Bölüm-7

2.7K 167 10
                                    

1 sene önce bugün beni gördüğünden bahsederken gözlerimi yaptığı mimiklerden ayırmıyordum. Beklenen günün gecesi gelmiş ve odamı bilir gibi dolaptan bana hırka çıkarmıştı. Ardından çekmece de arada karalama yaptığım günlük tarzı defterimi. Elinde tuttuğu defterden bahsederken arada gözlerinin içi gülüyordu. Ses tonu telefonda duyduğum kaba sesten daha değişik ve tınısı ne anlatırsa anlatsın hoş geliyordu. 

"Baban gibi olmayacağım." 

Bakışlarım donarken geldiğinden beri titreyen ellerimin daha kötü olmasına baktım. Babam gibi olamayacağını haykırmak istedim. Belki de o an olmayan birini korumak istemiştim. Sustum. Oturduğu sandalyeden kalkıp yatağımın önünde dizlerinin üstüne çöktü. Yüzüne bakamıyordum çünkü babam gibi umursamaz bakıyordu. Kalbi yok gibi. Babam gibi... 

Ellerimi kaplayan soğuk eller ile refleks olarak kafamı kaldırdım. 

"Seni gördüğüm de elinde ki defterle ağlayarak koşuyordun. Sonra defter düştü. Dönüp arkana bakmadın." 

Düşürdüğüm yada kaybettiğim hiçbir şey için geri dönmezdim. Gittiyse o dakika gitmiştir. Ruhumu da babam gittiğinde kaybetmiştim. 

"Ecrin beni hemen sevmeni beklemiyorum zaten." 

Kaşlarımı çatarak kenetlenmiş ellerimize baktım. 

"Demek istediğim asıl şey: Bekleyebilirim. Acelem yok yada yetişmem gereken bir yer. Her zaman o karşı daireden odanın ışığını izleyeceğim. O sönünce bile seveceğim seni. Her gece üstünü örtecek, saçlarından öperken yıldızlarla süsleyeceğim seni." 

Gözlerimin dolmasını engelleyemiyordum. Söyledikleri dokunuyordu. 

"Ben kimseyi sevemem." 

Geldiğinden beri ilk defa konuşuyordum. 

"Gücüm yok. Aşka inancım yok." 

"Neden?" 

Ellerimi çekip ayağa kalktım. Ben ayaklanınca o da kalkmıştı. 

"Neden? Çünkü ben sevmeyi bilmiyorum. Nasıl sevilir? Nasıl mutlu ederim? bilmiyorum. Benimle birlikte dibe batarsın. Sen ruhuna mezarlık yaptın mı hiç? İnsanları kendi ellerinle gömüyor musun?"

"Ben kimseyi gömmüyorum. Onlar ruhuma bir ip asmışlar ve kendilerini asıyorlar." 

Kolları bedenimi sararken cümlede takılı kalmıştım. Ve cümleyi söylediği anda ki bakışları. İşte ruhu mezarlık olan ben gibi biriydi. 

*************************

Pişman olacağımı biliyordum. Deneyeceğim kelimesi bile pişmanlık çağırıştırırken uykudan şişen gözlerimi ovaladım. Dün Yağız gitmiş ben bir başıma kalmıştım. Anlattıklarıyla ve sarılması içime oturmuştu. Etkilenmiştim. Yüzü çok güzeldi. Sert bakan gözleri vardı evet ama farklı bir havası da vardı. Okulda yanıma geleceğini söylediği için ilk defa daha güzel olmak istemiştim. 

Hazırlanıp Cemle siteden çıktığımız da ikimiz de suskunduk. Düşünmekten son ses çalan müziğin bile nasıl şarkılar atladığını anlamamıştım. En acısı da işin sonunda elimde hiçbir şey yok. Zihnim yine düşüncelerle savaşıyordu. Ne olduğunu anlamadan kendimi zihnimin avuçları arasında buluyor ve uzun süre kurtulamıyordum etkiden.  Cem yanımda bir sigara yakarken yüzünde ki kırıklıkla sormam gerektiğini düşünerek kulaklığın tekini çıkarıp sesi kıstım.

"Neyin var?"

Cevap vermedi. 

"Neyin var?"

Cevap vermedi. Bende sustum. Anlatmak istemiyordur diye düşünerek tekrar kulaklığımı taktım. Ve sesi açtım. 

Ruhların Maskesi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin