde olsun her şeyi doğru yaptığım söylenemezdi ama cidden çabalıyordum. Aile sorunlarımla seni meşgul etmeyi bende istemezdim, çünkü sen benden daha kötü durumdaydın ama bunu yüzüne vuracak halim yoktu. Zaten ailelerimiz de iç içe olduğu için ne kadar çabalarsam çabalayayım seni uzak tutamazdım. Bir de kendi derdimi sana yüklemek istemezdim, bu yüzden babamla konuşmalarımı sana anlatamıyorum ama sessiz desteğin bile yetiyor, sevgilim.

Arabayı park ettiğinde beraber arabadan indik. Ben evin hemen önündeki çöp kutusuna poşeti atarken sende üstündeki ceketin yakalarını düzelterek yanıma geldin ve boş elimi tuttun. Yüzündeki ifadeden gerginliğini anlıyordum. İçeride büyük ihtimalle ablasının yasını fazlasıyla tutan bir Sasuke vardı ve elbette ona en çok destek çıkabilecek kişi sendin. Cenazede bile Sasuke biz İzumi'yi gömmeye başlarken ağlama krizine girdiği için babam onu arabaya götürmüş ve sakinleşene kadar yanında kalmıştı. Bu yüzden cenazeyi ikimiz gömmüş sayılırdık.

Cenazeden sonra babamın verdiği anahtarla kapıyı açtım ve ayakkabıyı çıkarırken içeriye seslendim. ''Baba, biz geldik.''

İçerisi sessizdi. Beraber eve girerken ceketlerimizi çıkarıp girişe astık. ''Acaba daha gelmediler mi?''

''Gelmiş olmalılardı. Bizden önce yola çıktılar. Ayrıca biz hem dolaştık hem de size uğradık.'' Endişeyle telefonunu cebinden çıkardın ve bir kaç tuşa basarak arama yaptın. ''Alo Naruto, neredesiniz?'' Telefonun yüksek sesinden babamı aradığını anladım.

''Biz geldik. Evdeyiz.''

''Nasıl?! İyi mi?'' Endişeyle kolunu çekerek odağını bana vermeni sağladım. Ne olduğunu bana da anlatmanı istiyordum ama elinle durmamı işaret ederek konuşmaya devam ettin. ''Tanrıya şükür. Biz evdeyiz, sizi bekliyoruz. Hadi, görüşürüz.''

''Ne oldu?'' Diye sordum hemen panikle.

''Sasuke yolda fenalaşmış. Dün haberi aldığından beri yemek falan yememiş zaten. Serum takmışlar. Şimdi yoldalarmış.'' Yüzün tekrar düşmüştü ve buna izin veremezdim. Bu yüzden parmak ucumda yükselerek dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. ''Kafana takma, iyiymiş bak. Yoldalarmış.''

Gözlerini sıkıca yumup yüzünü buruşturdun. ''Biraya ihtiyacım var. İster misin? Yoksa bu günü atlatamayacağım galiba.''

''Sevmiyorum, biliyorsun. Şarap yok mu?''

''Şarap içip güzel sevmek mi daha iyi?

İki yüzlü softaları dinlemek mi?

Sarhoşla aşık cehenneme gidecekse,

Kimselerin göreceği yoktur cenneti.'' Hayyam'ın rubailerinden birini söylediğinde gülümsedim ve kafamı göğsüne yasladım. ''Şarkıcı olmanın en iyi yanı da harika ezber yeteneğin olmalı. Hiçbir şeyi unutmuyorsun.''

''Ben sana bakınca kendimi unutuyorum, iki dize şiir ezberlesem kaç yazar?''

Kıkırdamama engel olamadım ve kolların arasından sıyrılarak koltuğa yerleştim. ''Hadi, beni daha fazla utandırma ve biranı alıp buraya gel.''

Koltuğa yatıp ayaklarımı altımda toplarken mutfağa yönelmeni izledim. Gözden kaybolduğun an telefonumu çıkarıp bir tanecik kankamı yani Sarada'yı aradım. Arabayken mesaj atıp bombayı patlatmıştı ama seninle birlikte olduğum için tepkimi verememiştim bile. 

For You... /KawaBoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin