"Evlenmeyi bile düşünüyorum."Telefondan yükselen ses odayı kaplarken gözlerimi devirdim.
"Sen ve evlenmek. Yan yana gelince sen değilde evlilik senden kaçar gibi duruyor."
Ben gibi gözlerini devirdiğine ant içebilirdim.
"Belki bu kişi beni kendime getirdi?"
Görmeyeceğini bildiğim için taklidini yaparken hoparlöre aldığım telefonu elime alıp hoparlörü kapattım.
"Neyse istediğin gibi yaşa."
"Annemle hayatta başarılar sana."
Dalga geçmiş ve üstüne telefonu yüzüme kapamıştı.
"Ortada bırakır da seni aşk acısından geberirsin inşallah."
Sinirle telefona bağırdığım da yüzümün anlık olarak pencereye dönmesiyle bir kaç saniye duraksadım. Aylardır boş olan apartman dairesinin ışığı yanıyordu. Ve beyaz bir perde asılmıştı. Aklıma anonimin orada olduğu düşüncesi gelince aniden irkildim. Ardından mesaj sesiyle yatağa attığım lanet teknolojik aracı elime aldım.
M: Beni merak ediyor musun?
Deli gibi.
Fazla değil. Manyağın teki olduğuna eminim.
M: Fotoğraf atacaktım bende.
Anonimden bir fotoğraf mı? Oha.
Sen bilirsin.
Düşüncelerimin her zaman tersini yapardım. Zilin çalmasıyla odadan koşar adım çıktım. Annem uyuduğu için mecburen ben bakıyordum. Kapıyı açıp karşım da Can abiyi gördüğüm de bu saatte bize gelmesine şaşırmıştım. Saat gece yarısına geliyordu.
"Ha Ecrin iyi ki uyumamışsın."
Beni gördüğüne sevinmiş gibi güldüğün de asıl konuyu merak ediyordum.
"Sorun ne?"
"Cem." dedikten sonra bir süre sustu.
Ve devam etti.
"İyi değil. Sitenin yanında ki parkta. Kavga ettik ve ben yanına gidersem daha kötü olacağı için senin gidebileceğini düşündüm."
Kapının üstünde ki anahtarı ve odadaki telefonu da alarak evden çıktığım da Can abiyi eve yollayarak asansöre binmiştim. O arada anonimden gelen mesaja bakıyordum.
M: Hm :)
Biraz işim var belki sonra yazarım.
Telefonu pijamamın cebine attığım da beynime kurşun sıkılmış gibi bir şok yaşadım. Örneğim biraz saçmaydı ama pembe panterli beyaz pijamam kadar değildi. Unutup bununla inmiştim. Ya da heyecan yapmış ve bununla inmiştim. Gece olduğu için Cemden başkasının göremeyeceği aklıma geldiğinde umursamayarak önce asansörden sonra apartmandan çıkmıştım. Siteyi geçip parka vardığım da bankalara bakıp boşluğu görünce kaşlarımı çattım. Neredeydi? Parkın içine biraz daha yürüdüğüm de kapalı kaydıraktan gelen müzik
sesiyle sola dönüp yürüdüm.Oradaydı. Yanına gidip kaydırağın ucunda ki boşluğa oturdum. Geldiğimi fark etmemişti. Plastik duvara bakıyor ve arada kafasını sallıyordu. Elimi koluna dokundurup çektiğim de kafasını bana doğru çevirip kendine gelmiş gibi sirkelendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Maskesi #Wattys2017
Novela JuvenilGerçekler ne kadar saklanır? Acılar geçer mi? Yalnızlık genç bir kızın kalbini ele geçirmişse her şeye geç mi kalınmıştır? Bu hikayede ya kurtuluş var yada sonsuzluk.