*Bölümler düzenlenmiştir*
İyi okumalar :)
İnsanların her zaman yaralı olduklarını düşünürdüm. Bana ters hareket yaptıklarında 'ses çıkarma. Yapıyorsa bir sorunu vardır.' derdim hep kendi kendime. Sonra bu yaptığımın koca bir aptallık olduğunun farkına vardım. Pis gözlerde kendimi değersiz göstermekten başka bir işe yaramıyordu bu düşüncem. Liseye ilk başladığım da kimseyle arkadaş olmayacaksın demiştim kendi kendime.
Kimseyle tanışmayacak ve acı çekmeyeceksin.
Nasıl hayatıma girdiğini bilmediğim Hale birden merkezine kurulmuştu her şeyin. Dört yıl boyunca bana destek olan arkadaşım 1 saniye önce beni silmişti.
"Seninle arkadaş olduğum için kendimden özür diliyorum."
Yüzüme bakmayan Haleyle olduğum yere çökmüştüm. Sitenin yanında ki çocuk parkı. Bütün kaybedişlerimin olduğu yer. Boğazıma oturan kelimeler yutkunmamı engelliyordu. Gözlerimi kapattığım da gözyaşlarımın akacağını bildiğim için gökyüzüne bakıp güldüm. İnsanların hayatımdan bir şey olmamış gibi çıkıp gitmelerine alışıktım. Canımı acıtan tek şey; onlar için yaptığım fedakârlıkları bir çırpıda silmeleriydi.
"Ecrin."
Tanıdık sesle gökyüzüne bakmayı bırakıp sağa döndüm. Can abi elinde ki poşetle başımda dikilip, bana bakıyordu. Cevap vermeme izin vermeden sorusunu sordu.
"İyi misin?"
"İyiyim."
Değilim galiba.
Bankın boş tarafına oturduğun da sola doğru kaydım.
"Gözlerinde aynı şeyi söylüyor."
Her şeyi ele veren onlardı zaten.
"Gerçekten iyiyim." cümlemi bitirdiğimde ciseleyen yağmurla gökyüzüne bakıp ellerimi avuç içlerine yağmur taneleri değecek şekilde açtım. Yağmuru seviyordum. Gökyüzünün benim ve benim gibiler için ağladığını düşünüyordum. Sessizce ağlayan insanların yerine gürlüyordu gök. Yanımda bir şeyler söyleyen Can abiye kafa sallarken yağmur iyice hızlanmıştı. Ellerim bir süre havada kaldığın da indirip dizlerime koydum. Sağ tarafımda ne Can abi vardı ne de parkta oyun oynayan çocuklar. Herkes bu güzel havada kendini eve kapatmıştı. Aptallardı.
Kıyafetlerim üstüme yapışmış saçlarım yağmurdan dolayı sırılsıklam olduğunda zorlukla ayağa kalkmıştım. Yağmurla karıştırdığım acılarımın bir daha bana uğramasını hiç istemiyordum. İnsanlar yüzünden ağlamak istemiyordum. Hayatımda insanlara ait hiçbir şey istemiyordum gerçi.
Sitenin güvenliğinden geçip bloğun önüne geldiğimde kapı şifresini girip demir kapıyı açtım. Bugün gün içinde aklıma gelmeyen dünkü gizemli gölge birden gözlerimin önüne düştüğünde bir şey olmadığını bile bile apartmanın zemin katına tedirgince bakındım. Ardından hızlı adımlarla zemin katta olan asansöre binmiş kata basmıştım. Dün mutfağın balkonunda birini gördüğüme emindim ama çıkıp baktığımda kimsenin olmaması huzursuz ediyordu beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Maskesi #Wattys2017
Novela JuvenilGerçekler ne kadar saklanır? Acılar geçer mi? Yalnızlık genç bir kızın kalbini ele geçirmişse her şeye geç mi kalınmıştır? Bu hikayede ya kurtuluş var yada sonsuzluk.