Tanrı mı yoksa Şeytan mı?

Tyrs

"Doğru soruyu sormadın."

"Ne?"

"Tyrs. İsmim Tyrs, Bera."
-

"OO TANISMAK ICIN NE GUZEL BIR ZAMAN DEGIL MI KEPTIN!!!" diye bağırdı yanımızda bi adamla boğuşan uzun iri ve yarı çıplak boğamsı... adam?

"KES LAN SEN BJORN!"

Bjornmuş ismi

"YARDIM LAZIM DA BURDA BİRAZ!"

"ÖLDÜR HEPSİNİ!"

Öldürmeyin demek istedim ama yaralarım sızlayınca ağzımı kapadım. Nasıl hala bilincim yerinde olabiliyordu? Tanrı acı çekmem için beni epey dayanıklı yapmış olmalı diye düşünüyordum. Bari ölseydim.

"KÖLE ALMAYACAK MIYIZ?! BURAYI SÖMÜRMEMİZ İÇİN Bİ KAÇ KİŞİYİ SAĞ BIRAKMAMIZ LAZIM!"

"KÖLEYE GEREK YOK! YETERİNCE ALDIK ZATEN!"

"KENDİME Bİ TANE PEDER ALABİLİR MİYİM?"

Kafam kaldıramayacak gibi olunca
"Bağırma artık." Diye hırladım. İkisi de bana baktı.

Bjorn "NE?!" diye bağırınca Tyrs da kulağını işaret edip, "Duymuyor da Bjorn biraz." dedi. Ofladım, kusacak gibi hissediyordum ama muhtemelen midem zaten delikti. Dışarıdan görünüyor olmalıydı

"NE DEDİN KEPTIN?!"

"Siktir git Bjorn."

"TAMAM."

Dudak büzüp Tyrs'a baktım,
"Bunu gayet iyi duydu."

"Sürprizlere doludur. Gel bakalım." deyip beni sırtına aldı. "Kanın sahiden güzel kokuyormuş. İnsanı mest ediyor."

Gözlerimi büyüttüm. Şimdi de bunların mı kölesi olacaktım?!

"Bekle! Götüremezsin beni bi yere!"

"Nedenmiş o? El koyuyorum sana."

"NE DEMEK YA EL KOYUYORUM FALAJ?! BIRAK BENİ!"

"Elimden kurtulursan bırakırım." deyip alayla sırıttı. Kımıldayamıyordum bile, dalga geçmesine hırlayıp,

"Ölürüm uzaklaşırsam. Şatodan uzaklaşamam." dedim.

"Ölmüş gibi görünmüyorsun."

"Öleceğim. Beni kullanmak için götürüyorsan kullanamayacaksın."

"Buna ihtiyacım yok. Hem sen nasıl konuşuyorsun be bunca yara bereyle?! Şu haline bak. İç organlarin dökülüyor resmen! Şuna bak aaa bağırsağın elime dolandı."

Bakmak için eğildim ama "Uyu!" diye tısladığında bi anda gözlerim karardı.

-

Deprem hissedip yerimden sıçradım ama acıyla inleyip geri düştüm. Tyrs bana bakıyordu. Ben de ona baktım.

"Ne geziyorsun burda?"

"Sen napıyorsun orda?" dedi. Olduğum yere baktım, duvara sarılmıştım. Duvarı temizler gibi yaptım,

"Sinek mi vardı neydi, öhöm." Saçımı karıştırıp normal bir şekilde geri oturdum ve gülümsedim,
"Deprem mi oldu demin? "

Göz devirdi ve "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu

Ağzımda havayı çiğneyip etrafa bakındım ve nasıl hissediyorum çözmeye çalıştım. Ağzımda garip bir tat vardı ve tanıdık geliyordu. Suratımı buruşturup, "Kan tadı alıyorum." dedim.

"Çok kan kaybettiğinden olmalı. Bişeler yemelisin."

"A UYANMIŞ BILE BU! HELAL OLSUN CADI SANA AYI GİBİSİN HA! NIHIHIHI!"