"Daha önce hiç intihar mektubu yazmadım. Hele de 18 yaşında bir kız çocuğuysan. Ruhu çalınmış, bedeni küf kokan bir çiçeksen. Sahi ben çiçek miyim anne? Daha önce beni hiç çiçeğim diyerek sevmedin. Çiçekler nasıl kokar anne bilmiyorum. Daha çok bedenim ölüm kokuyor. Boğazımda oluşan yumrudan nefret ediyor, ellerimin görünmez bir iple sıkıca bağlanmasını izliyor, moraran ellerime bakıyorum. Ellerimin neden mor olduğunu sormayacak mısın baba? Gerçi hiç ellerimi tutmadın nereden bileceksin. Ruhumun kırıklığı saçlarıma mı vurmuş? Ne olmuş baba? Tanıyamıyorum artık kendimi. Ne kadar zaman daha beni es geçeceksiniz biricik ailem. Hiç bilmediğiniz kokum yerime ıslak toprak kokusu çekmek daha iyi hissettirir eminim. Özür dilerim iyi bir kız olamadım. Özür dilerim size layık olamadım ve özür dilerim gözyaşlarım bunca zaman bir hiç uğruna aktınız. Geç kaldım değil mi? Beyaz bir elbise beni bekliyor. Ruhumun tam zıttı tertemiz.
Beni affet çocukluğum dayanamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Maskesi #Wattys2017
أدب المراهقينGerçekler ne kadar saklanır? Acılar geçer mi? Yalnızlık genç bir kızın kalbini ele geçirmişse her şeye geç mi kalınmıştır? Bu hikayede ya kurtuluş var yada sonsuzluk.