Sabahın erken saatlerinde mutfakta toplaşan evin kadınları için güzel bir dedikodu kaynağı vardı. Ali'nin, Nazlıyla evlenmiş olması Vuslatı sinir etmiş olsada iş işten geçmişti. Artık bu durumu kendi lehine çevirecekti. Konakta yaşanan bariz bir ağalık savaşı vardı. Ayşe kendi oğlu Fermanın ağa olmasını isterken Vuslat ise kendi oğlu Ali'nin ağa olmasını istiyordu.
Vuslat : Oğlım da evlendi. Atık bir de erkek torın ettımi Vefa aşiretinin yeni ağası olacah.
Ayşe : Çok beklersin. Benim dağ gibi böyük oğlım dururken Mehmet ağa senin oğlını seçmeyecah. Ayrıca yeni torın yakındır demi gelinim?
Beliz : He ana. Allah izin verirse yakında haberi vereram.
Harika : Ayrıca Ali ağa böyük şeherlerde gitap galem peşinde goşarken benim Ferman ağam konağın başındaydı. Mehmet Ağam bunu görmezden gelmeyecahtır görersiniz!
Daha fazla sessiz kalamayan Açelya araya girdi.
Açelya : Evet konağın başındaydı Ferman abim. Az daha evlendirecekti beni !
Harika : Keşke evlenipde gedeydin başımızdan!
Açelya : Yaşattığın zulmde boğulasın Harika! (Diyerek sinirle kalkıp odasına çıkar)
Vuslatın sinirli suratını gören Beliz kızının bu durumdan etkilenmesini istemedi.
Beliz : Leyla gızım sende Halanın peşinden get hayde.
Leyla koşturarak Açelyanın yanına giderken Vuslat pis bir sırıtışla konuşmaya başladı.
Vuslat : Ha gendi ağzınızla diyirsınız bak! Benim oğlım mektep görmüş yol yordam bilen bir ağadır. Sizinkisi gibi cahil değeldır!
Ayşe : Sen benim oğlıma cahilmi diyirsen ha?
Vuslat : He cahil diyirım nolacah?
Ayşe : (Vuslatın saçına yapışarak çekiştirmeye başlar) Ahanda bu olacah seni gidi gumam!
Harikada annesine yardıma koşmuş beraber Vuslatı döverken Beliz ise ayırmaya çalışıyordu. Mutfaktan çığlıklar çıkmaya başlarken içeri birden Ferman girdi.
Ferman : (Bağırarak) Noluyor burda!
Ferman'ın sesi ile birlikte kadınlar ayrıldı.
Ayşe : Yoktur bir şey oğlım.
Ferman : Ben size ne olursa olsun bir daha bu evde kavga etmeyecahsınız demedimmi ha! He Beliz! Ben sana kavgada seni ğörmeyeceğım demediimmi!
Beliz : Ağam ben ayırıyordum vallah-
Ferman : BİR DE UTANMADAN CEVAP VERİYOR! Odaya çık geliyorum! Bunun hesabını soracağam!
(Harikaya dönerek bir tokat çarpar) Ananın dizinin dibinde otır bir daha görürsem bacahlarını gırarım senin! Çoh olmaya başladın sen!
Ferman bir sinirle mutfaktan çıkıp odasına doğru yol alırken Vuslat ise üst kata çıktı. Ali'den çarşafı isteyecekti. Odanın önüne geldiğinde durdu. İki kez sertce kapıyı tıkladı.
Kapının çalınması ile Yatağı bir ucunda uyuyan Ali ve Öteki ucunda uyuyan Nazlı uyandı. Nazlı telaşla kalkarken Ali onu durdurdu. Dünden çıkarılıp yere konulan çarşafı kapıyı yarımca açarak Vuslatın eline tutuşturdu.
Ali : Kahvaltıya inicez bir ima veyahut üzerimizde bakış görmek istemiyorum.
Vuslat : Tamam oğıl.
Ali kapıyı geri kapatıp Nazlı'ya döndü.
Ali : Günaydın. Nasılsın?
Nazlı : Günaydın ağam. İyiyim.
