Ellerimin titremesi geçince nefesimi de dizginledim. Çıt çıkarmıyordum ve o herifi duymaya çalışıyordum. Burda beni bulamazdı, kendi kendime rahatça gülümsedim.
"Yo!"
"AAAAAAAAAAAAAA"
"Ordaki sandığı bulamadım ben, burda mı saklıyorsun?" diyerek iç çamaşırlarımın olduğu yere dalınca gözlerimi büyütüp önüne atladım.
"Hayır, öhöm." deyip geri çekildim, daha büyük gülümsedi. Sürekli alayla gülümseyen köylü bir barbardı. Onu iğrenerek süzüp göz devirdim.
"Neden buraya saklandın?" dedi. Kaşlarımı kaldırdım ve
"Saklanmadım! Ü-üzerimi değiştirmek istemiştim." dedim, sesim istemsizce tizleşip yüksek çıktı çünkü paniklemiştim."Hı hı"
"Gördüğün gibi bu şatoda sadece ben varım." dedim ve gülümsedim.
"Evet. Bir de bir sürü boktan kitap var."
"BOKtAn mı?!"
"Boktan tabii, romantik falan hep."
Kaşlarımı kaldırıp kollarımı önümde bağladım,
"İngilizce biliyorsun demek.""Doğru konuş lan benimle." diye hırladı, kollarımı geri çözdüm,
"-biliyorsunuz demek. Öhöm."
"İçlerindeki resimlerden belli."
"Oh bide onları karıştırmışsın......-ız. Öhöhöm, boğazımda bi gıcık var ama çözemedim yahu hayret bişe" deyip etrafa bakındım "Odamda bir kaç mücevherim var ama-"
"Ne zamandır buraya kilitlisin?"
Aynen her zaman sorduklari soru da bu zaten. Bi anda değişen konuya derince iç çektim;
"10 yıldır, bitkilerle ilaç yaptım diye cadı ilan edildim falan filan."
"Uygun bir yalan değil bu, hristiyanlar cadıları yakarlar. Seni buraya kilitlemişler. Korumaya mı çalışıyorlardı? Yoksa seni kullandılar mı? Nesin sen? Hm?"
Her sorusunda üzerime adımladı, ben de geri adımlayıp ona elimi uzattığımda durdu,
"Kusura bakmayın ismini bilmediğim garip soğuk ülkeden gelen yağmacı bayım, bu soru şekli hiç hoşuma gitmedi, ben bir kadınım, nesne değil. O her kitapta olan sahneyi yaşamayalım, bana adım adım yaklaşarak beni duvar ve kendi aranıza sıkıştıracağınızı biliyorum ama yemezler, kusura bakmayın tipim değilsiniz. " deyip burnumu havaya diktim. Göz devirdi ve sırtındaki baltasını döndürerek eline aldı. Bana doğru uzatınca diz çöktüm,
"2842 sene oluyor, ailemin kanı yüzünden tanrı tarafından lanetlendim. Kanımı içenin ömrü uzar ve gençleşir ingiltere kralları beni kullanıyordu ama 1000 yıl önce falan bir büyücü, kanımı sadece kendi içmek için şatoyu büyüledi, o ve ben hariç giren ölüyordu. Bu yüzden insanlar bana yaklaşamıyorlar büyücü de uzun zamandır gelmiyor. Ha bide bu şatodan çok uzaklaşırsam ölürmüşüm."
Bi süre adamla bakıştık, kaşlarını kaldırıp baltasını sırtına attı.
"Bu kadar çabuk dökülmeni beklemiyordum."
"Dökülmedim... ölümden korktuğum da yok zaten, inanmazsın diye düşünmüştüm."
"Aynen."
"İsa çarpsın ki!" diye bağırdım istemsizce, kaşlarını çattı;
"O kim be?"
"Tanrııı."
"Tanımıyorum öyle birini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı mı yoksa Şeytan mı?
Misterio / Suspensobera adında mükemmel bir kızımız şatosunda otururken bi anda vikingler basıp köle olarak onu alırlar ve vikinglerin başına doğa üstü olaylar gelmeye başlar ☺🪱 viking aşkm beni bitiriyor gerçekten